*Komik başlayıp duygusal devam edecek, hazır olun*
Yarışmanın üstünden bir hafta geçmişti. Birinci biz olamamıştık ve Çağla bir hafta boyunca "Boşuna katıldık, rezil olduk, hep senin yüzünden, Allah belanı versin" diye söylendi. Ömrümden ömür gitmişti ve sırf kız olduğu için ona şiddet uygulamıyordum ama iyi bir dayağı hak ediyordu."Bence gayet iyiydiniz." Utku, Burak, Ezgi, Çağla ve ben bizim evde oturuyorduk. Burak bizi teselli ediyordu fakat Çağla duruma hala negatif bakıyordu. Tam biz böyle sohbet ederken zil çaldı.
"Büyük ihtimalle Eda'dır. Ben bakarım." Diyerek ayağa kalktım.
Kapıyı açınca Eda ile yüz yüze geldik. Fakat başımı biraz aşağı indirince yaklaşık 1.10 cm boylarında, sarıya kaçan kıvırcık saçlı tombiş bir kız çocuğuyla karşılaştım. Ağzı yanaklarının arasında kaybolacak gibi görünüyordu. Üzerinde pembe, pofuduk bir mont vardı. Bacağının yarısına kadar uzanan bir çizme giymişti. Ela gözleriyle beni dövecekmiş gibi bakıyordu. Eda küçük çocukları sevmediğimi biliyordu. O halde bu veleti neden getirmişti?
"Üzgünüm Çağlar ama annemler yemeğe çıktılar ve bu da bana kaldı." Dedi eliyle henüz adını öğrenemediğim kızı göstererek. Ayakkabılarını çıkarıp içeri girdi. Kız minik tombul elini tokalaşmak için bana uzattı.
"Merhaba, ben Rüya." Derken r harfini ğ olarak telaffuz etti. Gülümseyerek korkakça elini tuttum. Birden yüzü korkunç bir hal aldı ve içeri girdi.
Tam iki gün, yani tüm haftasonu beraber olacaktık. Rüya'nın bana işkence edeceğinden emindim. Utku konuştu.
"Alışveriş merkezine gidelim mi gençler?" İtirazlar duyulmaya başlandı.
"Bu soğukta mı?" Dedi Eda montunu çıkarırken.
"Aramızda para toplar, taksiye atlar gideriz. Kapalı mekan seçeriz. Filme gireriz, gezeriz. Hadi be!" Diye ısrar etti Utku. Rüya sıçrayıp ellerini çırpmaya başladı.
"Evet, evet. Gidelim, ne olur?!" Diye destekledi Utku'yu. Utku elini uzattı ve Rüya ona bir beşlik çaktı. Gözlerimi devirdim. Biz bize olsak gitmek isterdim ama başımızda bu küçük bela olduğu sürece eğlenmemiz pek mümkün olmazdı. Fakat arkadaşlarım Rüya sayesinde yumuşamaya başlamış, Utku'nun fikrini teker teker onaylamışlardı.Çağla yine zekasını (!) konuşturdu.
"Bence yarın gidelim. Hem yarın hava daha iyi olacakmış. Şimdi saat de biraz geç oldu, hava kararmak üzere. Bugün Tabu, Jenga, Twister oynayarak zaman geçirelim." Dedi ve her kafadan "Haklı, evet, bence de" kelimeleri duyulmaya başlandı.
Sonuç olarak AVM'ye gitme fikrini yarına erteledik. Tabu'da Ben, Ezgi, Utku-Burak, Eda, Çağla olarak gruplara ayrıldık. Rüya'ya da bir çizgi film açtık.
***
Saat 21.34'dü. Rüya'nın uykusu gelmişti. Yukarıda benim odamda uyuyacağını söyleyip gitmişti. Biz de bunu fırsat bilip film izlemeye karar vermiştik. Burak, Utku ve ben patlamış mısır almak için dışarı çıktık; Eda, Çağla ve Ezgi de film seçeceklerini söylediler.
Markete giderken Burak sohbet açtı.
"Kanka, Çağla'ya kaysam kızar mısın?" Dedi bana bakıp gülerek. Espri yapıyordu sanırsam. Fakat benim hiç hoşuma gitmemişti. Burak iyi biriydi ama Yiğit'ten sonra Çağla'nın kalbini kimseye emanet edemezdim. Nedense onu sahiplenme içgüdüm yanıp tutuşuyordu içimde. Elimi saçımın arasından tarak misali geçirip konuştum.
"Bu meselenin sözünü etmene bile kızarım." Dedim imalı bir ses tonuyla, sinirlendiğimi belli etmeye çalışmıştım ve yüzündeki gerginlik bunu başardığımı gösteriyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/28814102-288-k217378.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mayıslar Bizim Olsun (ARA VERİLDİ)
MizahKendilerini öz sanan ikizler. Bir sır gibi saklanan o gerçek. Peki, sır ortaya çıkacak mı?