Bölüm 6

186 7 0
                                    

Yaklaşık 1 aydır bölüm yazmaya fırsatım olmadı kusura bakmayın.


Yemeğin üzerinden yaklaşık 1 hafta geçmesine rağmen , Hazal ve Aras yaklaşık her gün görüşürken Yankı'dan tek bir haber bile alamamak hak mı , günah mı ya ? Bu bir hafta içinde büyük defile ertelendi. Niye diye soracak olursanız , Aras'ın konserleri yüzünden, O da defileyi izlemek istediğinden ertelemek zorunda kaldık. Yankı'dan aldığım tek haberse magazin sayfalarında başrollerde olan GECELERİN PRENSİ YANKI.. YAKIP KAVURDU..

Onların şirketi için manken olarak çalışmalarım ise yarın başlayacak tabi ki Yankı'dan bir telefon beklemiyorum. Bu gece Hazal'la Club Hell 'de Arasla buluşacağız. Niye olduğunu anlamadım ama birinin partisi varmış sanırım. Onun için Hazal'ı muhteşem yapmalıyız ki Aras ilk görüşte aşık olsun (!)

Hazal zaten çok güzel bir kız fazla makyaja abartı saçlara minilere gerek yok onu güzel yapmak için. Aras , duygularıyla hareket eden biri. Yankı ise taş kalplinin önde gideni , huysuz , aksi , ukala tam anlamıyla nefret nedeni gibi.

Kapının o bilindik melodisiyle kafamı iki yana sallayıp düşüncelerimden kurtuldum. Hazal bize gelecekti ,kapıyı açtığımda ise karşımda kimse yoktu ama yerde küçük kare şeklinde bir kutu üzerinde de kırmızı bir gül vardı. Şaşkınca kutuya bakarken , içinde ne olduğunu merak etmek aklıma geldi. Eğilip kutuya aldım ve kapıyı kapatıp içeri girdim. Odama doğru yürürken , kimin yapabileceğini düşünüyordum. Arasların evi bize yakın , Yankıların da öyle. Arastan beklemezdim çünkü Hazal'a nasıl baktığını gördüm Yankı desen , bir haftadır arayıp sormamış , gül mü gönderecekti ? Onun kişiliğine biraz fazla gelirdi.

Odamın kapısını açıp içeriye girdikten sonra kapıyı kapattım , yatağa oturup tam kutunun kapağını açacakken , kapım pat diye açıldı kim olduğunu tabiki biliyoruz ''Hazaaall''. Bir telaşla içeri girip yatakta oturmuş , bön bön suratına bakan beni görünce yavaş yavaş gözleri elimde tutmuş olduğum kutuya doğru indi. Önce gözleri pörtledi , sonra gülmeye başladı. Ona ne gülüyosun bakışları atarken , merakım iyice arttı ve en sonunda Hazal konuştu.

''Vay vay vay , Yankı'ya bak seeen. Ne cevherler varmış çocukta , güller , kutular. '' deyip tekrar gülmeye başladı. Elimle yanımı gösterip yatağa vurunca hiç vakit kaybetmeden yanıma oturdu. Kutuyu açınca içinde kırmızı bir zarf çıktı , Hazal'ın da benime içime bir kuşku düştü çünkü biraz değişik bir gizem olmuş. Hazal'ın yüzü düşerken , zarfı alıp açtım , içinde büyük harflerle , '' MERAK ETME , ÖĞRENECEKSİN'' yazıyordu. Bu kimdi ve neyi öğrenecektim ? Yankı olmadığından adım kadar emindim. Şaşkın suratımla , Hazal'a baktığımda çatık kaşlarla yazıya baktığını gördüm ve aniden telefonum çalmaya başladı. İkimizde yerimizde sıçradıktan sonra kim olduğuna baktığımda , ''YANKI ODUN Bİ KÜTÜK'' yazısını gördüm , gözlerimi daha da büyütüp Hazal'a baktığımda , ekrana bakıyordu o da. Telefonu açtığımda Yankı'nın sesi kulaklarımı doldurdu.

''Yazgı , nasılsın ?'' Adımı onun ağzından duymak bi tuhaf oluyormuş.

''İ-iyiyim Y-Yankı , sen nasılsın ? '' sesimin titrediğine içimden lanet ettim. Sesimin titremesinin iki nedeni vardı , birincisi isimsiz mektup , ikincisi ise Yankı'nın o kadar zaman arayıp sormaması ve şimdi aramış olması.

''Teşekkür ederim iyiyim ,modellik çekimleri için yarın gelecektin değil mi ? ''

''Evet''

''Musaitsen bugün gelebilir misin ? Biraz geç kaldık sanırım acele etmemiz lazım.'''

Tamam deyip telefonu kapattım. Hazal'da telefonla birleşmiş olduğu için konuştuklarımızı olmuş olmalıydı.



LEOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin