•10•

104 9 0
                                    

Tolga bana Kiyan'la ilgili söyleyeceği şeyi söyleyemeden telefonuna mesaj geldi. Kolumu ovalarken gözüm telefonunun ekranına dalmıştı. Kaşlarını çatarak mesajı okudu.

''Sakın, sakın işime burnunu sokma!''

Telefonu cebine atıp bana döndü. Tek kaşımı kaldırarak konuşmasını bekledim. Israrla susunca ben konuşmaya karar verdim.

''Tolga bana Kiyan'la ilgili önemli bir şey söyleyeceğini söylüyorsun ama konuşmuyorsun. Senin bu çocukla alıp veremediğin şey nedir?''

Elini yumruk yapıp yanımızdan ayrıldı. Arkasını dönüp gittiğinde dişlerinin arasından sessizce küfür ettiğini duydum. Selen ne olup bittiğini çözmeye çalışırken koridordaki herkes bize yüzlerini dönmüş şekilde şaşkınca izliyorlardı. Selen işlerine bakmalarını için ürkütücü bir bakış attı. Ben kendi sınıfıma girerken Selen de üst kata çıktı. Tolga'nın yaptığı şeye bir anlam veremedim.

Sınıfa girdiğimde kağıtları uçak yapıp uçuruyorlardı. Kiyan ortalıkta yoktu. Yerime oturup çantamı yerleştirdim. Dirseğimi masanın üstüne kenetleyerek sol elimi çenemin altına koyup nefesimi dışarı vurdum. Telefonumu açıp twitter'a girdim. Dün çorba yaparken beni çekip timeline'a atmış. Birde ''Hazar'ı mutfağa sokmamın zaferi!'' yazmış.

Kapıdan gelen Kiyan ve Ceyhun'u gördüm.

Kiyan elindeki ders kitabını masaya koyarak yanıma oturdu. Ceyhun'da önümüze oturdu. Fotoğrafı Kiyan'ın gözünün içine sokacak kadar suratına yaklaştırdım. Eliyle biraz geri iterek telefonu eline aldı. Kıkırdamaya başladı. Ceyhun'a da gösterdi. Ceyhun da ağzını açarak sırıtmaya başladı. Kaşlarımı çatıp öksürdüm. Ceyhun kendini silkeleyerek Kiyan'a döndü.

''Kanka az ye de uşak tut kendine.''

''Hazar düşünsene evlenince bana böyle yemek yapacağını.'' deyip kahkaha attı.

''Kiyan bayıldı yaparım parmaklarını yersin.'' Muzipçe sırıttım.

İçeri elinde broşürlerle üst sınıflardan bir kız girdi.

''Hafta sonu bahar kampına gelmek isteyenler yarına kadar bana ulaşabilir.'' elindeki broşürleri sıraların üstüne koyup sınıftan çıktı. Birazdan Selen'in yanıma koşarak geleceğinden eminim.

Bahar kampını her sene okuldan bir öğrenci düzenleyip diğerlerine liderlik eder.

Broşürü incelerken Selen sınıfa geldi. Yanımıza doğru gelip broşürü suratında tuttu.

''Hazar, gidiyoruz.'' deyip gözleriyle sınıfta Egemen'i aradı. Olumlu bir şekilde kafamı salladım. Geçen seneki kampa benim yüzümden Selen'de gidememişti. Ayağımı sakatlamıştım, Selen başımda durmuştu. Kiyan'a döndüm.

''Gelecek misin?'' diye sordum.

''İşim olmaz.'' deyince gözlerimi devirdim. Broşürde bu seneki liderin Tolga olduğu yazıyordu.

''Bu seneki lider Tolgaymış.'' dediğimde kaşlarını çatıp sırtını dikleştirdi.

''Bende geliyorum.''

Sırıttım ama liderin Tolga olduğunu gördüğümde biraz üzüldüm. Bu kampı bize zehir edeceğinden emindim. Selen ve Ceyhun çıktıktan sonra Egemen ve Emre gelmişti.

İçeri Teoman girdi. Yaklaşık yarım saattir sınıfta yoktu. Elinde siyah ciltli kitap vardı. Tebessüm edip masama koydu. Kiyan'a döndüğümde Teoman'ı kaşları çatık izliyordu. Pek haz etmemişti Teoman'dan. Kitabın üstünde ki yazıya baktığımda biyolojik babamın şiir kitabı olduğunu gördüm. Dağhan Aymaz, Karanlığın Gölgesi...

Karanlık HesapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin