3-Ulusal

204 32 3
                                    


Kollarımın arasındaki o yapılı beden, şuan kollarımın arasında kayboluyordu. Sessizce akan gözyaşları saçlarımı ıslatıyordu. Dolan gözlerimi kırptım. Silkelendim. Sarılmayı bırakarak Doruk'a doğru döndüm.

"Hadi bakalım , küçük ayı. Benimle geliyorsun."

Doruk'un kolundan tutarak çekiştirmeye çalıştım. Bir yandan gözlerini siliyor diğer yandan kendine gelmeye çalışıyordu. Ona biraz vakit tanırken , kendi sıramdan çantamı aldım. Gülümsedim. Bu ayının benden çekeceği vardı.

*****

Güvenliğe gözlerimi devirerek kapıya vurdum. Bu kasıntıyı da hiç sevmezdim. Oturduğu yerden tek tuşla kapıyı açtı. Doruk'a doğru döndüm. Elleri cebinde beni takip ediyordu. Site fazla büyüktü. Veya ben üşengeçtim. İkinci seçenek daha iyiydi.

Doruk'u her Süslü olayında bize götürürdüm. Beraber şarkı söylerdik. Oyunlar oynardık. Akşam yemek vakti geldiğinde ise herşey eskiye dönerdi. Kızlar eve gelirdi. Süslü'yle birbirlerini görmezden gelirlerdi. Ama yine de mutlu olurlardı. Yan yana olmasalar da bir bakış uzaklıktalardı.

Bizim kapının önüne geldiğimizi kapıda ki bisikletlerden anlıyorduk. Çok anımız vardı. Kırmadığımız yerimiz kalmamıştı.

Çantamda ki anahtarı aldıktan sonra kapıya yöneldim. Kapının açık olduğunu görmemle gözlerimi devirdim. Hızlıca asansöre geçtim. Doruk'a baktım.

"Sağ mı? Sol mu?" diyerek gülümsedim. Cebindeki ellerini çıkartarak olduğum asansörü gösterdi. "Bu sefer, birlikte." dedi.

Kafa salladım. Yüzümün düştüğünü anlamışcasına " beni eve mi atıyorsun?" dedi. Sırıttım. "Sığmazsın, küçük ayı." dedim. Gülümsedi.

9.kata bastı. Bu binalara göre orta kat bile sayılmazdı. Ultra hızlı asansörümüzün kapısı açılınca kendimizi dışarı attık. Böyle bir siteye göre fazla yavaştı.

Elimdeki anahtarı kapıya yöneltmemle çekmem bir oldu. Aniden kapının açılmasıyla geri çekildim. Geri çekilmemle Doruk öne atladı. Önümüzdeki varlığın kim olduğunu görmeden çok güzel bir atlayış gerçekleştirdi.

İki yapılı insanın çarpışmasıyla , ikiside yere kapaklandı. Bu bedenlerden birisi hiçte hafif olmayan küçük ayı, diğeri ise Görüntüsüne göre naif olan Erdem'di.

"Sanırım ırzıma geçtin!"

Erdem'in bağırmasıyla , atlayış sırasında üstüne düşen Doruk ayaklandı. Üstünü silkelerken üzgün hali ortadan kalkmış , eski katı hali ortaya çıkmıştı.

" Allah seni kahretmesin. Doruk'u harekete geçirecek kadar ne yaptın?"

Tatlı'nın sinirli sesiyle birlikte koşarak gelmesi bir oldu. Ardından Çilli geldi. Tırnak içinde göstererek " Ani hareketler." dedi. Doruk kafasını sallayarak salona geçti.

Kızlara doğru döndüm. "Süslü nerede?" dedim. Tatlı saçlarıyla uğraşmaya başladı. Bu iyi bir hareket değildi. Çilli araya girdi. " Mert'le görüşmeye gitti." dedi. Gözlerimi devirdim. Sinirini başkalarından çıkarmaya çalışıyordu.

" Ne hali varsa görsün." diyerek salona geçtim. Doruk ikili koltuğa oturmuştu. Yanına oturdum. Elimi sırtına geçirerek " Rahat ol kardeşim. Ortalıklarda kırmızı dudak yok." dedim. Gülümsedi. "Koy ruja gitsin." dedi. Ardından hiçte nazik olmayacak şekilde sırtıma geçirdi.

Elimi göğsüme götürerek nefes alamıyormuş gibi yaptım. " Sanırım kalbim koptu."

Emre hızla salona girdi. "Vermem diyorum , Çilli." dedi. Erdem tekli koltuktan kahkaha attı. "Vermiycem, Çilli'm." diyerek elini göğsünde gezdirdi. Bu komik hallerine gülerken Tatlı yanındaki yastığı Erdem'e fırlattı. Kafasına isabet etmesiyle teslim olmuşcasına ellerini göğsünden kaldırdı.

"Sadece 11 numara Emre. Lütfen!" Çilli bağırarak Emre'nin peşinden kkoşmaya başladı. Duruma el koyması gereken kimdi? Tabiki de yine ben!

Aralarına geçerek Çilli'yi Emre'den uzaklaştırdım." Derdiniz ne söyleyin bakalım. " dedim. Çilli masumca gülümsedi. "Sadece telefon numarası." dedi. Ellerini göğsünde birleştirerek "Berk'in numarası." dedi. Gözlerinden kalp fışkırıyordu. Ellerimi garipçe sallayarak " Neden?" dedim.

 Ellerimi garipçe sallayarak  " Neden?" dedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


LİMONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin