Zerda, 21
Keskin ama bir o kadar tatlı güneşin yüzüme vurmasıyla uykumdan uyandım. Normalde uykuyu çok severdim ama bugün sebepsiz bir mutluluk vardı içimde. Aslında sebebi Ufuk'tu. Evet çocukluk aşkım mahalle arkadaşım, yolunu gözlediğim canımın canı diyebilirdim.
Yatağımın ucundaki eskimiş terliklerimi giyip paytak paytak banyonun yolunu tuttum. Güzel bir duştan sonra belime kadar inen kalın telli saçlarımı kurutmak için aynanın karşısına geçtim. Bembeyaz tenimden inen siyah saçlarım beni eşsiz kılıyordu. Çok fazla makyaj yapmazdım. Uzun kıvrık kirpiklerim ela gözlerimi ortaya çıkarıyordu zaten. Ki ben şu yaşıma kadar erkek gibi yetişmiştim. Babam önceleri araba tamircisinde ustaydı her gün ona yemek götürür okuldan sonra yanında kaldırdım. 11 yaşındaydım belki de ilk motora sevdalanırken. Bir gün babam bir arabayı tamir ederken bir ses duydum 'Merhaba kimse var mı' Babam meraklı bir şekilde simsiyah olmuş elini havaya kaldırıp 'Buyur aslanım ' dedi. 'Abicim ya yolda kaldım motor arızalandı bakma şansımız var mı acaba?'
Saçlarını geriye atmış dar pantolonun içine siyah tişörtünü sokmuş elindeki kaskı telaşla bir o yana bir bu yana götürüyordu bu abi.
Gözüm motora ilişti simsiyah ve metal renklerle süslenmişti. Pahalı olduğu belliydi. Babam elindeki anahtarı bırakıp başka malzemeler alıp kısa bir uğraşın ardından halletmişti problemi. Ben ise yezanenin kirlenmiş camina elimi yaslamış olan biteni izliyordum. Abi gittikten sonra koşarak babamın yanına gittim. 'Baba ben de bundan istiyorum' babam gözlerime bakıp gülümsedi 'oyuncak değil kızım bu' arkasını dönüp yarım bıraktığı tamirine devam etti. Biliyorum bisiklet bile alamazdı bana. Ellerimi cebime koyup omuz silktim. Karar vermiştim ama evet alacaktım bir motor. Sonra her yaz limon satıp, fabrikalarda çalıştırıp tam 17 yasında kendime motor almıştım. O abininki kadar olmasa da güzeldi benim ilk göz ağrım. Anılarla gülümseyen yüzümü annem böldü 'kızım hadi gel kahvaltı hazır' koşarak merdivenlerden indim. Çok çeşit olmasa da bereketliydi soframız. Çatalıma gelmemek için ısrar eden zeytin tanesini elime alıp çayımdan bir yudum indirdin mideme. "Anne hadi ben kaçıyorum" deyip bir makas aldım tatlı yanağından "dikkat et kızım sakın hız yapma"
"Tamaaam anne" deyip kapıyı kapattım. Kapıdan çıkarken telefonum çaldı arayan Zeynep ablaydı. Zeynep abla yanında çalıştığım mağazanın sahibiydi. " Efendim ablaların en güzeli"
"Zerda sana ihtiyacım var" iki kelimeyi bir araya getirip ağlamaklı sesiyle zar zor konuşmuştu. " Abla iyi misi ne oldu"
"Emre, Emre dün gece bıçaklamış kana ihtiyaç var atamadığım kimse kalmadı aklıma geldin senin şu üye olduğun kulübe falan söyler misin lütfen çok çaresizim " Tamam abla hemen arıyorum Kan grubu ne "0 , 0 rh negatif zor bulunuyormuş ne olur birşey yap"
"Abla benim kan grubum bekle hemen geliyorum adresi mesaj at olur mu"
Zeynep abla mutluluktan çığlık çığlığa kapatmıştı telefonu. Gelen mesajla bindim motora şansıma yol çok boştu anneme söz vermiştim ama hız yapmak zorundaydım.
Hızlı nefes alıp veriyordum. Normalde profesyonel motor kullanıcısıydım. Yarışmalara hazırlanıyordum. Biran kendimi o heyecanla yarışta hissettim. Birinci olmak ödülü almak ahhh düşünmesi bile güzel.
Hayaller arasında yolculuk yaparken karşıma hızla gelen sarı üstü açık arabayı son dakika fark etsem de artık çok geçti hızla sağa attım kendimi.
Dengemi kaybedip metrelerce sürüklenmiştim. Bir kaç kez kendi kafamı yere çarptım, yüzüme inen inen sıcacık birşey vardı. Etraf bulanıklaşıyordu.
Ayağım !
Eyvah ayağımı hissetmiyordum. Hızla alıp verdiğim nefes yavaşlamış ve artık her yer simsiyahtı.'Peki çaresizlik neydi? Bence çaresizlik kan vermeye giderken kan kaybetmekti'
Canlarrrrrr yepyeni bir hikâye ile sizinleyim :) İnşallah begenirsiniz (: Artık sizinle daha sık gorusecegiz ahh çok mutluyum ! Sizi çok seviyorum (: lütfen yeni hikayeme yorum ve vatelerinizi ekleyin :) Hadi BİSMİLLAH değip başladık hep birlikte saniyeleri sayacagiz (:
İnstagram : askinmavitonu
Facebook grup ve sayfa : Aşkın Mavi Tonu