•11•

113 8 5
                                    

Hazar'dan

Çarşamba günü yaptığımız deneme sınavından düşük aldığım için babamdan tonlarca azar işittim. Benden çok derslerimle ilgilenirdi. Kiyan'da düşük almıştı ama onun derslere karşı ilgisi dahi yoktu. 11. sınıfım ve seneye 12. sınıf olacağım. Geleceğim için gireceğim bir sınavım var. Daha çok çalışmam gerektiğinin farkındayım ama aile sırlarım buna izin vermiyor. Her gün teker teker çözdüğüm düğümlerin ardı arkası kesilmiyor. Her ipucunun arkasında yeni bir olay... Çarşamba akşamı o parka gittiğimde hiç kimse yoktu, banklara sızmış sarhoşlar hariç. Eve döndükten sonra bilgisayarımı açıp parkın eski halini araştırdım. Turuncu bir bank vardı ama yıllar geçtikçe rengi solduğu için boyanmıştı. Belki de başka yollarla aramalıyım. Babama ve anneme kim olduğunu soramam ama hastaneden öğrenebilirim. Perşembe sabahı kalkıp okuldan önce hastaneye gittim. Hastaneyi babamdan daha iyi biliyordum. Babam hastalarıyla ilgilenirken bende hastanede ki çocuklara moral vermek için onlar vakit geçirirdim. Arşiv odasına doğru giderken babamın yakın arkadaşı Sinan amcayla karşılaşmıştık. Babama uğradığımı söylediğimde ameliyatta olduğunu söylemişti. Beni okula kadar bırakıp geri döndü. Arşiv odasına giremeden okula geçmiştim. Kiyan'da ortalıklarda yoktu. Tek başıma halledeceğim iş değildi. Yaklaşık iki gündür Kiyan'la konuşmamıştık. Emre, hasta olduğunu söylemişti ama inandırıcı gelmemişti bana. Evine gittiğimde kapıyı tıklatıp durmama cevap alamadım. Mesajlarıma ya da aramalarıma cevap vermiyordu.

*

Sen güzelsin... Çok güzelsin.

Sende gördüğümü başkası görecek diye korkuyorum.

Sadece beni sev, bana gül, bana sarıl istiyorum.

Sen beni değiştirebilecek kadar güçlüydün, öylesin.

Belki de ben aptal bir aşığım.

Kulağıma çarpan Kiyan'ın sesiyle gözlerimi araladım. O konuşmaya devam ederken uyandığımdan habersiz sırtım dönük bir şekilde onu dinliyordum. Gözlerimi kırpıştırıp dinlerken iki gündür mesajlarıma ve aramalarıma cevap vermediği aklıma gelmişti. Kaşlarımı çatıp dinlemeye devam ettim. Dudakları kulağıma değince irkilerek oturur pozisyon aldım.

''Benden kaçıyorsun.''

Kafasını eğip gülümsedi. Benden kaçıyordu. Ben öfkeliyken onun gülümsemesi sinirimi bozuyordu.

''Kaçmıyordum, sadece biraz uzaklaşıp seni korumak istedim.''

''Kendinden mi?''

Nefesini dışarı vurup suratıma incelercesine baktı.

''Bu soruyu kendime defalarca sordum. İnan bende bilmiyorum, zihnim sadece sol tarafımın sahibini korumam gerektiğini söylüyor. Neyse hadi hazırlan.''

''Neden?'' 

''Kamp?''Kaşlarını kaldırıp dudağını büzdü.

Elimi alnıma götürüp ovaladım. Tamamen unutmuştum. Ben yüzümü yıkamaya giderken Kiyan yatağın köşesine oturup beni bekledi. Dolabımdan küçük valizimi çıkartıp bir kaç parça sweatshirt ve kot pantolonumu yerleştirdim. Aslında bir kaç parça değilde, ne olur ne olmaz canım. 

''Alt tarafı bir gece kalacağız, 3 aylık tatil çantası mı hazırlıyorsun?'' Arkama dönüp gözlerimi devirdim ve spor ayakkabılarımı yerleştirdim. En rahat olanını ayağıma geçirip diğerini çantaya attım. Çantayı Kiyan'ın kucağına attığımda üstüne dev meteor düşmüş gibi nefesini tuttu. Çantayı alıp aşağı inerken yatağımın üstüne bıraktığım siyah pantolonumu bacaklarımdan geçirip üstüme kapüşonlu mavi sweatshirt giydim. Elimi cebime atıp merdivenlerden seke seke indim. Kiyan masada babamla kahvaltı yaparken ağzıma peynir dilimini atıp Kiyan'ı çekiştirdim. 

Karanlık HesapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin