Desmond

718 44 0
                                    

                                                                                12 YIL ÖNCE

O zamanlar 5 yaşlarındaydım sanırım ve eve geç kalmıştım. Annem ve babam benden utandığı için akşamları evden dışarıya çıkmamı istemiyorlardı. Eve geldiğim de annem elin de demir çubukla beni bekliyordu.

''Desmond sen nerede kaldın? Güneşin ne zaman battığını biliyor musun?''

''Arkadaşlarla oyuna dalmışım anne. Bunda abartılacak bir şey yok.''

''Senin için yok oğlum ama bizim için var. Bu eve girdiğini birisi gördü mü?''

''Hayır, o kadar hızlı geldim ki kimse bu eve girdiğimi görmedi.''

''Tamam, o zaman seni bu sefer affediyorum.''

Demir çubuktan kurtulduğumu sanıyordum ama çok çabuk karar vermişim. Komşumuz kapıyı çalıp içeriye girdiğin de beni gördü ve beni küçümsemeye başladı. Annem de ona katılmıştı ve bana yapmadıkları şey bırakmamışlardı. Yerde kanlar için de yatıyordum. Ablam, ağabeyim, babam ve annem öylece yanımdan geçip gittiler. Ben ise oradan ne zaman kalktığımı hatırlamıyorum? Sanırım birisi kaldırmıştı ama o kimdi hatırlamıyorum? Birkaç gün kendime gelemedim. Yatmıştım. Gündüz yürüyenler pek yatamaz. Eğer yatarsa ölüm eşiğindedir. Babam ve annemin konuşmalarını duymuştum.

''Desmond hala nerede?''

''Hala yataktan kalkmıyor.''

''Ölüyor sonunda.''

''Evet, ondan kurtuluyoruz. Shelby acaba fazla mı gidiyoruz?''

Annem beni mi savunuyordu? O kadar şey yaşattıktan sonra.

                                                                                 GÜNÜMÜZ

Onları düşündükçe gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Bağıramıyordum ve bir köşeye geçip ağlamaya devam ettim. Onlardan nefret ediyorum. Boş bir sokağa girdiğim de avazım çıkana kadar bağırmaya başladım.

''Sizden nefret ediyorum. Neden bu kadar kötüsünüz? Neden bu kadar şey yaşattınız bana?''

İçimdeki enerjiyi kontrol etmekte zorlanmaya başladım. Yoldan geçen bir kaç ölümlü ile oynayabilirim.

''Yazık kim bilir onu ne kadar üzdüler?''

Onların bu konuşmalarını duyunca onlara acımam gerekmediğini onları bir çırpıda öldürmem gerektiğini fark ettim ve önlerini kesip kafalarını vücutlarından ayırdım. O kadar zevk almıştım ki. Daha kimlerin çıkacağını görmek için kalabalık sokaklara gitmeye başladım. Bir kafeye gidip baktığım da boş masa bile yoktu. Ayakta bekleyen müşteriler bile vardı ve bu benim için o kadar zevkli olacaktı ki. Kapıdan içeriye girdiğim de herkes bana bakmaya başladı. Onlarda haklıydı kimin gözünden kanlar akardı.

''Affedersiniz ama maalesef boş masamız yok.''

Ona bakmaya başladığım da transa çoktan girmişti.

''Boş masanız var ve şimdi şurada ki tüm çocuklu ailelerin çıkmasını iste.''

''Peki efendim.''

Çocuklu ailelere böyle bir kötülük yapamazdım. Ben annem ve babam gibi değildim. Çıktıkların da işime koyulma zamanı geldiğini anladım. Garson yeniden yanıma geldiğin de;

''Başka bir şey istiyor musunuz?''

''Şu kapıyı kilitle ve bir köşeye çekil.''

Ona da zarar vermek istemiyorum. Onun benim sadık bir kölem olmasını sağlayacaktım ve o benim gözüm kulağım her şeyim olacaktı. Kapıyı kilitleyip bir köşeye çekildi. Herkes panikledi. Birisi çıkıp bana bağırmaya başladı.

Vampir AkademisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin