2. Gün

66 2 3
                                    

  2.gün

Berbat  bir gün. O pislik öğretmen bana yumruk attı hem de sadece bir soruya cevap veremedim diye .tamamıyla dersi dinledim ama matematikten nefret ediyorum işte.Ben fen severim.Fizik, kimya falan.Matematiği hiç sevemedim.Sadece cevap veremedim diye daha yeni iyileşmeye başlamış olan sol  koluma bir yumruk attı ki bu sefer gerçekten kırıldı sandım ve hala kıpırdatamıyorum . Ondan sonrada dinlemiyorum diye tavır yaptığımı düşünür diye korksam da yine de sınıfı incelemeye başladım.
Kaçış için planlarımı başlatmıştım bile.Şu anda inceleme aşamasındayım
Sınıfta Florasan lamba vardı. Ne kadar yak söndür yapsam da patlamazdı. pencerelerde parmaklık vardı . Sınıfın içinde her köşeyi gören 3 adet kamera .Her gün her derste alınan yoklama, sayım, imza alma, ve yoklamada olmayan için anında veline kaçak diye haber verilmesi.En azından bu benim için bir sorun değildi.
Tam ampüle bakarken  aynı koluma aynı hızda bir yumruk daha indi .
"niye dinlemiyorsun lan dersi"
Bu sefer emindim Kolumun kırıldığına  .kıpırdatmaya çalıştım ama olmadı. çığlık atmamak için kendimi zor tutuyordum
"dinliyorum"
dedim gözümden akan yaş ile. Titriyordum acıdan.
Bir soru daha soracak dinlemediğimi anlayacak diye ödüm patlarken tuttu ensemden fırlattı kapıya.
Bu sefer yere düşmemiştim ama bu adamdan intikam alacağıma yemin ediyorum şu an.Geçen sefer beni dövüp tekli hücreye atan pislikti bu.
Ama kolumu kıracağını  bilsem de yine incelerdim sınıfı çünkü bu 2  günde anladım ki  ben buraya ait değilim . İşlediğimin suç olduğunu kabul bile etmezken ben dayanamam buraya.En yakın zamanda gitmem lazım benim.
Bu arada bu öğretmenin adı Saffet imiş öğrendiğime göre.
Neyse sınıftan çıktıktan sonra revire gittim tahmin ettiğim gibi kolum kırılmış ama çok da önemli değilmiş.Tam olarak anlamadım ama ufak bir yerinde bir sorun olmuş sadece ama kıpırdatmamam için alçıya aldılar.
Böylece bütün gün bir şey yapmamamı sağlayacak izin kağıdı aldım. Ve yatakhaneme geçtim. Günlüğümü aldım ve  plan yapmaya başladım.
C binasında bir şey olduğuna emindim.oraya bizi sokmamalarında çok önemli bir etken.Mesela oradan bir giriş daha olabilir. Çünkü bu kapıdan bunca eşyayı sokmaları imkansız daha da önemlisi bir yangın olsa nasıl söndürecekler itfaiye arabası gelmeden.
Oo şimdi aklıma geldi 2 gün önce buraya ilk getirildiğim sırada bir sahne.
Arabadan indik gözlerimiz bağlı idi.hapishanenin dışını görmememiz için olduğunu  düşünmüştüm.Ancak daha detaylı düşününce , bizi getiren araçtan indikten sonra birkaç adım daha atınca  B binasına girmiştim eğer o minicik kapıdan girmiş olsaydık ,en azından 2-3 dakika yürümemiz gerekirdi.Evet artık emindim başka giriş vardı . Duvarların tek yakınındaki bina da C binası olduğunda göre giriş orası olmalıydı. Bütün eşyalarda oradan getirilmişti.Şu anda tek ihtiyacım olan bir dürbün.Böylece B binasının farklı açılarından C binasının arkasındaki duvar olmadğını görebilirdim.Şimdi merak ettiğim şey şuydu dürbünü nasıl bulacaktım.Şu yatakhanedeki ani dostumla görüşmeye karar verdim
Ama aşırı tepki verdi
"seninle bir konu hakkında özel görüşmem lazım" dedim.
Gülmeye başladı.Sonra birden heyecanlandı
"umarım benim başımı belaya sokacak bir şey değildir. Lütfen olmadığını söyle."
Anlaşılan daha önce Tekli hücreye çok girmiş birisiydi ve nefret ediyordu oradan.Oraya girmemek için beladan baya kaçıyordu
"sakin ol çok da önemli değil" dedim sakinleşsin diye
"oh" diye bir rahatladı
"bana dürbün lazım kimden bulabilirim biliyor musun?"
"dürbün mü bak başımı belaya sokacaksın sen, ben gidiyorum unut bunu, hem ne yapacaksın ki dürbünü"
cok hızlı konuşuyordu ,anlamak cidden güçtü.
"ne için olduğu önemli değil, bulabilir misin bulamaz mısın?"
aslında çok iyi birine benziyordu neden burada olduğunu merak ettim .
"offf" dedi derin bir şekilde.
"sen neden buradasın bu arada, şu ana kadar sormadım"
"uyuşturucu"
"çak bakalım " dedim elimi havaya kaldırıp kahkaha atarken.
"aa sen de mi" dedi çaktıktan sonra
"hayır tam olarak değil, şimdi dürbün konusunda yardımcı olacak mısın"
"kimseye söylemeyeceğine söz veriyor musun"
"evet"
"1. katta F yatakanesine git en uzun boylu çocukla konuş ve sakın benim gönderdiğimi söyleme."
"çok sağol bunun karşılığını alacaksın söz veriyorum" diyerek kapının önünden geri döndüm
"ismini sormadım"
"Halil ben"
"Alp"
Dedikten sonra koşarak alt kata indim.Dediği yatakhaneye girdim. Herkesin boş olduğu bir öğle saatiydi. o yüzden herkes yatakhanedeydi. Kimisi sigara içmek için kendisine değişik yerler arıyordu kimi ise uyuyordu.en uzun boylu çocuğa
"bir bakabilir misin?"dedim
"buyur kardeş birine mi baktın "dedi içten bir şekilde
"bir dakika dışarıda konuşabilir miyiz?"
"olur anlat bakalım kertenkele ne istiyorsun?"
Kertenkele nin nereden geldiğini anlamamıştım, umursamadan devam ettim
Dışarı çıkıp milletten uzaklaştık.Ben biraz daha uzaklaşırken
"özel bir şey ise gel burada konuşalım"
dedi ve etrafı kollayıp kimsenin bakmadığına emin olduğu an cebinden bir anahtar çıkarıp temizlik malzemeleri yazan bir odayı açtı.Baya geniş bir odaydı belli ki başlangıçta bu yüzden yapılmamıştı.
"kimin anahtarı bu?" dedim. hiçbir şey söylememişim gibi
"evet ne konuşmak istiyorsun "dedi
"Alp ben"
"Osman"
Kafamı aşağı eğdim tanıştığıma memnun oldum dermişçesine.
"bana dürbün lazım"
"dürbün mü saçmalama ya ,ne yapacaksın dürbünü milleti mi keseceksin"
"erkeklerle ilgilendiğimi mi düşünüyorsun."
Güldü
"hah erkeklerle mi, cidden hiçbir şey bilmiyorsun sen ya. Boş ver gitsin dürbünü ne yapacağını söyle veriyim sana"
"söyleyemem. "
"unut gitsin o zaman "
Dedi ve kapıya yöneldi tam açacakken 
"sırrını biliyorum" dedim arkasından.
Geri döndü , kötü bakışlarla üzerime  gelip;
"neden bahsediyorsun bilmiyorum"
"eğer bu doğru olsa geri dönmezdin"
"bana zekiyi mi oynuyorsun çocuk"dedi boğazımı sıkarak
" bildiğimi müdüre söylersem bana bir 29 puan verir"
" Kimseye söyleme, dürbününü bulurum "
dedi. Demin ki o artist çocuk birden yıkıldı gözümün önünde .Saşırmıştım böyle bir şeyi beklemiyordum.
Ve bu şekilde  Osman ın sırrını öğrenmiş oldum. Miletten saklayacağı bir şey  yapmıştı.Çalmak gibi.Büyük ihtimalle şu anahtar ile ilgili. İçeride ne yaptığını veya neden bu anahtarı bu kadar istiyordu bilmiyordum
Sırrını biliyorum dediğimde ise anahtar ile ilgili bir şey olacağını tahmin etmiştim sadece ve ayrıca burada olduğuna göre, mutlaka bir pislik yapmıştı ve eğer burada bir suç işlediyse, sadece hırsızlık değil, diğer şeyler için de ben müdüre söylediğim için 29 puan alacaktım.
Benden önce çıktı ve
"çıkarken kapat" dedi.
Kapının dışarıdan anahtar dışında açılmak için bir kolu  yoktu.
Ve gitti . ben de içeriyi inceleyeyim dedim ama fazla zamanım da yoktu ne olduğunu bile bilmediğim bir odada idim hemen çıkmam gerektiğini düşünüyordum.
Önce sigara için kendisine özel yer yaptığını düşündüm sonra tavandaki duman sensörünü gördüm .
Sandalyeye çıkıp çalışıyor mu diye baktım.
Işığı yanıyordu ve gayet de çalışıyordu.Bu odanın ilginç yanlarından biri de içeride hiç kamera olmaması idi.temizlik malzemeleri için bir odada kamera olmaması mantıklı idi ama içeride hiç temizlik malzemesi yoktu yerdeki bir adet paspas hariç ve de oda malzeme odası olamayacak kadar da büyüktü.
Tam dışarı çıkıyordum ki kapı açıldı ve 12 elinde dürbünle geldi
"vay bu kadar hızlı olmasını beklemiyordum"
"kes sesini " deyip dışarı çıktı. Ben de dürbünü  cebime iyice saklayıp yatakhaneme doğru yola çıktım.

Dürbünü yatakhane de iyice sakladıktan sonra neden her zaman bizip yatakhane de sadece 3 kişi gördüğümü merak ettim.
Halil e soracaktım niye diğer yataklar boş diye ama ertelemem gerekti çünkü acilen şu 238 sayfalık kitabı okuyup iyice öğrenmem gerekiyordu zira  kuralları bilmediğim için diğer kolumu da kırdıramazdım.
Ve okumaya başladım
Madde 6 :
Puanın kesileceği durumlar
Hırsızlık -50, kavga -25, yasak mal bulundurma -50, kullanılmaması gereken terimler(hapis, gardiyan, hücre vb) -53
.... Yine liste aşağı doğru uzuyordu.Dürbünden bu kadar puan kaybedeceğimi düşününce kim bilir ne cezası vardır diye düşünüp daha iyi saklamak için kalktım.
Bu sırada Halile baktım kitap okuyordu.Diğer çocuk ise her zaman ki gibi uyuyordu. Dürbün ile ne zaman bakacağımı düşünüyordum.  maalesef gece bakamazdım çünkü her taraf karanlıktı.sabah da odada Halil ve uyuyan çocuk vardı.  Belki dışarı çıkarabilirdim ama çok popüler olan arkadaşımın içeriye sürekli arkadaşları girip çıkıyordu.
Bunun için bir şey düşünmem gerekecekti ama şu anda daha büyük bir derdim vardı.Herkesin ders çalıştığını görüyordum ama kendim henüz hiçbir şeye başlamamıştım.
Ne zaman ders olmasa ben planla uğraşıyordum.Bahçe saatinde herkes bahçede bitki ve bahçıvanlık derslerini dinlerken ben bahçeyi , yolları , güvenlik kameralarını inceliyordum.Sınavlardan kalmamın da cezası ağır olduğundan gaza geldim ve hemen  kitaplarımı alıp kütüphaneye indim.
Kütüphaneye indikten sonra ilk 15 dakika etraftaki şeyleri, kaçışla alakalı işime yarayacak şeyleri inceledim.Sonra zaman kaybettiğimi fark edip derse başlayacaktım ki bize verilen 238 sayfalık KURALLAR kitabını gördüm ancak daha kalındı, belli ki eski basımdı. Şimdi de onu incelemeye başladım acaba fazladan içinde olan bilgiler arasında işime yarayabilecek bir şey var mıydı?
İlk sayfalarına göz attım.BİNGO.
yangın vb durumlar için binanın taslağı.C bölümü hariç her yer vardı. Hemen kitabı alıp odama gittim ve yine derslere hiç çalışmadan  yatağıma girip o kitabı okumaya  başladım.
Bütün bölümlerin kuş bakışı bir taslağı vardı.Burada E bölümü de çizilmişti,D  bölümünün hemen sağında idi.
Ancak şu anda öyle bir bina yoktu.B binasının üzerine yatakhane, A binasının üzerine yemekhane,F bölümünün üzerine sınıflar yazılmıştı E ve C binalarına ise herhangi bir açıklama getirilmemişti. E artık yoktu zaten önemli değildi. Sonra D nin üzerinde yazanı gördüm.
KIZLAR KOĞUŞU

KaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin