~Savaş ÇINAR 'dan.
Sabahın ilk ışıkları gözüme ulaştığı anda beynim uyanmamı söyledi. Her zamanki gibi, dirseklerimin üzerinde doğrulup saate baktım. 6:30. Dışarısı, yağmur yağıyordu. Ayrıldığımız gün de yağmur yağıyordu. Ah, Savaş hadi ama. Sen, Savaş ÇINAR' sın. Kızlar, umrunda olmaz. Alt tarafı bir kızdı değil mi? Bu kadar umursadığım için kendime bir küfür savurdum, yataktan kalkıp terliklerimi geçirdim ayağıma.
Onun belki de onlarca defa yıkandığı banyoma girdim, kısa bir duş alıp üzerime eşofmanlarımı geçirdim. Mavi ve lacivert olmasını istemişti, bulana kadar ise çok fazla alışveriş merkezi gezmiştik. Umursamayı ve kendine hatırlatmayı kes, seni aptal! Kulaklığımı aldım. Spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Yürüyüş yapacağım parka doğru ilerlerken telefonumdaki 'müzikleri rastgele çal' butonuna bastım. Bu, bizim şarkımızdı. Saydım.
Geceler boyu sesine uyandım.
Sen sandım ellere uzandım.
Sana değil kendime kızardım ben.
Sen giderken...Ah, devamını dinleyemeyeceğim. Savaş, hadi ama birçok kıza şarkı armağan ettin. İçses seni de sikmeden kes sesini. Yağmur, çıplak göğsüme çarpıyor, kalbimin içindeki kora değiyor, 'cos' diye bir ses çıkarıyordu.
Bilirsiniz, köz halindeki yeni sönmüş ateşe damlatılan küçük damlaların çıkardığı o ses gibi.Koşuyordum. Haddi hesabı olmayan bir özlem ve ayrılık acısı içimi kemirirken ben sadece gözlerimi kısmış, adımlarımı hızlandırmış, yağmurun göğsüme çarpmasına izin vererek Koşuyordum. Ve evet. Onu özlemiştim, canım yanıyordu. Geri alacaktım. Her şeyini özlemiştim. Köprücük kemiklerini başkasının öpüyor olması canımı yakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülümse Adalet
FanficAdil'in evinde, etrafta dönen cesetler ve büyük meblada paralardan oluşan karanlık bir dünya. Gülse'nin sigarasının dumanındaki gizeme eşlik eden viski bardağındaki şeffaflık. Savaş'ın intihar ettiği uyku hapları sayesinde zar zor bulduğu huzur. Kor...