5. MERHAMET EN ÇOK ANNELERİN KALBİNDE KAYNAR !

106 1 0
                                    

Taş değildim. Duyuyordum. Duyuruyorlardı. Köyümüzün yaşını başını almış kadınları bir araya geldikleri anlarda beni çekiştiriyorlardı. Güzelmişim, annem gibi cilveliymişim güya!

Köyün delikanlılarını birbirine düşürüyormuşum!

Evlenmeliymişim artık!

Sözü evirip çevirip bebelerini kucaklarına almış yaşıtlarıma getiriyorlardı: Onlara bakmalıymışım! Onlar gibi olmalıymışım!

Birkaç sene daha beklersem adım ''evde kalmış'' a çıkacakmış!

Görürmüşüm ben, yüzüme bile bakan olmayacakmış!

Daha yirmi yaşımı yeni bitirmiştim oysa. Şaşkındım; ne diyeceğimi bilemiyordum. Tek tesellim kasabamızın sağlık ocağında çalışan süslü hemşirenin anlattıklarıydı. Burnunu çeke çeke konuşurdu şehirli hemşire. "Büyük şehirlerde kimse bu yaşlarda evlenmez kızım; meyveler bile bekleyerek olgunlaşır!" derdi. Taa otuzuna merdiven dayayıp da ''Ben daha çok gencim, şimdiden koca kahrı çekemem!" diye bekleyen şehir kızlarını dudaklarını büke büke, övünerek anlatırdı.

Bir de köyümüzün inatcı kadınlarına anlatabilseydim bunları!

Nuh derlerdi, peygamber demezlerdi onlar. Biz, yeni yetmeler, hepimiz câhildik!

Buralar büyük şehir değildi!

Çoktan evlenmem, çoluk çocuğa karışmam gerekirdi. Benim de bildiğim gibi, köyümüzde evlenme yaşı yirminin üzerine hiç çıkmazdı. Eski köye yeni adet getirmemeliydim, görücüye gelen köylüleri daha kapıdan çevirmemeliydim.

Taş değildim!

Kafama takmıyor değildi söylenenleri.Yoktu işte şöyle ilk bakışta kendimi unutup da gözlerinde kaybolacağım bir delikanlı buralarda. Yoktu demiyelim, elbette vardı da, benim kalbim onu göremiyordu. Anlamıyor, yatışmıyor, kimseyi içeri bırakmıyordu. Arkadaşlarım da biliyorlardı girdiğim bu çıkmaz sokağı. Her fırsatta bana yardımcı olabilmek için çırpınıyorlardı. Her biri bir başkasını yakıştırıyordu bana: Zeliha, Cabbarların İsmail'i; Keziban, Tenekecilerin Sülüman'ı; Gülten ise aşağı mahalleli Arif'i uygun buluyordu.

Bunalmıştım. Aşağı mahalleli Arif'in kuytuda karşıma çıkıvermesi bardağı taşıran son damla olmuştu. Uzun uzun düşünmüştüm o akşam. Kalbimi terslemiş, aklıma uymuştum. İşte o gün, içimde solgun kıyametler koparken vermiştim o zor kararımı: Ya Arif olacaktı ya Sülüman!

Birisini seçecektim. Susacaklardı, rahata kavuşacaklardı köyümüzün çok bilmiş kadınları. Her fırsatta beni çekiştirmeyi bırakacaklardı!

Tam da o gece o yaman rüyayı göreceğimi nereden bilecektim...

DEVAMI KiTABIMIZDA....
Ümidim biterken başlar tüm kitapcılarda....
Başta Kitapyurdu.com, D&R, BKM olmak üzere şehrinizde bulunan tüm kitapcılardan temin edebilirsiniz....



ÜMİDİM BİTERKEN BAŞLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin