Rüzgar

67 10 4
                                    

Multimedya Rüzgar.İyi okumalar:)

Soğuk bir esintiyle uyandım.Uykuya dalmadan önce pencereleri kapatmayı unutmuştum.Çıplak ayaklarla pencereye yürüdüm.Kapatmadan önce çilseleyen yağmurun asvaltta bıraktığı kokuyu burnuma çektim. Küçükken de babamla balkonda oturur bu kokuyu içimize çekerdik. Hiç sevmese de ,ben sevdiğim için seviyormuş gibi davranması tebessüm etmeme sebep oldu.Derin bir iç geçirdim.Keşke isteklerimi,zamanında yıktığı hayalleri önemseseydi de güzel sanatları seçmeme ses çıkartmasaydı. Yine de her ay kira ve harçlık paramı yolladığı için minnettardım ona. En azından- hiç istemese de- beni önemsediğini belli ediyordu. Keşke beni şımatmamak için korkacağına,isteklerimi gerçekleştirmek için fedakarlık yapabilseydi.Kapının zil sesiyle yerimden sıçradım.Koşar adımlarla kapıyı açtım ve oturduğum evin sahibi Hilmi amcayı görmem şaşırmama sebep oldu.Kirayı daha bir hafta önce ödemiştim."Kızım rahatsız ettiğim için üzgünüm ama önemli bir şey söylemem lazım."

"Evet?" Ev sahibim soğuk ve itici tavırlarıma alışmış olacak ki istifini bozmayıp mahçup haline devam etti."Kızım senden ne kadar memnun olduğumu biliyorsun a-""Kısa kessek ? Okula yetişmem gerek de."diyerek sözünü kestim.Sabah sabah bu kadar ses duymak bana göre değildi."Oğlum bir aya evleniyor da,bu dairede oturmak istiyorlar.Biraz ani oldu biliyorum ama bir haftaya bu evi boşaltabilir misin ?"Nedense ,beni zor durumda bırakmasına rağmen Hilmi amcaya kızmak içimden gelmemişti.Bu yaşlı adama oğlunun ne kadar zorluk çıkardığını,neredeyse her gün gelen bağırış seslerinden rahatlıkla anlamıştım.Bir haftaya bu kadar uygun fiyatlı ve oturulabilir bir ev bulmam da imkansızdı.Babamdan da daha fazla para isteyemezdim.Eskişehir de okuyan ve benden bir yaş büyük abime de para yollayarak ne kadar zorlandığını biliyordum.Bu kadar anlayışsız olamazdım."Anlıyorum,peki boşaltmaya çalışacağım." diyerek bir şey demesine fırsat bırakmadan kapıyı kapattım ve olduğum yere çömeldim.Bir an ayaklarımda beni taşıyacak gücü bulamamıştım.Dolan gözlerimden,biriken bir kaç damla yaşın düşmesine izin verdim.Koca İstanbul da bir kız olarak ayakta kalmak ne kadar da zordu.Yılın ortasında yurtta da boş yer bulamazdım.Belki ünüversitede ev arkadaşı arayan birisini bulabilirdim.Küçükte olsa bu umuda tutunarak ayağa kalktım.O an bu zor durumda yanına gidebileceğim bir arkadaşım olmadığı için kendime sinirlendim.Kafamı iki yana sallayıp bu düşünceden kurtuldum.İnsanlara güvenemezdim,kafalarında ne tilkiler dolaşıyordu kim bilir.Güvenip ,arkadaş olabilmek için önce bencil olmamak gerekirdi.Benden iyi bir arkadaş olmazdı,olamazdı . Üzerime dolapta bulduğum,rastgele kıyafetleri geçirdim.Zaman,kıyafetle uğraşamayacak kadar kıymetliydi benim için. Takı yada makyaj kullanmadan,kendimi dışarıya attım.Hafif bir rüzgar darbesi arkadan salaşça ördüğüm saçlarımı dağıtmış,önünden saç tutamlarının çıkmasına sebep olmuştu.Üfleyerek geriye atmaya çalışınca ayağım taşa takıldı ve kendimi yerde buldum.Ayak bileğimden gelen ince sızıyla yüzümü buruşturdum."Yardım edebilir miyim acaba?"Sesin geldiği tarafa bakmadan ,yeniden kalkmaya çalıştım ama ayağımda hissettiğim acıyla ağzımdan bir inilti çıktı ver yeniden yere düştüm.Kolumu kavrayan sert ve güçlü elin sahibini incelemeye başladım.Kahverengi saçlarını ve kalın dudakları dikkat çekecek kadar yüzüne yakışıyordu.Çevresinde bir kız ordusu olduğuna emindim.Kahverengi gözleri beni şüpheyle baştan aşağı süzdü ve gözlerini ayağıma kenetledi."Sanırım ayağını burktun.İzin ver yardım edeyim."Kibar konuşması kafamı karıştırırken geçen yıl bizim okuldaki bir kızın öldürülmesi aklıma geldi,gözlerim büyüdü ve hemen kolumu çekmeye çalıştım.Koluma vatuz gibi yapışmış,bırakmama izin vermiyordu.Güven veren bir sesle "Bu halde yürüyemezsin,evine kadar bırakmama izin ver lütfen.Sana zarar vereceğimi düşünüyorsan da tipim değilsin. Ben sarışınlardan hoşlanırım." Konuşması beni rahatlatırken ,kafamı tamam dermiş gibi salladım. Bu yabancıya güvenmekten başka bir yolum yoktu.Kolumu omzuna atıp arabası olduğunu tahmin ettiğim BMW nin ön koltuğuna ,yavaş haraketlerle oturmama yardım etti.Arabanın deri koltukları gevşememi sağlarken ,bugün kaçırdığım dersler aklıma gelince yüzümü ekşittim."Canın mı acıyor?"Varlığını unuttuğum adam bana endişeli gözlerle bakarken rahatlatmaya çalışırcasına "Hayır hayır sayende daha iyiyim."Yeni tanıştığım ve bir daha görmeyi beklemediğim birisiyle samimi bir konuşma yapamazdım. Evimin adresini verdikten sonra kafamı cama yaslayıp,acının dinmesini bekledim.Aksine artan acıyla daha fazla inlememek için dudağımı ısırdım.Kafamı çevirip yüzünün her mimiğini aklıma kazırcasına incelemeye başladım.Normalde sakin olan bakışları arabayı kullanırken ciddi bir hal almıştı. En fazla22 diye geçirdim içimden.Evet, yaşı en fazla 22 olabilirdi.Ne kadar ciddi dursa da ,pürüzsüz yüzü ve kibar hali onu çekici kılmaya yeterdi.Bakışlarımı gömleğini kasan kaslarına indirdiğimde ,kafasını bana çevirdi.Yakalanmanın verdiği utançla başımı yeniden cama yaslayıp,bakışlarımı hızlı olduğumuz için belirsiz olan ağaçlara odaklamaya çalıştım.Onu incelerken ayağımdaki sızıyı unutmuşken ,kendini yeniden hatırlatmaya başlamıştı.Sessiz bir araba yolculuğundan sonra inmek için indirdiğim ayağım yere değer değmez acımaya başlamıştı.Buruşan yüzüme bakıp,iç geçirerek arabadan indi ve apartmanın önüne kadar yürümeme yardım etti."Yardım ettiğin için minnettarım.Buradan sonrasını kendim halletmeye çalışırım."

"Eminim halledersin."dedi ve beni kucağına alıp merdivenlerden çıkmaya başladı.Bir yabancının kollarında olmanın verdiği şoku atlatınca sinirle "İndir beni!"dedim.Cevap vermeden çıkmaya devam etti. "Dur,geldik indir beni."Bu defa istemeden sesim güçsüz çıkmıştı ama bunu umursamayamacak kadar ayağım sızlıyordu.Kapının önüne nazik sayabileceğim bir yavaşlıkla beni indirdi ve duvara yaslanıp beklemeye başladı.Ne yaptığını anlamak için gözlerine baktım ama herhangi bir tepki göstermeden ,ifadesizce yüzüme bakmaya devam etmesi sinirlerimi bozdu.Kendime bana yardım ettiğini hatırlatıp,sakinleşmeye çalıştım.Eğer onu eve almamı filan bekliyorsa,bir erkeği evime alacak kadar değişmemiştim.Duvardan destek alarak doğruldu ve eve ,kapıyla aramdaki boşluktan giriverdi.Ben ne olduğunu anlamadan ecza dolabını karıştırmaya başlamıştı bile.Arkasından, ayağımın da izin verdiği şekilde,duvarları baston gibi kullanarak ilerlemeye başladım."Ayağın burkulmuş.Eğer bu kremleri sürmezsen, sabaha kalmaz ;şişer."diyerek açıklama yapma gereğinde bulundu.Konuşma tarzı küçük bir çocuğa ilaç içirmeye çalışırmış gibiydi.Bu hali gülümsememe sebep oldu. Ardından cevap vermeme fırsat bırakmadan ,beni bir kutu misali koltuğa oturttu.Yavaş yavaş eğilmeye başlayınca istemsiz olarak kollarımı göğsümde bağladım."Ne- ne yapıyorsun?"Sandığımın aksine yere diz çöküp,burkulan ayağımdaki çorabı çıkarttı ve kremi nazikçe sürmeye başladı.Bana küçümser bir bakış atmayı da ihmal etmedi.Böyle bir şey düşündüğüm için kendimden utandım ve yanaklarımın yanmaya başlamasına engel olamadım.Kremleri sürdükten sonra ayağa kalktı ve gözlerime bakarak "Sanırım gitsem iyi olacak.Kendine dikkat et ve olabildiğince az sakarlık yapmaya çalış.Her zaman yanında sana yardım edebilecek insanlar olmayabilir."Dediklerinin ne kadar doğru olduğunu düşünmeden edemedim.Benim yanımda hiç yardım edecek insanlar yok ki diye geçirdim içimden.Benim yüzümdendi hepsi.Güvensizliğimden,eğer düşersem kalkamamaktan korkmaktan,iyi bir arkadaş,sevgili ,kardeş olamamaktan...Belki de abim de bu yüzden beni hiç aramıyordu.Evde kendisine nefret ve kıskançlıkla bakan,sessiz kız kardeşinden bıktığı için.Ona hak vermeden edemedim.Benden bir tepki bekleyen gözlere çevirdim bakışlarımı.Kahverengi gözleri odanın soğuk ışığında siyahımsı bir renge dönüşmüştü.Cevap beklemekten sıkıldığını gösteren bir homurtu çıkardı."İyi geceler ve teşekkürler." Fakat belli belirsiz bir tebessüm edip,çıkış kapısına doğru yürümeye başladı.Kapının önünde durup,hızla kafasını bana çevirdi."Bu arada ben RÜZGAR" Adını söylemesiyle dudaklarım hafifçe aralanmıştı."Zeynep"diye mırıldandım sadece benim duyabileceğim kadar kısık çıkan sesimle.İsmimi söylemeden hemen önce kapının kapatıldığını gösteren ses geldi ve beni yalnızlığımla baş başa bıraktı.Neden hep kavuşamayacağım şeyleri arzuluyorum?Her zamanki gibi sadece ulaşamayacağım şeyler...Rüzgar olmak gibi mesela.

Yorumlarınızı bekliyorum :)

SON NEFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin