BÖLÜM İKİ

33 7 8
                                    


MEDYA ASEL :)
Desteğinizi bekliyorum.Düşüncelerinizi benimle paylaşın lütfen...
SEVİLİYORSUNUZ....

Düşüncelerimizin karanlığı hayatımızı işkenceye çevirecek kadar güçlüdür.
Kendinizi neye inandırırsanız o yönde hareket edersiniz.Yaptığınız bir yalnışı doğru olarak nitelendirirseniz doğrudur.
Ama bunu yapamıyorsanız kendinizi yiyip bitirirsiniz.Bende öyleyim mesela...
Hiçbir zaman doğruyu yalnış yalnışı doğru kabullenemedim içimde.
Yalnışlar hep yalnıştı... Yaptığım bir hatayı 'Aman be boşver' diyerek unutamadım.
Bu yaptığım ya saflıktandı...
Ya iyi niyetten....
Ya da gerizekalılıktan...

Şimdi de beynim allak bullak olmus,kalbim paramparça,ne düşüneceğimi şaşırmış bir şekilde hayatıma devam etmek zorundayım.

"Agu agu agu hanimiş yavrumun ağzı hanimiş"
Çikolatayı ağzıma tıkmak için uğraşan Çınar'ın ellerini iteledim.

"İstemiyorum Çınar"

"Ama arkandan ağlar" deyip küçük bir çocuk gibi dudaklarını büzdü.
Çınar'da Baran kadar sevdigim şapşal işte.
Baranın kuzenidir kendileri!Birbirlerine de hiç benzemezler ha! Baran yerine göre davranırken Çınar her zaman gülümser ve türlü türlü şebeklikler yapar.Şuan da olduğu gibi...

"Çınar bebek miyim ben Allah aşkına ya"

"Evet sen benim bebeğimsin" ani bir atakla ağzıma çikolatayı yapıştırmasıyla suratımı buruşturdum.

"Ağzına deydi,ağzına deydi yemek zorundasın"

"Yeter artık Çınar ben derse giriyorum" diyerek yemekhane masasının üzerindeki kitaplarımı bir elime aldım.Çantamı diğer elime alıp Çınar'ın yanaklarından öptüm.

"Hadi görüşürüz "
Tam yanından geçip ilerliyordum ki bileğimden kavradı.Başımı ona çevirip 'Yine ne var' der gibi bir bakış attım.

"Eğer çıkışta beni beklemeden eve gidersen yavrum mavrum dinlemem balkondan sallandırırım ona göre"

"Tamam Çınar bekleyeceğim hadi git sende derse"
Kafasını aşağı yukarı salladı ve mal gibi sırıtıp göz kırparak yanımdan uzaklaştı.Yemekhanedeki kızlar Çınar'a hayranlıkla bakarlarken bana nefretle bakıyorlardı...

Ah!Eğer okulun en yakışıklı çocukları sizin en yakın dostlarınızsa size de böyle bakarlar emin olun!
Mimarlık tarihi dersinin üst katta olduğunu hatırlayark adımlarımı merdivenlere yönlendirdim.
Son merdivenide alt ettiğimde kendimi tebrik ettim.Gelecek başka taraf bulamadım mı ben?
Enes....Tam karşımda duvara yaslanarak içtiği sigarasının dumanını üflerken daima sadece bana bakmasını istediğim buz mavisi gözlerini gözlerimle buluşturdu.Gözleri gözlerimden ayrılıp vücudumda gezinirken neyapacağımı şaşırmış bir vaziyette ona bakıyordum.
Buna bir son vermek için ayaklarımı harekete geçirerek sınıfa doğru ilerlemeye başladım.

"Asel"

Yapma işte bunu!Lanet olsun yapma! Ağzından çıkan bir kelimeye bile ölebilecekken adımı söyleme lütfen...
Arkamı döndüm .Halâ aynı pozisyonda duruyordu

"Efendim Enes"
Yaslandığı duvardan ayrılıp bana doğru yürümeye başladı.

"Duydum ki Mimarlık Tarihinin notlarını bana veriyormuşsun"

Tabi ya! Zaten benimle konuşmasını gerektirecek ne olabilir di ki?
Asla ona sahip olamayacaktım.Kokusunu hiç hissedemeyecektim.Peki neden halâ onu reddedemiyordum ki?
Çantamdan beyaz sayfaları çıkarıp ona uzattım.

*ASEL*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin