Bölüm-15-

169 12 1
                                    

Edibeiek/edibe çiçeğe çok teşekkür ediyorum yorum yaptığı için :*

Selamm 1,39 olmuşuz 3 haftada çok mutluyum bütün okuyanlarıma ve vote yorum ekleyenlere çok çok teşekkür ediyorum :*

M/savaş çok seviyorum ya bunu gülüşe baksanıza ya
BŞ/Tarkan/gitme

İYİ OKUMALAR...

Sabah alarmın sesiyle uyandım hemen kalkıp rutin işlerimi halledip üstümü değiştim ve mutfağa gittim yemekleri hazırlarken dün geldi aklıma çok üzülmüştüm hemen unutmaya çalışıp meleği uyandırmaya gittim

S"melek hadi kalk geç kalıcağız"
M"biraz daha lütfen"
S"melek kalk bi daha gelmem Burakla sen konuşursun"
M"ne Burak mı"dedi zıplayıp mal bu bu kadar korku fazla hele Buraksa bu kişi mutfağa gittim ve masayı hazırladım
M"ali nerde kız"
S"uyuyor"
M"uyandırsana ne bekliyorsun"
S"işi yok zaten boşuna kafamı yemesin"
M"tamam nasıl oldun sen"
S"iyi unutmaya çalışıyorum"dedim yemeğimi yerken

YAZARDAN DEVAM...

Yemeklerini bitirip çıkmışlardı evden iki arkadaş yada dost şirkete gitmişlerdi seranın canı çok sıkılıyordu dünki olaydan sonra savaşın sözünden çok barışın bi şey dememesine üzülüyordu onun sevgilisiydi ve sera kendini güvende hissetmiyordu barışa bile güvenemiyordu hep korku vardı içinde savaşın Esilayı koruması çok hoşuna gitmişti ama maalesef ki barış korumamıştı ama sera kendini koruya bilirdi bi erkek kadar olmasada ama kendini güvende hissetmiyordu hiç ve buna üzülüyordu barışa aşıktı ama soğuyordu ondan oysa gerçek aşkta soğumanın ne olduğunu bilmezsin genç kızı telefonun sesi düşüncesinden ayırmıştı s"buyrun savaş bey" sa"sera odama gel"dedi ve telefonu yüzüne kapattı savaş seviyordu serayı ama dayanamıyordu onu barışla görürken hele dün barışın onu korumadığını görünce barışı öldürmek istemişti nasıl sevgiydi ama seranın gözlerinin barışa nasıl baktığını görüyordu ve bunu gördükçe canı yanıyordu bu yüzden kaçıyordu hep seradan savaşı düşüncelerinden kapının sesi ayırmıştı "gir" sesini duyunca sera hemen odaya girmişti savaşı böyle bitkin görünce üzülmüştü ailesizdi onun kendisi gibi ve bunun ne olduğunu çok iyi biliyordu savaşın saçı dağınık takım elbisesinin ceketi yerde atılmış gömleği düğmelerini göğsünü serecek kadar açmıştı kıravatı masanın üstünde atılmış elinde içkiyle serayı seyrediyordu sera ise donmuş kalmıştı yüzünü sağa sola sallayıp kendine geldi ve konuştu"buyrun savaş bey bi şey mi lazım"savaşa seranın sesi uyuşturucu gibi gelmişti o güzel sesi dinledikçe daha fazlasını duymak istiyorsun kokusu huzurdu aile güven huzurdu gözleri her tarafa ışık saçıyordu o kadar saf o kadar güzel bakıyordu ki gözü hep suluydu yüzü bitek barışla gülüyordu düşüncelerini bi kenara bırakıp konuştu"evet ben gidicem burdan şirkete Burak bakıcak gelir miyim bilmiyorum henüz sen iyi anlıyorsun işlerden ve Burağın yerine geçiceksin paranda artacak melek senin yerine geçecek ve meleğin yerine stajyer gelecek sen yardımcı olacaksın ona işi anlatacaksın"dedi sera ilk defa savaşın bu kadar konuştuğunu duymuştu ama gideceğine üzülmüştü alışmıştı ona ne kadar kötülük yaparsa yapsın savaşa bakmıştı derin derin nefes alıyordu acaba nereye gidecekti bunarı düşünürken dudağını ısırıyordu ama farkında değildi sa"o hareketi yapmayı bırak sera"sera anlamamıştı ne dediğini dudağını bi kez daha ısırdı savaş dayanamayıp hemen üç adımda seranın yanına gelmişti duvara itti onu seranın sırtı acımıştı ve yüzünü buruşturmuştu acıdan savaş serayı duvar arasına sıkıştırmıştı sera kendine gelip konuştu"ne yapıyorsunuz savaş bey çek..." Cümlesini tamamlayamamıştı çünkü savaş onu öpüyordu öyle sıcak tı ki dudağı onadan vaz geçmek istemiyordu savaş sertçe öpmeye başlamıştı karşılık vermemesine kızmıştı seranın dudağını öpmeyi bırakıp duvara yumruğunu geçirip bağırmaya başladı "gitme de bana sensiz yapamam de seviyorum de sen sev bari sevgiyi yaşatta karanlığım aydınlansın korkuyorum oda"sera bu duyduğu karşısında şok geçirmişti ne diyordu bu adam kendine gelip konuştu"ne diyorsunuz savaş bey saçmalamayın siz kendinizde değilsiniz"savaşın kalbi çok acıyordu bey demesine ve seraya çok bağlanmıştı"lütfen sera gitme de de git miyeyim" sera üzülsede bu haline ama gitme diyemezdi barışı seviyordu bi umut olurdu savaş için bu dayanamayıp konuştu"git savaş huzurumuzu kaçırıyorsun sensiz herkes daha mutlu olacak karanlığınla gölge yapıyorsun bize"demişti ciddiyetle savaş bu duyduklarına kahrolmuştu ne yapmıştı ki bunları hak ediyordu ki niye acı çekiyordu hep bi kez mutlu olamamıştı ve evet gidicekti burdan ve kendine yeni bir hayat kurucaktı belkide evlenirdi serayı unuta bilseydi ama böyle sesizce git miyicekti herkesin huzurunu kaçırıp gidicekti çünkü o savaştı ve savaş çıkarmayı severdi ilk önce ailesinden başlayacaktı ve en son sıra seraya gelmeden bitiricekti çünkü ona kıyamazdı "merak etme hiç bir yere gitmiyorum en azından şimdilik herkesin ödemesi gereken borçlar var"sera bunu duyunca daha çok üzülmüştü"savaş git lütfen en azından biz evlenene kadar barışla üzüyorsun hepimizi hayatımızı yaşamamıza izin ver sevilmiyorsun bari bırak biz mutlu olalım"demişti sera barış çok kızmıştı"siz hayatınızı yaşayın ben her gün size bakıp ölüyüm değil mi çünkü savaş bunaları hak ediyor çünkü savaş kötü herkese kötü davranıyor biraz sevgi istedim lan biraz sevgi bencilsiniz hep kendinizi görüyorsunuz tamam istediğin olsun ama döndüğümde seni sevmem için yarvarıcasın işte o zaman sana bu konuşmanı hatırlatıcam sera" dedi ve odadan çıkmıştı gidicekti ama bi gün dönecekti sera ağlıyordu korkuyordu onu sevmekten ya doğru dediyse severse onu ama bu olamazdı barışı seviyordu sera.

VE SON BU BÖLÜM BİRAZ UZUN OLDU :)

Arkadaşlar lütfen vote ve yorumlarınızı unutmayın öptüm:*

Patron mutlu son istiyor (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin