Multimedia Aral.İyi okumalar :)
İlk buraya taşındığımda Rüzgar'a hissettiğim çekimden nefret ettim.Hayatım boyunca bana yakın davranan her erkeğe ilgi duymuştum.O bana sadece arkadaş olabilirdi ve aramızdaki mesafeyi aynı evde yaşamamıza rağmen çok iyi koruyordu.Belki de ona minnettar olmalıydım sırf bu yüzden.Ama benden bir şeyler sakladığına emindim.Kilitli odanın bunun anahtarı olduğundan emin olduğum gibi,eğer oraya bir şekilde girersem anlayacağından da emindim.Neredeyse iki haftadır tanıdığı bir kıza da sırlarını vermesini bekleyemezdim.Şuan kahvaltı soframızda ,aramızda oluşmuş sessizlikte bunları düşünüyordum.Aral'ı teklifi de bir diğer yandan kafamı karıştırıyordu.Rüzgar'ın sırları olduğunu biliyordum fakat bunları öğrenmem gerekiyor muydu?Benimle ilgili olmadığı sürece Rüzgar'ı nasıl sırtından vurabilirdim ki?Bir de Aral'ın tehditi beni korkutuyordu.Eğer okuldakiler öğrenirse bir şekilde babam da öğrenirdi ve Antalya'ya geri dönmek zorunda kalırdım.Peki bunu göze alabilir miydim?Geleceğimi?"Kaç dakikadır gözünü tabağına diktin.İyi misin?"Rüzgarın sesiyle gözlerimi tabağımdan ona çevirdim ve gülümsedim."Yok sadece dalmışım."Sana ihanet etmek istemiyorum ama bir yandan da geleceğimi mahvedemem.Bir de ne kadar itiraf edemesem de kilitli odada ne olduğunu merak ediyorum,tabii sırlarını da.İçimden geçirdiklerimle,ağzımdan çıkan kelimeler büyük bir zıtlık oluşturuyordu.Bana inanmadığını gösteren birkaç homurtu çıkardı ve kaşlarını çattı."Dersin ne zaman başlıyor?"
"Saat 10:00'da."Alnı düşünceli bir tavırla iyice kırıştı."Seni bugün bırakamayacağım.Buralar da tehlikeli olur.Taksiyle git sen.Olur değil mi?"Onaylar bir şekilde ,gülümseyerek başımı salladım.Yalnız kalmak belki bana da iyi gelebilirdi.En azından düşüncelerimi toplayabilirdim."Ben kaçar,toplantıya gecikiyorum.Babamın şirketini batırmak istemem."Sesinden de anlaşılan aceleciliğiyle ayağa kalktı ve yanağıma küçük bir öpücük kondurdu.Gülümsemekle yetindim ve kapının kapandığını gösteren tok ses gelene kadar kıpırdamadım.Ardında musluğu açıp yanağımı soğuk suyla yavaşça temizledim. Erkeklere yakın olmaktan hoşlanmıyordum.Benim için biyolojik olarak var olmalarından daha öte değildi değerleri.Rüzgar belki istisna olabilirdi ama onun sırlarının peşine düşmek gibi bir niyetim varken nasıl bir yakınlık kurabilirdim ki?
Sokak kapısını kapattığımda apartmanın kırık camında içeriye giren soğuk kurumuş dudağıma çarptı ve çatlamış olan dudağımda keskin bir acı peydah oldu.Rüzgar'ın ikazını dinlemeyip durağa kadar yürümeye karar verdim.Issız diyebileceğim kadar sessiz olan sokakta kulağıma takılan tek ses çaprazımızdaki binada oturan, solmuş çamaşırları silkeleyip katlayan kadının yeni öğrendiği dedikoduları ilgisiz bakışları olan komşusuna bağıra bağıra anlatışıydı.Boynuma taktığım atkıyla kulaklarımı iyice kapattım çünkü sertçe esen rüzgar bana zarar verebilirdi.Yakın zamanda hastalanmak gibi bir niyetim yoktu.Atkıyı düzeltmek için kenarda duran arabanın camına eğildim.Kurumuş dudaklarım oldukça kötü görünüyordu,somurtup yürümeye devam ettim.Tam köşeyi dönmek üzereyken bileğimde hissettiğim elle kenara çekilmem bir oldu.Boynuma sardığım atkım boynumdan kayıp yere düşmüştü.Daha sıkı bağlamadığım için pişman olmuştum.Aral derin nefesler alıyor çekmeye çalıştığım bileğimi daha sıkı tutuyordu."Bırak kolumu artık !Her yerden fırlıyorsun ve seni görmek canımı sıkmaya başladı.Beni mi takip ediyorsun yoksa ha?" Ayağla dizine tekme geçirdim sendelese de eliyle ağzımı kapatmayı başardı.Beni kolunun altına bir çanta gibi kıstırmış sağımızdaki bu sokakla tezatlık oluşturan mavi renkli evin bahçesine doğru çekiştiriyordu.Aklımdan binlerce düşünce geçiyor Aral'ın sapık olma ihtimali de bu listenin başında yer alıyordu.Arka bahçedeki duvara beni yasladı ve kaçmamı engellemek için iyice üzerime eğildi.Kafamı yan tarafa çevirdim ve etrafta yere düşmüş kuş yuvasında başka bir şey olmadığı gerçeğiyle yüzleştim."Sessiz ol sana zarar verecek değilim tek istediğim burada kısa bir süreliğine o lanet olasıca çeneni kapatman ve kıpırdamadan durman.Anladın mı beni?"Bana zarar vermeyecek misin ?Çok saol canım gerçekten çok rahatladım.Ağzımı kapattığı için gözlerimi küçümsercesine kıstım ve o da cevabını almış oldu.Aral gözlerini devirerek ön bahçeyi kontrol ediyordu.Gözlerinde endişeli bir ifade hakimdi.Sanki.. sanki bir şeyden korkuyor gibiydi ama neyden?Kafamı eğip bende bakmaya çalışınca beni duvara omuzlarımdan sıkıca tutarak sabitledi ve uslu durmamı isteyen bir bakış attı.Başkalarının dertleriyle uğraşmaktan hiçbir zaman hoşlanmamıştım ve Aral'ın kimden kaçtığı da umurumda değildi açıkçası.Ne kadar süre beklediğimizden emin değildim.Duvara yapışmaktan sırtım ağrıyordu.Göremediğim bir arabanın gürültülü motor sesinden sonra Aral'ın yüzündeki endişeli ifade silinmeye başlamış ve beni tutan kolları gevşemişti.Onu sertçe ittirdim ve yukarıya çıkan kazağımı düzelttim."Ne yaptığını sanıyorsun sen?"İçimde patlayan ve her yeri yakmaya hazır olan volkan sesime de büyük ölçüde yansımıştı.Benim aksime oldukça sakin bakışları ve rahat bir duruşu vardı."Seni bir süreliğine korumaya çalışıyorum."kafasını yukarıca kaldırmış koyu gözlerini gözlerimle buluşturmuştu.Temkinli bir o kadar da bitkin görünüyordu."Beni korumanı istediğimi sanmıyorum."Öyle mi?"Kaşları havaya kalkmış dudaklarında zoraki bir gülümseme oluşmuştu.Duraksamadan cevap verdim."Öyle" dedim onun gibi kaşlarımı kaldırarak."Teklifimi düşündün mü Balkabağı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON NEFES
Teen FictionGenç adam kızın karnına oturmuş her kurbanına yaptığı rutini gerçekleştirmek üzereydi. Hayatının anlamını beş yıl önce bizzat yok etmişti. Şimdi gittikçe bulaşıp büyüyen bir virüstü o. Artık zamanı geriye alamazdı ama en azından suçluluk duygusunu...