UFUK
Zerda'yı eve bıraktıktan sonra Okan'ı aradım. Kokmuş olacak ki ilk seferde açmadı telefonu. İnat değil mi o açana kadar aradım ben de. Ve nihayet açınca telefonu yüksek bir sesle "Nerdesin oğlum sen he ne yaptığını zannediyorsun""Ne oldu be"
"Sana yazıklar olsun sen hiç arkadaşım değilmiş"
"Bak abi bana burada kızma lütfen, çünkü ben senin iyiliğini istiyorum ve seni iyi tanıyorum. Sen mutlu değilsin"
Mutlu değilsin lafını bastırarak söylemesi canımı sıksa da haklı olduğundan bir şey diyemedim.
"En azından mutlu olmak için uğraşıyorum ve tek kişiye adıyorum kendimi. Bana değer veren birisi var Okan ve ben onu seviyorum"
"Sadece seviyorsun aşık değilsin"
Yutkunduktan sonra "Okan bir daha yanıma sevgilinle bile gelme sana bu kadar açık oluyorum bana birilerini ayarlamaktan vaz geç. Ben iyiyim böyle"
"Sen bilirsin hadi ben kapatıyorum"
Telefonu kapattıktan sonra dükkana geçtim.Bir an önce yaz gelse de rahatlasak diye düşündüm. Günler git gide çekilmez bir hal alıyordu. Monotonlaşmıştı hayatım. Yaşadığım bu yerden kurulu bu düzenden hiç bir zaman memnun olmamıştım. Hep bir kaçış vardı aklımda. Ama evet hissediyorum az kaldı. Ne zaman nasıl bilmiyorum sanırım kurtulacağım bu lanet yerden. ..
Saat geçiyor ve güneş yerini karanlığa teslim ediyordu. Elimi çenemin altına koymuş Zerda'yı düşünürken çalan telefon ekranımda onu görünce sebepsiz bir gülümseme sardı yüzümü.
"Nasılsın bebeğim" Sesi çok canlı gelince kendime gelmiştim."İyiyim sen nasılsın"
"iyiyim ben de"
Kem küm ediyordu "Söyle söyle ne diyeceksin"
"Diyorum ki, akşam bir yerlere mi gitsek"
"Hayırdır kız annenler bir yere mi gidiyor"