Birçok kişi pazar gününü haftanın en değerli günü olarak görür. Aileler için pazar günü işten güçten yakayı kurtarıp çoluk çocuk vakit geçirmek için en iyi gündür. Mangal yapmak, akraba gezileri, sinemaya gitmek pazar gününün vazgeçilmezlerindendir.
Öğlene kadar uyuma keyfine ise paha biçilemez...
Ancak bu pazar diğer pazarlardan oldukça farklı olacaktı.
Sabahın erken saatlerinde doğma gayreti içindeki güneşin önüne nerden geldiği belli olmayan, çürümeye yüz tutmuş köpek leşiyle, küflenmiş fransız peynirinin birlikteliğinden doğabilecek kokuda bir sis parçası yeryüzünü kefen misali sarıp sarmaladı. Bir anlık ortaya çıkan bu sisin dünyanın a***a koyacağından habersiz dünyanın yarısı mışıl mışıl evinde uyuyordu.Bu mışıl mışıl uyuyanların dışında o saatte dışarda olanlarda vardı. Hayatın bir türlü yüzüne gülmediği başını sokacak küçük bir kulübe dahi bulamayan evsiz insanlar, şehirlerin güne temiz bir merhaba demesini sağlayan çöpçüler ve
eğlencenin sonsuz karanlığına düşen kafası kıyaklar... Onlar için pekte hoş olmayan sürprizler vardı bu siste saklı...Bünyesi zayıf olanların sise direk maruz kaldıktan sonra başına gelecekler sırasıyla:
Ansızın bir kusma dürtüsü tüm mideyi altüst edecek, saatlerce kustuktan sonra artık mideden kan gelmeye başlayacak. Ten rengi solacak, gözler kanlanmaya başlayacak. Kalp atışları hızlanıp, akciğerler kan toplamaya başlayacak. Soğuk soğuk terleyip, panik ataklar yaşayacaklar. Sonunda akciğerler pis havanın etkisiyle daha fazla dayanamayıp göğüs kafesinin içinde parçalanıp nefes alıp verme işlemine son verecek. Bir kaç dakika sonra da kalp te kan basıncına yenik düşüp atardamarlarının patlamasına neden olacak ve ruhun bedenden ayrılma işlemini yani ölümü gerçekleştirecek. Hastanın ölümü gerçekleşse dahi nöbet geçirmeye devam edecek ve beyne giden son elektrik dalgasıyla bu sonsuz ızdırap son bulacak....
Mı? Acaba!!!!?
...
..
.19.06.2017
Sabah saat 9 civarı. Oldukça güzel bir pazar sabahı. Emir ve arkadaşları için ise tatilin ilk günü. Aylar öncesinden planladıkları büyük tatil resmen bugün başlıyordu. Ayriyeten Emir ve Melis in iki gün sonra yıldönümleriydi ki bu da ikisinin heyecanını iki katına çıkarıyordu.
"Herkes tamam mı? Hadi çabuk olun otobüs kaçacak! "
Melis herşeyini toplamış çoktan aşağıya inmişti. Heyecanı yüzünden çok net okunuyordu. Emir ile birlikteliklerinin ilk yıldönümünü kutlamak için sabırsızlanıyordu.Melis'ten sonra Emir'de eşyalarını aşağıya indirdi. Ardından Seda ve Burak'ta aralarına katıldılar. Geriye ise sadece Arda kalmıştı.
"Nerde kaldı bu yine? "
Melis sabırsızlanmaya başlamıştı artık. Tam yukarı çıkıp çağırmaya gidecekti ki arka sokaklardan biyerden tiz bir kız çığlığı kulaklara yerleşiverdi.Emir Melis'e bavulların başında beklemesini söyleyip Burak ve Seda ile hemen çığlığın geldiği yere gittiler.
" Aman Allahım! "
Gördükleri manzara dehşet vericiydi.
Yerde yatan bir adam ve başında deli gibi ağlayan genç bir kız. Kız neye uğradığını şaşırmış gibiydi. Sanki adam tarafından tecavüze uğramış sonrada adamı öldürmüş gibi görünüyordu. Adam ise böğrüne bıçak saplanmış gibi kıvranıp duruyordu.Ancak durum görünenden oldukça farklıydı. Yanına yaklaştıkça netlik kazanmaya başlamıştı. Vücudunda darp yada bıçak izi yoktu. Sürekli titriyordu ve inliyordu. Sanki birşeyler demeye çalışıyor gibiydi ancak başaramıyordu. Seda müdahale etmek için yanına eğildiği sırada ise adamın ağzından artık kan gelmeye başladı. İnlemek bi yana artık kendi kanında boğulmaya başlamıştı. Seda ne yapacağını bilemiyordu. İlk defa böyle bir vaka ile karşılaşıyordu hayatında. Hemen ambulansa haber verip adamı yan çevirdiler ki boğazından gelen kanı akıtmak için. Ancak ambulans beklediklerinin çok üstünde geç kalmıştı. Geldiklerinde ise adam hayatını çoktan kaybetmişti. Kendi kanında boğularak...
Adamın cesedi ambulansa yüklenip etrafa toplanan kalabalık polis tarafından dağıtıldıktan sonra insanlar merak içinde olay yerinden uzaklaşırken Emir'in kafası polisin tavırları takılmıştı. Oldukça soğukkanlı ve ne yapacaklarını biliyor gibiydiler ve sanki daha önce böyle bir vaka ile karşılaşmışlardı.
Hemen eve dönüp bavulların yanına gittiler. Melis beklemekten deliye dönmüş gözleri ile adeta ateş ediyordu. Emir hemen olan biteni anlatıp biraz yumuşamasını sağladı. Hızlıca bavullarını alıp terminal otobüsüne bindiler.
Otobüs yolculuklarıda oldukça uzun ve sıkıntılı geçmişti. Terminale vardıklarında otobüs saati çoktan geçmiş ve otobüs kalkmış olmalıydı. Ancak şanslarına otobüs rötar yaptığı için kalkışı bir kaç saat gecikmişti.
Bir çok otobüs o gün ya rötar yapmıştı yada tamamen iptal edilmişti. Nedeni ise ülkenin birçok noktasında meydana gelen eş zamanlı trafik kazaları yüzünden birçok yolun ulaşıma kapanmasıydı.
Akşam saatlerinde terminalin biraz normale dönmesiyle bazı seferler tekrar yapılmaya başlandı. Emir ve arkadaşları gecikmelide olsa artık tatillerine başlayabileceklerdi.
...
..
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜ DÜNYA: BAŞLANGIÇ
Science-FictionBu kurgu 2015 yılında yazılmıştır. Geri kalan tüm hikayelerden farklı konseptiyle yeni nesil hikayeye odaklanın! Salgının ilk zamanlarında salgının sebebi bilinmediği için ne gibi önlemler alınacağı hakkında bilim insanları dahil kimse ne yapılaca...