11. Gün (Final)

39 2 2
                                    

Bugün tekli hücreden çıktım ve çıkar çıkmaz osman in yanına gittim.Sarıldık.
Çıktığıma çok mutlu gibiydi.
"ne zaman gidiyoruz" diye sordu.
"buldun mu söylediklerimi?"
"fitil gibi kullanacağımız bir ip buldum ama patlayıcı olarak kullanabileceğimiz bir şeyi nasıl bulabilirim ki?"
"patlayabilecek herhangi bir şey de olur"
"bir filmde karabiber ile bir şeyler yapıyorlardı ama hatırlamıyorum"
"Patlayıcı yapalım demiyorum." Dedim kızgın bir şekilde
"patlayan bir madde" diye sorar şekilde söyledi
"evet yanıcı bir şey"
"kolonya" dedi, sanki mükemmel bir fikirmiş gibi.
"gibi. Ama patlasa daha iyi olur.parfüm mesela"
"harika, parfüm bulabilirim"
"kolonya da bul ,yanmaya yardımcı olur."
"ne zaman olacak"
Gülümsedim
"Sandığımızdan daha çabuk."
Yürümeye başladım ki arkamdan bağırdı
"hey"
Geri döndüm ve tekrar konuşmaya başladık
"detayları bana da vermelisin,sürekli yakında diyorsun ama TV programları gibisin,çok yakında,birazdan,az sonra ... ama çok uzun bir süre var.
Ben de bilmeliyim"
"belki bunun için konuştuğumuz odaya gitmeliyiz"
"o odaya giremiyorum artık. Ama gel tuvalette konuşuruz kimse yoksa"
Lavaboların oraya gittik.İçeride 1 kişi vardı.İhtiyacını giderirken biz de tuvalete gelmişiz gibi pisuvarın başına geçtik.Çocuk çıkana kadar tuvalette gibi davrandık.Gittikten sonra konuşmaya başladık.
"neden yanıcı patlayıcı şeylere ihtiyacın var?" diye sordu.
"yangın çıkarmak için."
"neden yangın çıkar..?" sorusunu tamamlamadan cevabı verdim
"dikkat dağıtmak için"
"insanlara zarar vermeyecek mi bu?"

"Senden istediğim şeyi yapabilirsen hayır"
"nedir o"
"yangın alarmını çalıştırmak."
"kolay"
"halledebilecek misin bunu"
Dalga mı geçiyorsun edasıyla kafasını salladı
Dışarı çıkmadan son olarak söyleyeceğim bir şey vardı
"osman" diye seslendim
Geri geldi
"evet"
"gidiyoruz"
"biliyorum"
"bu gece"
"Bu gece mi?" çok heyecanlanmıştı.
"evet"
"her şey hazır mı ki?"
"bugün öğle yemeğinde Lisa'ya notla bildireceğim.Umarım Oradan C ye gelmenin bir yolunu bulmuştur.Senin şu anda yapman gereken şey sana almanı söylediğim şeyleri, kibrit hariç öğle yemeğinde yemekhane binasına götürmen.Orada en üst katta en kullanılmayan ve tercihen gidişi en uzak olan odaya yerleştir onları."
"en uzak mı? Bana işkence mi yapmak istiyorsun"
Cevap verme gereği duymadım
"en uzak unutma ve emin ol akşam yemeğine kadar o malzemelerin hepsi çıkmış olmalı"
"anlaşıldı kaptan"
Çok sevinmişti bugün gideceğimize .

Bu sırada Lisa' nın ne yaptığını ekleyeyim

Büyük ihtimalle çok yakında buradan gideceğiz ama C bölümüne gitmek için sağlıklı bir yol bulamadım.Sadece daha önceden Alp ile buluştuğumuz yer vardı. gece kaçacak da olsak Bahçe apaydınlık olacaktı.Oraya girdiğimi elbet birileri görecekti.
Bugün mektupla kendisine elektrik kesintisine ihtiyacım olduğunu bildireceğim. Kısa süreliğine de olsa bakabildiğim C bölümünün planlarına göre elektrik şartelleri oradaydı.Jeneratör vs her şey oradan çalışıyordu. C bölümü yüksek güvenlik içeren bir yer olduğundan her şeyi oraya rahatlıkla koymuşlardı. Oraya herhangi birinin girme ihtimali olduğunu düşünmüyorlardı bile.
Yangın çıkardıktan sonra biz bahçede iken ben kapıya yakın durabilirsem elektrikleri kısa süreliğine kesince kapı kilitli değilse içeri girebilirdim.Oradan sonrası da kolay sayılırdı. Öncelikle C bölümüne giderken görünme ihtimalime karşı uzun saçlarımı örtecek bir şapkaya ihtiyacım vardı.
Şu ana kadar düşünebildiklerim bunlardı.Yarın falan kaçacaksak bunlar hazır edilebilirdi.
Gerekli bilgileri Alpten alıp ona göre hazırlanmalıydım.Ama bugün yemekhaneye onlar önce gideceklerdi.Ondan mektubu aldıktan sonra okuyup ona göre cevaplayacak sürem olmayacaktı.Onlar çıktıktan 5 dakika sonra biz girecektik.Bu yüzden birkaç olasılığa karşı mektupları yazmalıydım

Bu sırada Birol Hocanın yanına gittim ve görüşme istedim. Gitmeden önce aklımda soru kalmamalıydı.
F bölümünde onun odasına gittim.Burada umursadığım nadir kişilerden biriydi.
Görüşmek istememin nedeni ise buranın yani bu hapishanenin amacını öğrenmek istememdi.Neden böyle bir yer vardı ki?
Diğer hapislerden farklı bir hapse neden ihtiyaç duyulmuştu?
Neyse konuşmak için odasına girmeden kapıyı tıkladım
"gir" dedi birol hoca
İçeri girdim ,oturdum
"evet, duyduğuma göre benimle konuşmak istemişsin.Bilmeni isterim ki istediğin her zaman benimle konuşmaya gelebilirsin.Dertlerini paylaşabilirsin"
"evet sağolun.Benim burası hakkında bir sorum olacaktı da?"
"Evet sor bakalım,cevap verebileceim bir şey ise niçin yardımcı olmayayım?"
"Burasının amacı nedir,neden böyle bir yer var"
"Kitabını okumadığımı görüyorum buradan"
"hayır okuyorum ama birisinden daha doğru bir şekilde duymak istiyorum,kitaba koymadan önce insanlar saatlerce düşünmüş ve ezbere bir cevap yazmış olabilir "
" Anlıyorum. Şöyle anlatayım o zaman. Çok uzun zaman olmadı daha.Yeni bir proje gündeme gelmişti. Çocuklar hapse girmemeli, orada çekmeleri gerekenden çok daha fazla acı çekiyorlar diye.Haklılardı bir yandan. Çünkü katiller ile basit bir şey çalan ,birkaç yılı olan çocuklar aynı yerde kalıyorlardı"
"burada da öyle değil mi?"
"Hayır ,neden yatakhane arkadaşın Halil tekli hücrede sanıyorsun?"
Üzülmüş gibi kafamı öne eğdim.
Konuşmaya devam etti
"Esas istenilen amaç o çocukları hapisten kurtarıp, yatılı okul mantığıyla çalışarak, ve onları eğiterek devlete faydalı bir hale getirmek."
"görüyorum ki sizde ezberlemişsiniz cevabı."
"İstiyorsan öyle düşünebilirsin ama bu doğru."
"devlete faydalı olsun diye mi bu kadar bilgiyi öğrendikten sonra hiçbir işe yaramıyor"
"yarıyor burada öğretmen oluyorsun"
"hocam alınmayın ama hiç kimse böyle iğrenç bir yerde öğretmen olmak istemez"
"haklı olabilirsin ama eğer burada öğrenilen bilgiler dışarıda bir işe yarasa idi hiç kimse burada öğretmen olmazdı.Bu sistem kendi yağında kavruluyor.Doğadaki Su döngüsü gibi.Yağmur yağar, su buharlaşır, yağmur yağar."
"böyle anlatınca harika geliyor,sanırım bu yüzden insanlar hapis yerine burayı seçiyor."
"ister beğen, ister beğenme ama normal bir hapse gidersen, hapiste yatmış siciliyle iş bulamazsın.Burada yeterli maaşlı bir işin garantide.Hem de tek bir hücrede kısılmış halde değilsin."
"evet ama ne zaman çıkacağını bilmemek insanı öldürür burada"
"bu da azim aşılamak için, çok çalışan kazanır."
"evet.Artık biliyorum"
"neyi?"
"nasıl kandırılıp buraya getirildiğimi?"
"Kimse kandırmadı seni"
"öyle mi peki, Erol TOKGÖZ e ne diyeceksiniz, çocuk yaşta yanlış anlaşılma sonucu suçlu bulunmuş.Sormuşlar çocukcağıza okul mu hapis mi diye.Ne der o yaştaki bir çocuk böyle bir soruya. Ve belki hapse gitmiş olsa şu an yaşıyor olabilirdi."
Gözlerimden yaş akıtmak için elimden geleni yaptım. Amacım hocaya Erol un ölmediğini itiraf ettirmekti.Biliyordum ama emin olmak istedim yine de
"al bu fotoğrafı, al bak" diyerek bir fotoğraf uzattı
Fotoğrafı elime aldım.Erol ve yanında bir kadının fotoğrafı vardı.Çok mutlu gözüküyorlardı.Büyük ihtimalle annesiydi.
"buradan çıkınca bana göndermiş,tamam mı mutlu musun şimdi,Her şey göründüğü gibi değildir.Hatta hiçbir şey göründüğü gibi değildir.Şimdi git ve bundan hiç kimseye bahsetme. Aksi takdirde hiç beklemediğin olaylar olur."
"güvenin bana, öyle bir şey olmayacak "diyerek dışarı çıktım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 21, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin