"Ee, sen anlat Burak. Sen hiç bize bir şeylerden bahsetmiyorsun. Bizim otumuz bokumuz ortada. Bak, Çağlar Ezgi diye yanıp tutuşuyor, ben Çağla'yı sevdiğimi kabullendirmeye çalışıyorum kalbime, senden ne haber?" Utku Burak'a Çağla'dan bahsedince boğazıma bir yumru oturdu. Burak bir ara Çağla'dan hoşlanıyordu, ve ben bunu Utku'ya söylememiştim. Burak'a söz vermiştim. Hala da hoşlanıyor olabilirdi, bilmiyorum. Burak hep karışık olmuştu. Arkadaştık falan ama yaşadıklarını, iç dünyasını bize aktarmazdı. Ailesiyle kavga mı etti? Ruhumuz duymazdı. Sevgilisi mi oldu? Ayrıldılar mı? Her şeyi içinde yaşardı ve bize hiçbirini anlatmazdı. Kaç kez Burak'a kızmıştık bu yüzden. "Arkadaşınız biz senin, neden anlatmıyorsun?" diye çok üstüne gitmiştik ama o böyleydi, on beş yaşımıza geldiğimizde bu ısrardan vazgeçmiştik. Şuan on yedi yaşında olsak da, Burak'da hala bir değişim yoktu. O 10'unda kimse, 13'ünde kimse, 17'sinde de oydu. Hiç değişmemişti. Grubumuzun hep en sessizi olmuştu. Üstelik kötü alışkanlıkları vardı. Sigara kullanıyordu, eline para geçince mutlaka viski ya da votka alırdı, olmadığında da beş paralık birayla yetinirdi ama mutlaka o zıkkımlarını kullanmayı aksatmazdı. Ben ancak kafam bozulduğunda bir şişe bira içerdim belki. Bir iki kez de sigara içmişliğim vardı ama bağımlı değildim hiçbirine. Utku ise hiçbirini ağzına sürmemişti. Burak yanımızda sigara içmeye kalkıştığında sigarasını ağzından alıp kırdığını bilirim. Burak hep ona, "Kafa dağıtmak için iyi yöntemler bunlar" diye överdi ama Utku "İleride ayyaşın teki olup zil zurna eve sarhoş gelip, eşini dövüp çocuklarına bağıran heriflerden olmak istemiyorum" derdi. Utku her ne kadar şapşal olsa da, düşünce sistemi mükemmel bir şekilde işliyordu. Ergenler mutlaka canı sıkıldığında kendine zarar verme yöntemlerine başvururdu. Sigara, alkol, fiziksel zararlar... Utku bu ergenlik dürtülerinin hepsine karşı koyabiliyordu.
Burak'ın Utku'nun sorusunu cevaplamasına fırsat vermeden araya girdim. "Ezgi için yanıp tutuşmuyorum." diyerek konuyu kendime çekmeye çalıştım. Oysa ki kabulleniyordum, onun için eriyordum ulan. Burak konuyu dağıtma çabamı engelledi.
"Kimse yok hayatımda. Bir ara sever gibi oldum, hevesti geçti." Utku heyecanlandı. Burak ilk kez bir şeyler anlatıyordu. Aslında daha hiçbir şeyden bahsetmemişti ama bir ara birinden hoşlanmış olduğunu söylemesi bile bir gelişmeydi bizim için. Utku kıpırdandı ve sırıtarak ona baktı.
"Kimdi len o?" Başımı elime yaslayıp yutkundum. An itibarıyla sıçmıştım.
"Rengi tam belirsiz saçları vardı. Turuncu desen değil, sarı desen değil, kumral desen değil. Gözleri hafif çekikti. Aynı Çağlar'ınki gibi kalın dudakları vardı, belki biraz daha ince. Saçları bazen kıvırcık olurdu kendiliğinden, ama genel yapısı dalgalıydı. Fiziği zayıf denilecek kadar kibardı. Kirpikleri uzundu, mavi gözlerini daha dikkat çekici hale getiriyordu kirpikleri." gözleri uzaklara dalmıştı. Masadan birasını alıp kafasına dikti ve neredeyse yüz mililitre kadarını içtikten sonra bünyesinin alkole alıştığını belli eder gibi hiç yüzünü ekşitmeden devam etti betimlemesine. "Gözlerinin mavisi koyu maviydi. Deniz mavisi gibi. En saf, en temiz denizin mavisi gibi. Ben de o denizin içinde yüzen balık misali. Kendiyle barışık gibiydi, emin değilim ama barışık olunmayacak gibi bir fiziği yoktu. Gülümsemesi geniş bir şekilde yüzüne yayılıyor, özenle dizilmiş dişleri ortaya çıkıyor, yanaklarının kenarında çizgiler oluşuyor ve gözleri ışıldıyordu. Masumdu, Çağlar'ın manitasının aksine çekingendi. Ama sevmemişim işte." Güzel güzel dinliyorduk ikimiz de, son cümlesiyle batırdı tüm romantizmi. Ulan kızı o kadar incelemişsin, sonra gelip "sevmemiştim" diyorsun. Anlattıklarını teker teker zihnime yerleştirip bir tipleme çıkarmaya çalıştım ve sonunda gözümün önüne Çağla geldi. Gökyüzüne bakan gözlerimi Utku ve Burak'a çevirdim ve yaslandığım yerden doğruldum. Burak Utku'ya çok garip bir bakış atıyordu. Alaycı desen değil, ters desen değil, ama sıcakkanlı bir bakış olmadığı her halinden belliydi. Utku hala Burak'ın Çağla'dan bahsettiğini anlayamamıştı. Gerçekten aptaldı. Aptallığı bir yana, insan sevdiği insanın tipini bilmez miydi yahu?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mayıslar Bizim Olsun (ARA VERİLDİ)
HumorKendilerini öz sanan ikizler. Bir sır gibi saklanan o gerçek. Peki, sır ortaya çıkacak mı?