ACIMASIZ HAYATLAR

5.3K 439 137
                                    

Eve geldiğimde yüzüme yayılan gülüşümü gören annem "Hayırdır kızım bu ne sevinç?" demekte gecikmedi. Açık açık anlatamazdım olanları. Cevap vermeden odama geçtim.  Çıkarken dağınık bıraktığım eşyalarımı yatağın üzerinden alıp ağır ağır katladım. İçime sebepsiz düşen huzursuzluğa kaptırmak istemiyordum kendimi. Biliyordum ki kaptırırsam çıkamam içinden.

Dolabın kapısını açıp katladığım giysilerimi yerine bıraktım.  Hazır ayağa kalkmışken mutfağa çay demlemeye geçtim. Yanmamakta ısrar eden çakmağı sonunda yakıp çaydanlıkları ateşin üzerine koydum. Çalan telefonumun sesini duyunca kesin Ufuk aramıştır diye koşarak odama geçtim. Ekranda Gökçe yazısını görünce heyecanım merakla birleşmişti.

Gökçe 2 sene öncesine kadar bizim mahallemizdeydi. Babasının çalıştığı şirket Kocaeli'ne taşınınca bütün aile sürüklenmişti ardından.

"Efendim canım"

"Zer.. Zerda?" konuşurken zorlanıyordu. Panikle "Ne oldu Gökçe iyi misin "

"Hiç iyi değilim Zerda, sana çok ihtiyacım var"

"Tamam önce bir sakin ol, şimdi sırayla anlat neredesin ne oldu?"

"Yoldayım size geliyorum"

Soru işaretleri daha fazla çoğalıyordu aklımda.

"Ne zaman burada olursun peki "

"1 saat falan sürer"

"Neden daha erken haber vermedin."

"Gelince anlatacağım her şeyi"

Telefonu kapatıp beklemeye başladım... Gökçe eminim yine ortalığı karıştırmıştı.


GÖKÇE 21..

Telefonu komple kapatıp çantama attım. Çok kötü bir şey yapmıştım. Evet ilk kez kendimden bu derece nefret ediyordum. Ailemi, okulumu hiç kimseye hiç  bir şey söylemeden çıkıp gidiyordum. Kocaeli İstanbul'a yakın olduğundan Zerda'nın yanına gitmem uzun sürmezdi.  Zaten beni bir tek o anlayabilir. Geri kalan herkes eminim ki yargılayacaktı. İstanbul'daki evimizin anahtarını sıkı sıkı tutuyordum avuçlarımda.

Tekrar dönmek istemiyordum oraya. Dönmeye de yüzüm yoktu zaten. Başımı otobüs camına yaslayıp ağlamaya başladım. İçim acıyordu resmen.  Eminim ki herkes hata yapıyordu ama ben kaderimi değiştirmiştim...

Ve sonunda İstanbul'a adım atmıştım. Çok sık geldiğimden içimde büyük bir özlem yoktu...

Zerda'ların binasına yaklaşmıştım. Elimdeki valizi düşürmemek için ayağımla destekleyip zile bastım. Çok fazla geçmeden "Kİm o?" dedi Zerda.

"Benim, Gökçe"

Merdivenlerden koşturma sesini duydum. Hızla kapıyı açıp "Neredesin sen telefonun neden kapalı?" Gözleri elimle zor tuttuğum yeşil valize takıldı. Sımsıkı sarıldı bana "Çok özledim kızım seni"

Göz yaşlarım daha da hızlı intihar ediyordu gözlerimden. Hiç soru sormadan "Hadi yukarı çıkalım" dedi elimdeki valizi eline alarak. Çok güçlü bir kızdı. Hep onun gibi olmak istemişimdir. Hem karakteri hem bedeni özendiriyordu beni kendisine.

İçeri geçince tedirgindim.

"Merak etme kimse yok evde"

Zerda'nın odasına geçip dinlenmeye başladım.  Yatağın üzerindeydik. Elini dizlerime koymuş öylece bekliyordu. Anlatmak için hazır değildim. Ama ciddi bir şeyler olduğunu hissettiğinden üstüme gelmiyordu. Sakince ayağa kalkıp,

3 SANİYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin