''Madem herkes kimliğini açıklıyor, ben bir cadıyım Bell.'' dedi Grace. Bella ona bir müddet öylece baktı, ardından bağırdı:
''Tanrı aşkına burda tek normal olan ben miyim?''
''Bununla da bitmiyor.'' dedi Grace nefesini verirken. Bella diyeceklerine kendini hazırlarken Grace devam etti: yaşınd
''Ben senin annenim İsabella.''
Bella derin derin derin nefes alırken ağzı kocaman açıldı. Ardından aklına gördüğü rüya geldi. Rüyasında gördüğü, pelerinden dökülen kızıl saçlar, kenarına işlenmiş baş harfler, hepsi teker teker yayına oturmuştu. ''Anne!'' diye sesleniyordu. Demek ki hissetmişti. Grace yavaş yavaş ayağa kalktı. Ardından bir şeyler mırıldanarak parmağını döndürmeye başladı. O böyle yaptıkça, etrafa koyu gri bir duman yayılıyordu.Duman yavaşça dağıldıktan sonra, ortaya çıkan görüntü Bella'yı şok etmişti.
Karşısında Grace'i, kızıl saçları ve yeşil gözleri aynı kalan, fakat yüzü daha olgun bir şekilde görmüştü. Annesinin gerçek yüzünü görmüştü. Bella'nın gözlerinden bir yaş süzüldüğünde fısıldadı:
''Anne..''
''Ah Bella..'' Grace, Bella'ya sarılacakken Bella onu durdurdu.
''Neden gittin?''
''Bella bunları sonra konuşuruz. Yanında olup sana doyasıya sarılamamak, saçlarının kokusunu içime çekememek çok kötüydü. Bana izin ver..''
''Bizi neden bıraktın!''
''Korktum! Anladın mı korktum! Henüz 19 yaşındaydım ve ikizlerim olacaktı. Hazır değildim. Aldırmak istedim ama olmadı..''
''Babam nerde?''
''Babanla uzun süre önce ayrıldık.''
''Neden?'' diye fısıldadı Bella, gözlerinden bir yaş daha süzülürken.
''Bir keresinde, kavga ederken bana çok sinirlenmişti. Ve kurda dönüşmüştü. Kontrolünü kaybetti ve bana saldırdı. Neredeyse ölüyordum. Ertesi sabah yoktu. Gitmişti.'' dedi ve karnındaki yara izlerini gösterdi.
''Peki bu cadılık meselesi de ne?'' diye sordu Bella.
''Bulduğum bir büyücüye yüklü miktarda para verdim. Başta pişman oldum ama, güç, bana bunları unutturdu. Sihir gerçektir Ay kızım. Dolunayda hiç bir büyü sana işlemiyor. Çünkü sana bir büyü yapmıştım. Olur da bir gün sinirli bir kurt adam çıkarsa karşına, yaraların hemen iyleşecek, ve hiç bir büyücü sana büyü yapamayacak. Büyüyü benim yapmama rağmen sana benim büyülerim bile işlemiyor. Bu sen isteyene kadar bozumayacak.''dedi Bella.
''Pekala, Sam doğuştan bir kurt adam. Benim öyle bir yeteneğim var mı peki?'' diye sordu Bella gözlerini kısarak.
''Kurt adam DNA'sı erkekler üzerinde daha baskın çıkar Bella. İkiz olduğunuz için DNA sarmalı Sam'i uygun bulmuş. Yani sen normal bir insansın. Ama 18. yaşını doldurana kadar bundan emin olamayız.'' dedi Grace.
''Beni bu yetimhaneden kurtar.'' dedi Bella. Ardından devam etti. ''Annem olduğunu açıkla, beni yanına al. Ben burdan çok sıkıldım.'' dedi Bella.
''Bilemiyorum Bella..'' dedi Grace. Bella yutkundu. Grace camdan ışığı süzülen Ay'a baktı.
''Dolunay'ın son günüydü, artık yok. Uyu, güzel kızım.'' dedi, ve işaret parmağını Bella'nın alnına dokundurmasıyla Bella güzel bir uykuya daldı. Ardından Grace, kızının yanına oturup saçlarını okşadı. Yüzüne dokundu.
---
''Günaydın!''
''Uyuyorum Sammy..''
''Ah, bu kadar uykucu muymuş benim ikizim? Annemi bulma planımı hızlandırdım. Yardımın lazım. Ah hadi Bell!'' Bella tek gözünü açtı.
''Ben buldum annemizi.''
''Nasıl?'' diye sordu Sam.
''Daha doğrusu o beni buldu. Grace.. Grace Clark. Kızıl saçlı, yeşil gözlü. Ona çekmişiz sanırım.'' Sam yutkundu.
''Peki şu an nerde?'' diye sordu.
''Burdayım.'' dedi Grace aniden Sam'in arkasında belirerek. Bella iki gözünü de aralayıp yattığı yerde yavaşça doğruldu. Sam yavaşça arkasına döndü.
''Aman Tanrım..'' dedi Sam. ''Annemiz bir taşmış.'' Grace gülümsedi.
''Cehenneme gideceksin.'' dedi Bella onunla dalga geçerek.
''Pekala, sen aniden nasıl çıktın?''
''Ben bir cadıyım oğlum.'' dedi Grace. Sam'in de şaşkınlıktan gözleri kocaman olduğunda, Grace derin bir nefes aldı. Aynı şeyleri bu sefer ona da anlatacaktı.
''...Peki şu an babamız nerde?''
''En ufak bir fikrim yok. Onu görmeyeli yıllar oldu.'' dedi Grace, gözleri uzaklara dalarken.
''Onu nerde bulabiliriz? Hadi ama sen bir cadısın! Büyü yap bir şey yap oku üfle bilmiyorum işte!'' dedi Sam.
''Neden onu bu kadar bulmak istiyorsun?'' diye sordu Bella.
''Çünkü tehlikedeyim.'' dedi Sam.
''Günaydın Bella, günaydın Sam, günaydın ... Siz kimsiniz?'' diye sordu içeri dalan Peter.
''Ben Grace.''
''İşte yine başlıyoruz.'' dedi Bella, ve kendini yatağa atıp yorganı kafasına kadar çekti.
---
''Ah, okuldan nefret ediyorum. Buraya seni bulmak için gelmiştim Bell. Seni bulduğuma göre okul hayatıma son verebilirim.'' dedi Sam.
''Veremezsin canım. Beraber mezun olacağız.'' dedi Bella.
''Hey Sam!'' diyerek yanlarına gelen Emma'ya baktılar.
''Yeni takıntısı sensin, geçmiş olsun.'' diyerek Sam'in sırtına yavaşça vurdu Peter.
''Selam.'' dedi Sam sırıtarak. Normal gülmekten çok zorla gülmekti.
''Çıkışta bir şeyler yapmaya ne dersin?'' diye sordu Peter'e imalı imalı bakarak.
''Gelemez.'' dedi Bella, Sam'in koluna giren Emma'yı iterek.
''Ne oluyor be? Hem sen kimsin de karışıyorsun?'' diyerek bağırdı Emma. Bella sırıttı, Emma'ya yaklaştı ve;
''O benim ikizim.'' dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Isabella'nın Günlüğü
FantasyGenç ve güzel, kendisini bildi bileli yetimhanede büyüyen Isabella. Günün birinde yolda gördüğü ove onu koruyup kollayan küçük köpeğin, aslında bir kurt olduğunu öğrenmesinin ve devamında gelen doğaüstü olayların hikayesi.