Elindeki topu yattığı koltukta tekrar fırlatıp yakaladı. Yüzündeki ifade durgunluğunu her geçen saniye kaybediyordu. Kollarına her konuda güvendiğini söyleyebilecek olsa da, küçük topu defalarca yüzüne düşürmüştü. Dikkati dağılıyordu, kolları yorgundu. Gergin kasları varlığını kaybetmemiş olup esmer teninin altındaki sinirler gerilmeyi özlemiş pazıları kabartırken bu gücü kumral çocuk üstünde kullanmayı başaramıyordu.
Kapısı çaldığında dolabının üstünde bıraktığı kokaini kilitli poşetin ağzını kapatıp mutfaktaki kupanın içine koydu. Fazla çektiği söylenemezdi, onu devirecek kişinin Irwin olduğunu düşündüğünde itibarını göz ardı ediyordu. Kendi aklında bu yönde oluşturduğu saçma kurgulardan biri de onu küçümsediği üstüne kuruluydu. Onu küçümsüyor, bu yüzden o kazansa da umursamayacaktı. Onunla rakip olunmaya bile değmezdi. Saçma düşünceler onu yoruyordu, daha önce hayatını maaf etmiş mantık beynindeki yerine geri dönemiyordu.
Kupayı dolapta ters çevirip bardakların en gerisine itledi. Çekerken kimseden çekinmediği tartışılmaya açık bile değildi. Sadece ablası, bunu da öğrenirse artık yanında olmak zorunda olmadığını açıkça dile getirir kendisinden uzaklaşırdı. Ablasının şu anda burada olma ihtimali yoktu, Hood kabul edemese de daha bir çocuktu. Olgunlaşmak zorunda kalmış ablasına sadık, körleştirilmiş bir çocuktu. Genç yaşta çiğ etle beslenmiş bir köpekten farkı kalmıyor, gittikçe acımasızlaşıyordu.
Kapısını açtığında kel adam başını içeri uzattı. Calum'un yaşıyor olduğunu gördüğünde elini kapısına vurarak düdüğünü dudaklarının arasında güçlüce öttürdü. Onlar için önemli olan Calum'un hayatta ve onlara para kazandırıyor olmasıydı, koyu saçlarını çekiştirerek geri taradı. Elini karnına koyup büyüyen ağrı ile yutkundu. Neden bu kadar gerildiğini kendi ile tartışamadı.
Sonunda odasından çıktı, maça hazırdı ki şortunu önceden giymiş eldivenlerini kapı koluna asmıştı. Hâlâ kendini hazır olmaya zorluyordu, ringe doğru yürürken seyirciler ayaklandı. Belirli bir kısım Calum'un adını söyleyerek iltifatlar savuruyor, Irwin'ciler ezileceğini iddia ediyor garip küfürler ediyordu. Olaylar çok hızlı gelişiyordu, bu maç önemliydi. Ama o bunu hissedemiyordu. Ringteki köşesinde yerini aldı. Siyah tişörtlü adam esmer bedene yaklaşırken büyük göz bebekleri karşısındaki mavi gözlerdeki endişeyi yakalar gibi olmuştu.
"Dostum..." Adam büyük elini solmuş yüzündeki büyük burnu ile dudağının arasına koydu. Yeni çıkmaya başlayan ince sakallarına bulaşmış beyaz tozu sildi.
"Ne diye ringe çıkmadan önce kafa çektin?" Titrek parmakları ile adamın elini sertçe itleyip dişlerini gıcırdattı. Gözlerini kaçırdı, ringin diğer köşesine odaklanıp kumral tenin her zamanki köşesine geçmesini bekledi. Adam cevap beklemeyi bırakmış başını iki yana sallayıp suyunu titrek parmaklarına tutturdu. Uzun zamandır bu adamların elindeydi, babasının ona veremediği değeri bu adamlar kısa sürede hissettirmeyi başarmıştı.
Irwin'in geldiğini belli eden karışık sesler siyah gözlerini isabetlediği yerden kaldırıp karşısındaki yerini alan çocuğa dikmesini sağladı. Saçlarını kestirmişti, bu daha önce iyi inceleyemediği çene kemiklerini ortaya çıkarmıştı. Yüzüne düşen açık renk perçem hâlâ yerindeydi. Gülümsediğinde Hood esmer tenini süsler gibi yerleştirilmiş koyu dudaklarını sıkıca birbirinin üstüne kapattı. Derin soluklar alıp ayağa kalktı, yapacaktı. Kokainini bunun için harcamıştı, buna değmemesi kaybına olurdu.
İlk round başladığında ilk yumruğunu atabilmiş, kemikli çocuğu geri atmıştı. Aralarındaki mesafe kapandığında kumral buklelerinin arasından esmer tenin üstünde sıcak nefesini soludu. Zaman gerilim yaratan bir eda ile yavaşlamışken esmer çocuk kollarını kapsayan gergin sinirlerinin gevşediğini hissetmişti. Terle karışmaya başlayan pahalı parfümün kokusu genizlerini doldurmaya başladıkça çıplak denizde boğulmaya yakın alınan derin soluklardan alıyormuş gibi ciğeri olabildiğince genişliyor, sanki özlem duyduğu havayı sonunda soluyabiliyormuş gibi hissediyordu.
Dikkati dağılmış olacak ki rakibinin sert eldiveni gevşeyen kaslarını yoklarcasına esmer omuza geçirildi.
Bir süre boyunca kaşlarının altlarından birbirlerinin hareketlerini izlediler ve karşılıklı dans ederek gard tuttular.
Yumruk atan yoktu.
Nefret yoktu.
Esmer çocuğun kalın dudaklarının arasında sıklaşmış, kokainin yok edemediği sıcak bir nefes,
Kumral çocuğun rengi açılmış irisleri, tehtidkar tutmaya çalıştığı bir yüz ifadesi vardı.
İkiside yalancı bir gard almışlardı, birbirlerine karşı yıkılan korumalarını göğüslerinin önünde tuttukları katı yumruklar ile kapatıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boxers//Cashton
FanficDağınık saçları alnına dökülen bu kızarmış çocuğun terli omuzu nedensizce ona fazla çekici geliyordu. O genelde ringe çıktığında gözleri rakibine kahverenginin en koyu tonuyla bakarken, istemsizce hepsinden nefret ederdi. Ama bu sefer kafasını kumra...