bölüm 9

10 1 0
                                    

Dayanacak gücüm kalmamıştı. Bu ses beni bitirmeye yetiyordu. Allah'ım bir insan bu kadarda gıcık olamazdı.Başımı sıraya koyarken Erdem'in sesini duydum.

"Geldi yine tipini tuzladığım. Hayır yani bizim gelmemizi bile beklememiş. Sınıfta ilk görmek istediğim Alicins değildi." dedi.

Tatlı önümüzde ki sıradan bize doğru döndü. Erdem'e itici bakışlarını atmayı ihmal etmedi. "Ne görmek isterdiniz beyefendi?" diye sordu. Erdem sırıtarak Tatlı'nın saçlarına dokundu.

"Seni görmek isterdim, Tatlı'm" dedi. Tatlı yüzüne hiçte güzel olmayan bir gülümseme geçirdi. Ve artık görmeye alışkın olduğumuz bir an gerçekleşti. Yanımda oturan Erdem yine bu hakereti anlayamamıştı. Tatlı'nın saçlarını savurarak önüne dönmesi, sabah saçlarına dökülen tuzların Erdem'in gözlerine hücum etmesini sağladı. Saf yavrumun çığlığı da bunu onaylamıştı.

Elimle anlıma vurdum. "Bir insan, her zaman aynı şekilde şiddet görür mü? Yavrum, salak mısın?" dedim.Erdem bana doğru dönerek gözlerini elleriyle açtı. "Üfle Limon,üfle." diye sızlandı. Ve ben yine üfledim. Gözlerin Süslü'ye takıldı. Önünde oturan Kahküllü ve Emre'yi gösteriyordu.

Kahküllü elindeki kitaba öylesine dalmıştı ki şu görüntüden haberi yoktu. Emre hem Kahlüllü'yü izliyordu. Hemde parmaklarını saçlarında gezdiriyordu. Kırılacakmış gibi yavaş dokunuyordu. Bu görüntü ne kadar hoşuma gitse de aynı zamanda rahatsız da etmişti. Süslü çaktırmadan birkaç tane fotoğraflarını çekti.

Oturduğum sıradan Doruk'a baktım. Süslü'yü izliyordu. İşte herkes kendi penceresinden bakıyordu. Süslü'nün her gülümsemesiyle yüzü değişen Doruk'un gözleri bana takıldı. Gülümsedi. Kafasını sallayarak önüne döndü.

Bizimle yakın olupta sınıfta uzak duran sadece Doruk'tu. En önde Kahküllü ve Emre otururdu. Kahküllü camdan dışarıyı seyrederken Emre de onu seyrederdi. Onların arkasında Süslü tek otururdu. Doruk oraya kimseyi oturtmazdı. Süslünün arkasında cam kenarında Çilli vardı. Onun yanında da Tatlı vardı. Ne kadar anlaşamasalarda derslerde iyi geçiniyorlardı. Çilli'nin arkasında ben vardım. Yanımda Tatlı'ya tutulmuş saf Erdem vardı.

Ve en arkada cam kenarında suskun birisi vardı. Berk Sağlam.

2 sene önce nakil olmuştu. Çilli ne kadar ilgi gösterse de Suskun Prensimiz tek kelime etmiyordu. Sadece geçen sene Çilli'nin bir sorusuna cevap vermişti.

"Gay misin?"

"Güzel kızsın.Ve ben gay değilim"

"Ya ,bir kere de susun arkadaşım."

Alicins'in sesiyle ellerimi başıma götürerek sırayla bütünleştim. Yoklama başlıyordu. Her zaman aynı şey oluyordu. Evet yine.

"Lale Özalp?"

Kendi saçımdan çekerek başımı kaldırdım. "Aradığınız Limon şuan uyuyor,ders boyunca rahatsız etmeyiniz." Erdem dalgama katılarak "dıt,dıt,dıt." gibi sesler çıkardı. Gülüyormuş gibi yapıp yeniden somurttum.

Alicins "Demek Lale Özalp yok?" dedi. Kıkırdadım. Yine benimle uğraşıyordu göbeğini erittiğim.

"Dışarı Lale,dışarı." dedi ve sanki limon suyumu almış gibi sırıttı. Yavaşça kapıya yöneldim. Arkamdan tüm sınıf "Göbek at Lale,göbek.' diye bağırdı. Arkamı dönüp sınıfa öpücük yolladım. "Seviyorum sizi yavrularım,seviyorum." dedim. Tüm sınıf kahkaha attık. Alicins Süslü'nün ruju kadar kızarınca sınıftan uçarak çıktım.

Boş koridorda etrafıma bakındım. Kimsenin olmadığından emin olduktan sonra havalanarak manken gibi yürümeye başladım. Kısa ve komik podyum yürüyüşüm saçlarımı savururken son buldu. Saçlarımın gözlerime hücum etmesiyle yeri boyladım."Rezil Limon,rezil" diyerek rezilliğimi boş koridorda taçlandırdım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 22, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

LİMONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin