Aşağı Doğru Ama.

169 16 18
                                    

"Taksi!"  diye bağırdı Gülse sapsarı taksinin peşinden koşarken ve  aynı zamanda eteğinin uçmasını engellemeye çalışırken. Eteğinin uçmasını engellemek gitgide zorlamaşmaya başlamıştı. Elindeki poşetler düşüş alarmı veriyordu. Taksiye kendini nasıl attığını da bilemedi, bu telaşla taksinin dolu olduğunu da görememişti.
 
"Pardon biraz kayar mısın?"

Bu ses... Aşık olunası bir ses. Ama aşık olunmayacak kadar kesin. İnce. Kalın. Harika. Tınısı çok hoş. Hayır değil. Sevdi. Hayır, sevmedi.

"Bugün kayacak mısın? Eteğini de aşağı indir biraz derim :))"

"Sesin çok güzel."

Ne diyorsun sen Gülse? Özür dile hemen!

"Ya pardon ben...  Ben sana demedim, ben şey. Radyoda çalana dedim işte Edis miydi neydi sesi güzel ondan dedim yani sana değil yani."

Gülse milletçe alkışlıyoruz seni. 360 derece kıvırdın.

"Güzel kızların aptal olduğunu biliyordum ama senin gibisini görmemiştim :).Mükemmel saçmalıyorsun."

Sen de mükemmel saç düzeltiyorsun. Göz alıcı...

"Ne diyosun sen ya :)"

"Hadi yine gel benim ol. Beni duymazsan kime veririm?"

"Vermek mi istiyosun?"

"Ya yok şarkı o. inanmıyorum şarkı o. Of hayır vermek değil. Yani veririm ama. Ya ne diyorum. Vermem yani. Sana vermem."

"Kızım bana vermiceksin kime vereceksin? Bi dakika ya nerden geldik biz buraya?"

"Yüreğimi vermek falan hani dedim de sen hemen fesat şaaptın."

"Ne ara sen ben olduk? "

" Gülse ben."

"Bence de bi gülsen de yıldızlar ışık görse."

"Anlamadım? "

" Adil ben de. "

" Yirmi lira. "

" Anlamadım? "

" Taksi diyorum. Sanırım bu durakta ineceksin? "

Adil, işaret parmağını Gülse'nin köprücük kemiklerinin ortasına koydu;

" Hayır. Burada ineceğim. Aşağı doğru ama... "

" O elini çek. Yoksa benim de dizim bir yerde inecek senin vücudunda. Aşağı doğru ama... "

Gülümse AdaletHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin