Uyandığımda öğlendi ve derse dakikalar kalmıştı. Dolaba gidip mavi etek, üstüne beyaz tişört giydim. Kitaplarımı alıp evden kendimi attım. Size kendimi tanıtmayı unuttum. 23 yaşında, moda tasarımı okuyan bir kızım. Brezilya'nın Mato Grosso eyaletinde yaşıyorum. Burası moda tasarımcıları için güzel bir yer. İş imkânı daha rahat bulunuyor. Okula geldiğim de Sierra'yı gördüm. Yine aynı siyahlığıyla orada ölü gibi oturuyordu. Okuldaki herkes ondan korkuyor. Eğer onun grubuna katılırsan senden de korkardı.
''Sierra, ne yapıyorsun?''
''Bu akşam parti var. Geleceksin değil mi?''
''Partileri severim bilirsin.''
Yanına oturup etrafı incelemeye başladım. Sierra kadar korkunç birisi daha vardı. Desmond. Okuldaki herkes ondan nefret ederdi. Neden nefret ettiklerini hep merak ettim? Ben seviyorum. Aslında ona deliler gibi âşığım. Acaba onunla çıkarsam okuldaki herkes benden de mi nefret edecekti? Ben okulda sevilen bir kızdım; ama bir o kadar da korkuyorlardı. Yanımıza Crystal gelince grup tamamlanmış oldu. Yine derse tam zamanında giriyorum. Dersleri dinlemek sıkıcıydı ama sürekli çizim yaptığımız için keyifli oluyordu. Bugün sadece bir dersim var. Bu beni mutlu etmeye yetti. Elime tutturulan kâğıtla gülmeye başladım. Biz lisede miyiz? Hala kâğıtla mı konuşacaktık? Kâğıdı açıp okuduğum da Jonathan'dan olduğunu anladım. Bu akşam ki partiden söz ediyordu. Kabul ederdim ama gelip yüzüme söylemesi lazım. Ben böyle şeylerden hoşlanmam. Zil çalınca herkes koşarak sınıftan çıktı. Ben de yavaşça eşyalarımı çantama koyuyordum. Birisi önümde dikildiğini görünce ona baktım. Jonathan'dı.
''Bu akşam partiye benimle gelir misin?''
''Evet gelirim. Beni evden alırsın.''
Göz kırpıp yanımdan gitti. Arabaya binip alışveriş yapmaya gittim. Akşam güzel olmalıydım. Ne de olsa Sierra gibi birisinin grubundasın ve herkes senden korkuyor. Ama en büyük etken Desmond tabii ki. Sierra asla temasız parti vermez. Telefonu çıkarıp Sierra'yı aradım.
''Dakota.''
''Partinin konusu ne?''
''Ölüm.''
''Neden kasvetli temalar seçiyorsun?''
''Ruhumu yansıtıyor.''
Telefonu kapatıp alışverişe geri döndüm. Siyah kabarık mini bir elbise aldım. Saçlarımın bir kısmı mavi; diğer kısmı ise sarıydı. Sierra'nın grubuna girdikten sonra boyatmıştım. Siyah dantelli eldiven aldığımda tam oldum. Makyajımı kendim yapacaktım ama herkes biliyor ki doğru düzgün makyaj yapamıyorum. Kesinlikle birisine başvurmam lazım. Bana yarım saat gibi gelen alışveriş aslında iki saat sürmüş. Eve gelince kendimi koltuklardan birine attım. Eve şöyle bakınca temizlenmeye ihtiyacı vardı ama sürekli üşeniyorum. Zaten toplasam yarım saat sonra yine dağılacaktı. Saate bakınca hazırlanmam için son bir saatimin kaldığını gördüm. Üstümü giyinip hemen kuaföre gittim. Saçlarıma sadece çeki düzen vermelerini istedim. Başka bir şey yapmalarını istemiyorum. Makyajımı da yaptırdıktan sonra eve geri gittim. Gelmesine 10 dakikam kaldı. Kapı çalınınca Jonathan'ın erken geldiğini sandım; ama kapıda kimse yoktu. Bundan korksam mı bilemiyorum? Yine de korkmaya başladım. Kapıyı tam kapatırken birisinin ayağı kapatmamı engelledi. Kapıyı açıp direk yumruğumu yüzüne geçirdim. Yüzüne dikkatlice bakınca Jonathan olduğunu gördüm.
'' Gerçekten çok özür dilerim. Sen öyle yapınca ben de korkudan sana saldırdım.''
''Sorun değil. Asıl ben korkuttuysam özür dilerim.''
Mekânın etrafında kemikler vardı. Çok iğrenç gözüküyordu. Bunları görünce insanın midesi bulanmıyor mu? Mesela ben bunları görünce midem bulanıyor. Havada ölüm kokusu hâkimdi. Bunu kimse fark etmese de vardı. Koku alma duyum köpekler kadar kuvvetliydi. Sierra bizi görünce sıkı sıkı sarıldı.
''Burada böyle dikilecek misiniz?''
''İçeriye giriyorduk.''
İçeriye girerken Sierra kolumu tuttu.
''Desmond daha gelmedi. Haberin olsun.''
''Bundan bana ne?''
''Ona bakışını görüyorum Dakota. Benden bunu nasıl saklarsın?''
''Seninde ondan hoşlandığını düşündüm. Onun için sana söylemedim.''
''Yani içinden benimle yarışa mı giriyordun?''
''Hayır. O anlamda değil. Ben geri çekilmeyi düşündüm; ama beceremiyorum.''
''Ama çok yanılmışsın. Ben ona değil yanındaki Benny'e bakıyorum. Aslında bende senden bir şeyler gizlemiş olabilirim. Benny ile 5 aydır çıkıyoruz ve bunu senden sakladım. Ondan hoşlanabilirsin diye düşündüm.''
''Biz ne kadar güzel arkadaşız. Birbirimizden bir şeyler saklıyoruz.''
''Evet, evet sana ilk defa katılıyorum. O zaman bir daha saklamayalım.''
İçeriye girdiğim de Jonathan'ı aramaya başladım; ama hiçbir yer de yoktu. Nereye kayboldu? Kolumdan tutulunca korkuyla arkama döndüm.
''Birisini mi arıyorsun?''
Kolumu tutan Desmond du.
''Imm hayır. Yani evet arkadaşımı kaybettim.''
''Arkadaşını kaybettin.''
''Evet, buraya Jonathan ile geldim. Şuan ortalıkta yok.''
Yüzü asıldı. Sanki ona bir şey dedim.
''Onu aramayı bırakmalısın. O duvar kenarında oturuyor.''
''Tamam teşekkürler. Onun yanına gideyim.''
''Bence gitme. Onu rahat bırak.''
''Neden?''
''Nedenini kendi gözlerinle gör.''
Arkaya çevirdiğinde Jonathan bizim sınıftaki Tiffany'i öpüyordu. Buna üzüleyim mi yoksa tepki veriyim mi bilemedim?
''Sizin aranız da bir şey var mıydı?''
''Nasıl şeyler?''
''Sevgili miydiniz?''
''Hayır, sadece arkadaştık. Bundan ötesi olmadı.''
''Anladım. Sonra görüşürüz. Ne de olsa gece uzun.''
''Görüşürüz.''
Sierra'nın yanında soluğu aldım.
''Sierra neler oldu biliyor musun?''
''Biliyorum hep sizi izledim. Benim biraz işim var. Sonra konuşalım mı?''
Yanındakine hiç bakmadım. Benny bana el sallayınca özür dileyip yanlarından uzaklaştım. Şuan tek başıma koltukta oturuyorum. Zihnimde bir sürü ses vardı ama hiç birini anlayamıyordum. Zihnim o kadar kalabalıktı ki nefes alamayacak gibi hissettim. Dışarıya çıktığımda tüm sesler kesildi; ama yinede nefes alamıyorum. Sanki soluk borum daraldı ve açılmıyor. Yere yattım ve debelenmeye başladım. Şuan birisinin yardımına ihtiyacım vardı. Zihnimde Desmond'un sesini duyunca etrafa bakındım. Belki de bana sesleniyordu; ama ben göremiyordum. Gözlerim kapanmaya başladı. Birisinin yanıma koştuğunu gördüm ve devamı yoktu.
Arkadaşlar biliyorum kısa oldu.Diğer bölüm daha uzun olacak.Yorum ve Vote bırakmayı unutmayın :) :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Akademisi
VampireHeyecana hazır mısınız?Acaba Dakota'nın başına neler geliyor.Bu okulu nasıl buluyor?