5-Gurur

200 33 10
                                    

"Sen bu şarkıyı çok seviyorsun diye ben bu plağın üzerinde sonsuza kadar koşamam."

*****

"Limon?" Sağ tarafımdan gelen dürtüklemeyle kendime geldim. Kahküllü'ye döndüm. "Yavrum , çocuk sana sesleniyor. " dedi dişlerinin arasından. Toparlandım. Önümdeki Baran'a döndüm. Endişeli bakıyordu. Puftan yavaşça kalkıp Baran'a elimi uzattım. Sorar gibi baktı.
Zoraki bir şekilde gülümsedim. Daha ne kadar saçmalayabilirdim acaba? Beni takmayıp uzattığım elimi sıktı. Sonradan yanağımdan öptü. Ben olduğum yerde çakılırken o gülümsedi. Aniden kahkaha attım. Baran sıçradı.

"Ya canım sen çok tatlısın. Hadi oturalım." diye bağırdım. Baran şaşkınlığını korurken pufa oturdum. Tatlı yaklaştı. "Daha ne kadar saçmalayabilirsin acaba? " diye burnundan soludu. Çilli kahkaha attı. "Tatlı'm ne komiksin. Saç malanmaz, taranır." demesiyle hepimiz ona döndük.

Erdem kahkaha attı. O ikisi gülmeye devam ederken Süslü "Ben bile bu kadar aptal değilim." diye mırıldanıyordu. Tatlı karşısındaki pufa kahkaha atarak oturan Erdem'e şişeyi fırlattı. Erdem gülerken ona doğru gelen şişeyi fark etmedi. Ne olduysa o zaman oldu. Tatlı'nın fırlattığı şişe Limon suyumun olduğu şişeydi. Erdem'in bayılmasıyla büyük bir çığlık attım. Erdem gibi arkaya doğru düşmek isterken , arkamdaki havuzu unutmamla suya düştüm. Herşeyi anlamamla suyun yüzüne çıktım. Herkes bana hayretle bakarken, ben kaşlarım çatılmış Tatlı'ya bakıyordum. Berk yerden aldığı şişeyi bana fırlattı. Gözümü Tatlı'dan ayırmayarak şişeyi tuttum. Kapağını hızlıca açarak bir dikişte bitirdim. Şişeyi Tatlı'ya fırlatırken o şaşkın ifadesini yenmiş bana gülüyordu. Onun gülmesiyle herkes gülmeye başladı. Baran gülmeyi kesip havuza yaklaştı. Çıkmam için elini uzatırken , elini görmemiş gibi yapıp kendi çabamla havuzdan çıktım. Aniden kalkmamla başımın dönmesi de bir oldu. Ben sendelerken Baran hemen belimden tutarak bedenimi sabitledi. Ben onun bana olan bu ani yaklaşmasının şokundayken o ise beni kokladı. Evet, beni kokladı. Suratlarımızın yakınlığını önemsemeden daha da yakınlaşıp gülümsedi.

"Limon gibi kokuyorsun ." diye fısıldadı. Gözleri dudaklarıma kaydı. Ben derin bir iç çekicekken iki kol bizi ayırdı. Sakince bir nefes alıp bizi ayıran kollara baktım. Tatlı gıcıklığına tatlı tatlı gülümsüyordu. "Hadi Limon'um , Süslü sana kıyafet versin. Böyle hasta olursun. " diyince çatılmış kaşlarımı düzelttim. Baran'la göz teması kurmadan Süslü'nün çadırına doğru ilerledim. Süslü hemen çadıra girip kıyafetleri ayarladı. Çıktığında elinde kot şort ve siyah bir tişört vardı. Bana uzatırken Doruk hemen olaya dahil oldu. Süslü'nün elinden tutarak onu çadıra sertçe itti. "O şortu yerine bırak ve bir pantolon çıkar. " diye bağırdı. Süslü'nün yerde sabitlenen bakışları Doruk'un onu iten eline doğru kaydı. Sessizce şortu bıraktı ve pantolon çıkardı. Dolan gözlerini göstermekten çekinmeyerek Doruk'un gözlerine baktı. Doruk biraz afallasa da arkasını dönüp erkeklerin yanına gitti. Süslü'nün elindekileri aldıktan sonra yanına oturdum. "Üzerimdekileri değiştirip geliyorum. Bizim binanın içinde bekle beni. " diye fısıldadım. Başını salladı.

Gözyaşlarına aldırmayarak kalktı ve hızlıca binaya yöneldi. Onun bu haline ne kadar üzülsemde elimden hiçbirşey gelmiyordu. Süslü'nün çadırından çıkarak kendi çadırıma girdim. Üstümdekileri hızlıca değiştirdikten sonra dışarı çıktım. Derin bir nefes alarak bizim binaya döndüm. Doruk'un içeri girdiğini görünce başımı çevirdim. Belki de artık onların konuşma zamanı gelmişti. Düşüncelerimden sıyrılarak kızların yanına ilerledim. Benim oturduğum yere Erdem geçmişti. Boş olan yerde Baran'in yanıydı. Gözlerimi Baran'a çevirdim. Haince sırıtıyordu. Onun bu haline göz devirerek yanına oturdum.

******SÜSLÜ******

Ne olduysa o gün olmuştu. 10. Sınıfın ilk haftalarıydı. Doruk'la yeni sevgili olmuştuk. Oysa ki bizimkisi ilk görüşte aşktı. 2 senenin ardından birlikte olabilmiştik. İlk buluşmamız çok heyecanlı başlamıştı. Sahilde sözlenmiştik. Elimi ilk tuttuğunda elleri titriyordu. Gözlerimin içine bile bakamıyordu. İlk ve sondu. Ben kayalıklarda onun gelmesini beklerken, o ise bana pamuk şeker alıyordu. Çok dalga geçmişti. Pamuk şekeri renginde dudakların var demişti. O günden sonra beni kırmızı rujsuz kimse görmedi. Aynaya her baktığımda aklıma o söylediği söz geliyordu.

LİMONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin