•14•

89 0 0
                                    

Hazar yanağıma öpücük kondurdu. Elimi yanağıma götürüp şapşal şapşal Hazar'a baktım.

''Yok artık. Dur ben bundan bir şey anlamadım. Bir kere daha öp.'' dediğimde yanakları kızarmıştı.

''Aman da aman, utanırmış.'' deyip burnunu sıkarak salladım. Somurtarak elimi itti ve burnunu ovaladı. Koltuğa oturduğunda yanına oturdum. Saçının bir tutamını kulağının arkasına yerleştirdi. Gözlerimi kapatarak kokusunu içime çektim. Çok güzel kokuyordu. Tarifsiz ve mükemmel bir koku.

''Nasılsın?''

''Kafama aldığım darbelere rağmen, gayet iyiyim.

Gülümsedi.

''Sen nasılsın?''

''Parçalı bulutlu.''

Hazar ve değişik ruh halleri. Hazar'a Alin'den bahsetmeli miydim bilmiyorum. Kıskançlık krizlerine girecek bir kız değildi Hazar...Yoksa öyle miydi? Alin'i eskiden ne kadar çok sevdiğimi bilseydi kırılırdı. Bitmiş bir ilişkiyi çok umursayacağını sanmıyorum. Tam konuşmak için ağzımı aralamışken, o konuşmaya başladı.

''Sana gelirken Teoman'la karşılaştım. Geçmiş olsun dileklerini iletmemi istedi.''

Bu çocuk neden sürekli Hazar'ın karşısına çıkıyordu? Sinirden çenem kasılmış olacak ki Hazar'ın suratında pişmanlık duygusu vardı.

''O çocukla konuşmanı istemiyorum!''

Sesim umduğumdan yüksek çıktı. Suratında şaşkınlıkla elini beline götürdü.

''Kiminle konuşup konuşmayacağıma artık sen mi karar veriyorsun?''

Soğuk ve kararlı bir sesle ''Aynen.'' dedim.

''Annem ya da babam değilsin. Sen neyim olup da buna karar veriyorsun?!''

Hazar'ın söylediği son cümleye hak verdim. Hazar'ın hayatındaki rolüm neydi? Hazardaki yerim neresiydi? Bunun cevabını ondan çok ben merak ediyordum.

''Hazar...Ben senin neyinim?'' Sesim alçak çıkmasına özen göstererek konuştum. Kafasını eğip tırnaklarıyla oynamaya başlayınca ellerini birbirinden ayırdım. Boş boş bakmaya başladı. Hazar'ın bu bakışlarında kararsızlık vardı ve bu benim en nefret ettiğim şey. Kararsızlık! Sakinliğimi korumaya çalışsam da çabuk sinirlenen bir yapım vardı.

''Bir şey söyle! Bana senin neyin olduğumu söyle, bende sana karşı öyle hareket edeyim.''

Gözleri dolunca bağırdığım için pişman oldum.

''Hiçbir şeyim değilsin!'' Suratıma bile bakmadan titrek bir sesle bağırıp evden çıktı. Peşinden gittiğimde çoktan uzaklaşmıştı bile.

Hiçbir şeyim değilsin, dedi. Arkadaşımsın dese daha az koyardı anasını satayım. Hazarla olan dengemizi bazen ben bile çözemiyordum. Kafası o kadar karışık ki...

Telefonuma gelen mesaj sesiyle koltuğa yerleşip telefonu elime aldım. Gelen ses kaydını açtım.

''Bunu söylemekten nefret ediyorum ama Burak bizim yüzümüzden öldü. Kiyan, bir nevi katiliz farkında mısın? Hatta biz katiliz.''

Siktir!

Telefonu sehpaya sertçe bıraktım. Ellerimi saçlarımın arasında karıştırarak ayakta bir sağa bir sola gidiyordum.

Bu Egemen'in sesi. O gün konuşurken bunu ses kaydına mı almıştı yoksa, ama Egemen böyle bir şey yapsa kendi sesini kaydetmez. Saçmalamayı kes Kiyan , o senin arkadaşın!

Karanlık HesapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin