Gülse, hemen araştırmaya koyuldu. Her telefon konuşmasında seslerini kayıt altına aldı. Adil ile iletişime geçti. Doruk'tan Adil'in evi hakkında bilgiler aldı. Daha derin bilgiler. Yeşim ile beraber bütün bunları çözmeye odaklanmışlardı. Odasının bir duvarına raptiyelerle her şeyi anlatan bir harita yaratmıştı. Her şey, tamamdı.
Adil, katil değildi, sadece katile yardım ettiğini sanıyordu, psikolojik tedaviye ihtiyacı vardı. Evindeki bütün o paralar gece sarhoş olduğu zamanlarda ustaca bankalardan çalınmış milyarlardı. Cesetler ise geceleri uyuyamadığı zaman bir mezarlığa girerek tabutlarından çıkarıp tekrar öldürdüğü insanların çaresiz bedenleriydi. Cesetlerden biriyse Gülse'nin babasına aitti. Adil, onu da çıkarıp alnına tek bir kurşun sıkmıştı. Savaş, katil değildi. Cesetlere bakılırsa, bu hiç de Savaş'ın işi gibi görünmüyordu. Cinayetler (!?) çok temiz işlenmişti. Tabi ki Adil'in evindekilerden bahsediyorum. Gülse, bütün bunları çözebilmişti. Peki, peki katil kimdi? O neredeydi? Ve daha da önemlisi, dayısının ne kadar ömrü kalmıştı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülümse Adalet
FanfictionAdil'in evinde, etrafta dönen cesetler ve büyük meblada paralardan oluşan karanlık bir dünya. Gülse'nin sigarasının dumanındaki gizeme eşlik eden viski bardağındaki şeffaflık. Savaş'ın intihar ettiği uyku hapları sayesinde zar zor bulduğu huzur. Kor...