Arkamı dönüp gittiğimde ardımdan baktığını hissediyordum. Tempomu hızlandırıp eve doğru koşmaya başladım yine. Düzenli nefes alışım bozulmuştu. Durmaya niyetim yoktu çünkü önce eve sonra lanet tamirhaneye gidecektim...
Eve girdiğimde vücudumu alev almış gibiydi. Hızla bir duş alıp annemin hazırladığı kahvaltının başına geçtim. Annem sesini açtığı kadın programına kilitlemiş gözlerini. Evlilik mevzusunu açmadan hızla evden kaçmaya niyetliydim ki "Oğlum bak bu kız çok güzel değil mi" Elimde peynir saplanmış çatalı ağzıma götürürken göz ucuyla baktım televizyondaki kıza. Evet güzeldi ama güzel diyemedim. Hayır yani güzel desem ona benzer bütün kızları bulup getirecek bir potansiyelde annem.
"Annem ben evlilik düşünmüyorum"
"Ama oğlum ben torun sevmek istiyorum"
"sırf sen torun istiyorsun siye mi evleneyim"Ellerini dizlerine götürüp "Ah be oğlum yetişemiyorum artık evin işine gücüne yardım eder arkadaş olur bana da"
Son lokmamı da ağzıma atıp ayağa kalktım "Hadi annem öptüm seni " kapıyı kapattığımda hala konuşuyordu. Havanın soğukluğunu hissetmeye başlamıştım. Üşüyen ellerimi cebime koyup yüzüme rüzgar gelmesin diye başımı öne eğmiştim. Hızlı adımlarla dükkana geçtim...
Saat 12 olmasına rağmen Zerda mesaj atmamıştı acaba kötü bir şey mi oldu diye düşünürken yanına gitmeye karar verdim. Üzerimi değiştirip hızla çıktım dükkandan. Adımlarım beni hızla ZErda'ya ulaştırıyordu. Sebepsiz bir huzursuzluk vardı içimde. Acaba Büşra ile beni mi gördü ne oldu da sessizleşti anlam veremedim. Çalıştığı yere yaklaşınca telefonumu cebimden çıkardım. İlk çalışta açması gerekirken meşgule alması korkularımı iki katına çıkarıyordu. İ
içeriye girmeden her zaman arardım ama tedirginliğim bu kez aramadan içeriye itmişti beni. Tezgahın arkasında kısa saçlı birisi vardı arkası dönük olduğundan kim olduğunu görememiştim. Neyse bunun bir önemi yoktu zaten. Gözlerimi hızla Zerda'ya çevirip sinirli ve meraklı bir bakış fırlattım. Beni görünce çok fazla sevinmişti. Boynuma atlayacak gibi ayağa kalkıp "A hoş geldin" demesiyle kısa saçlı kız arkasını döndü. Evet şaşırmadım bu lanet kız Gökçe'ydi."Gelsene bir dışarı" diyerek Kafamla kapıyı gösterdim Zerda'ya. Ben dışarı çıkıp onun gelmesini beklerken bir sigara yaktım.
"Canım" gözlerinin içi gülüyordu. Korkuları gitmişti ama Zerda ile bu kızın arkadaşlık yapmasını istemiyordum. "Ne işi var bu kızın burada" kolunu o kadar sıkı kavramıştım ki Zerda'nın yüzündeki canının yanmasını belirten o ifadeyi görünce kolunu sıkmayı bıraktım.
"Ufuk kendine gel, sen sevmiyorsun diye bu kızı sokakta bırakacak değilim"
"Canım ben bu kıza güvenmiyorum"
"Merak etme zaten bir iki gün biz de kalacak sonrasında evleri var burada biliyorsun oraya yerleşecek. Bugün de iş bakacak kendisine."
Camdan bizi izleyen Gökçe dudaklarımı okumasın diye hafif arkamı dönüp "Bu kızdan elinden geldiğince uzak duracaksın"
"Of Ufuk of tamam"
"Niye mesaj atmıyorsun insan bir arar sorar"
"Hep benden bekle zaten bir şeyleri aman o gururun kibirin yenik düşmesin aşkına"
"ne oldu kızım sana özel gününde falan mısın"
Yüzü kızarmıştı. Gözlerini kaçırıp "Neyse hadi kimse görmeden git sen"
"Öptüm seni"
El sallayıp tekrar dükkana geçmiştim. Efe okuldan dönüp ortalığı temizlemeye başlamıştı. Ona yardım etmek için yanına gittim. Birlikte toparladık her yeri.
ZERDA
Ufuk'un bu ani çıkışlarına alışmış olsam da bir yerde gerçekten sıkıyordu canımı. Ben onun gibi kinci değilim. Beni kıranlara tekrar kapımı açıyorum. Aslında o da kendince haklı üzülmemem için uğraşıyordu. İçeri geçip konuştuklarımızı anlatmamı bekleyen Gökçe'ye hiç bir şey anlatmadan kaldığımız yerden girdim konuya "Peki ne yapacaksın şimdi"
"Başladınız mı siz"
"Evet"Gözlerini devirerek "Hım anladım"
"E ne yapacaksın"
"Bugün gider bakarım bir yerlere, birikmiş biraz param var o kısa da olsa idare eder beni"
"A bak ne diyeceğim, şu ileride sahile doğru bir kafe var orada en son eleman aranıyor yazısını görmüştüm. Bir görüş bence"
"Ya giderim bir ara sen de yük olarak mı gördün beni"
Yine eski haline büründü.
"Ne alakası var Gökçe senin için diyorum değil mi"
"Tamam o zaman ben yavaştan kalkıp gideyim canım"
"Tamam işin biter bitmez gel olur mu"
"Tamam canım"
Gökçe gittikten sonra Ufuk'u arayıp biraz konuştuk. Kızgın değildi çok şükür...
Akşama doğru Zeynep abla gelince erken gönderdi beni bugün. Eve gidip Gökçe'yi aradım. "Nerdesin"
"Canım cafeye iş başvurusu yaptım yarın gel dediler. Burada bir arkadaşımı görünce takıldık öyle"
"Gelecek misin akşam"
"Evet canım benim hadi ben kapatıyorum"
Şak diye telefonu suratıma kapattı. Kimdi ki bunun arkadaşı merak etmiştim. Gelemsini beklemye başladım...
Yaklaşık 2 saat sonra telefonum çaldı. "Efendim Gökçe"
"Ah benim saf arkadaşım neler öğrendim neler, sen bu çocuğa güvenmeye devam et"
"Ne oldu Gökçe ne oldu"
"Bekle sen yoldayım"
"Ya merakta bırakma söylesene" dediğimde telefon çoktan kapanmıştı. odanın içinde bir sağa bir sola gidiyor diyeceklerini merakla bekliyordum.
Nihayet kapı çaldı ve Gökçe nefes nefese içeri girdi....
MERHABA YÜREĞİ GÜZEL MAVİ BONCUKLARRR NASILSINIZ BAKALIM BUGÜN SİZE MORAL OLSUN DİYE KISA DA OLSA BİR BÖLÜM ATAYIM DEDİM. BİR ÇOĞUNUZ SINAVA GİRDİ MERAK EDİYORUM NASIL GEÇTİ :( İNŞALLAH UMDUĞUNUZDAN DAHA GÜZEL SONUÇLAR ALIRSINIZ :)
çÇOOOK GÜZEL BİR HABERİÖ VAR SİZE "AŞKIN MAVİ TONU" EN ÇOK KÜTÜPHANEYE EKLENENLER ARASINDA DERECEYE GİRÖİŞ SİZEEEE SONSUZ TEŞEKÜR EİDYORUM. LÜTFEN 3 SANİYE İÇİNDE ELİNİZDEN GELENİ YAPIN BOL YORUM VE DESTEK BEKLİYORUM SİZDEN :)
İYİKİ VARSINIZ :)