BU ARALAR BÖLÜMLER FAZLA KISA FARKINDAYIM AMA OLSUNDU. İYİ OKUMALAR :))
Yankı bana döndüğünde yanıma oturması için işaret verdim. İfadesiz bir şekilde yanıma oturduğunda derin bir nefes alıp anlatmaya başladım.
''Bu sabah sen aramadan hemen önce kapı çaldı kapıyı açtığımda yerde bir kutu ve kırmızı bir gül duruyordu.Önce senden olduğunu düşündüm.'' Ne doğrusu bu ben yalan söyleyemiyorum tamam mı ? Bu kısmı duyunca gözleri parladı ve sırıtacak gibi oldu ama sonra vazgeçip koltukta bana doğru kaydı.
''Sonra kutuyu açtım içinde öğreneceksin yazıyordu. Hiç bişey anlamadım. Ne kadar yanlış geldiğini kabullenmeye çalışsam da bir yanım hep işin tam ortasındasın diyo. Ben gerçekten çözemiyorum Yankı.'' lafımı kesmeden beni dinledi.
Sonlara doğru çaresizliğimi anlayınca gözleri koyulaştı ve çenesi kasıldı. Bir anda beni kendine çekip sarıldı. Elinin altında ki belim uyuşurken bende kollarımı ona sardım. Kokusu değişikti. Yani hem içki hem sigara ve bir de... nane. O da böyle zaten. İlk defa böyle hissederken hareketlerimin beynimin kontrolü dışında gerçekleştiğini farkettim. Fatihleyken bile böyle hissetmiyordum. Kollarını benden çekmeden biraz uzaklaşınca gözlerinden düşündüğünü anladım. Bana bakıp sırıttı ve
''Lunaparka gidelim mi?'' diye sordu. Uzun zamandır gitmiyordum ve iyi gelebilirdi. Yankıyla gideceksem eğer her yer iyi gelirdi. Kafamla onayladıktan sonra elimden tutup beni kaldırmasına izin verdim.
************
Önümdeki uzun kuyruğa dudak bükerek baktım ve kafamı hafif yana doğru çevirerek Yankının görüş alanıma girmesine izin verdim. O da ellerini cebine sokmuş sıkılgan bir şekilde sıraya bakıyordu. Çarpışan arabalar için sıra bekliyoruz ve kare şeklinde olan pisttin etrafında insanlar doluydu.
Birden bacağıma bir şeyin dokunduğunu hissettim ve yana doğru baktım. Küçük bir kız yanımda duruyordu. Yüzüne baktığım da ise eliyle arka tarafı gösterdi bana. Kafamı kaldırıp arkaya doğru baktığım da arkasını dönüp kaçan birini gördüm. Arkadan gördüğüm kadarıyla benden uzun ama Yankıdan daha kısa biriydi fit bir vücudu vardı giydiği gömleğe rağmen sırt kaslarını net bi şekilde görebilmiştim. Aniden kafamı Yankı ya doğru çevirdiğim de kaşlarını çatmış bir şekilde uzağa doğru baktığını gördüm. Büyük ihtimalle o da bunu farketti ve aniden bakışlarını bana çevirdi. Gözlerimiz buluşunca içimi titretecek bir bakış atıp bileğimden tutup beni kuyruktan çıkardı.
"Yankı ne oluyor ?" Yankı ise duymamış gibi yapıp bana bakmadan hızla arabaya doğru gitti tabi bilegim de ki eli sayesinde bende.
Hem korkuyordum hem de Yankının bu tavırları yüzünden biraz çekiniyordum. Çünkü kaşlarını çatmış ellerini direksiyona çok sıkı bir şekilde koymuş biraz daha direksiyonu sıkarsa olacaklardan korkar olmuştum. En sonunda cesaretimi toplayıp ona doğru dönüp korkmamaya çalıştım.
''Yankı ? Ne olduğunu anlatacak mısın ? Niye ordan çıktık ? '' Sorumu duyup duymadığından emin değildim çünkü hiç bir tepki vermeden öylece yola bakıyordu. Sinirlenmeye başlamıştım. En sonunda
''Yankıı'' diye bağırdım. Onun tepkisi ise benim tiz sesimden daha korkunçtu. Arabayı bir anda ani bir frenle durdurup bana doğru dönüp
'' Ne!'' diye bağırmıştı. Anlayamıyorum abi ya. Ama bana bağırmasından hoşlanmıyordum ki biraz daha bana bağırıp damarıma basarsa hiç iyi şeyler olmayacaktı. 1-2 saniyeliğine gözlerimi sinirle kapatıp derin derin nefesler aldım ki bende sinirimin etkisine kapılıp ona bağırmayayım.
''Yankı! Bütün gün beraber takılıyoruz. Bişey olduğunu anlayıp bana soruyorsun. Anlatıyorum. Bildiğin bişey var gibi davranıp sonra lunaparka gidelim mi diyosun. Sonra bir anda birini görüp bileğimden tuttuğun gibi beni arabaya FIRLATIP açıklama yapmadan nereye gittiğimizi söylemeden sürmeye başlıyorsun.'' Uzun cümlemi sinirin verdiği etkiyle kısa sürede söylemiştim. O ise hiç bölmeden beni dinlemiş gözünü dahi kırpmamıştı.
Elini dostça dizimin üstünde duran elimin üzerine yaklaştırmaya başladığında nefesin nerden alındığını unutmuştum nerdeyse. Eli elimi bulduğunda hafif bi tebessüm edip gözlerimin içine baktı ve gülmemi sağlayacak o sözleri söyledi.
'' Seninle tanışmadan önce herkes melek gibi diyordu anlaşılan benden başka kimseye cadı yüzünün göstermemişsin. O ne biçim bi damardı kızım biraz daha zorlasan ortadan ikiye ayrılırdı heralde.'' Bakışlarımı başka tarafa çevirip güldüm. Evet sinirlenince boynumda damar iyice belirgin oluyordu ve bu beni.. beni biraz korkunç yapıyor olabilir.. Belki...
Ama kaçırdığım bi nokta var ki o da cümlenin başı. ''SENİNLE TANIŞMADAN ÖNCE HERKES MELEK DİYORDU.'' Bu da beni araştırdığı ve soruşturduğu anlamına geliyordu. Yani değil mi ? Şeytani gülüşümü yapıp kafamı yana doğru eğdim ve ''Demek bu melek yüzlü cadıyı araştırdın ha.''
İYİ OKUMALAAAARRR :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEO
ChickLitHem üvey kardeş , hem manken , hem sevgili. Sizce aşk onları nerede yakalayacak ? Yankı ve Yazgı manken olan iki genç. Bakalım ne zaman aşk rüzgarına kapılacaklar ?