9. Gün

16 2 1
                                    

Sabah yatakhaneden çıktıktan hemen sonra Saffet Hoca yanıma geldi ve bağırarak
"kimse buraya dışarıdan mal sokamaz kimse" dedi ve bana sert bir tokat attı.Sonra beni aşağı indirdi.
Merdivenlerden inerken
"bu formalite tokatı biraz fazla abartmadınız mı?" diye sordum
"formalite mi?bir suç işledin ve cezasını çekeceksin.Tekli hücrede iyi vakit geçir." Diyerek
beni başka birine bıraktı. Bu adam beni C bölümüne götürecekti. Farkında olmayayım diye klasik prosedürleri uyguladı.Önce gözlerimi bağladı.Sonra uzun bir süre boyunca kendi çevremde döndürdü beni.En son da itti dönmeyi bitirdikten hemen sonra.Artık yön diye bir şey kalmamıştı elbet ve bunları bölümün içeriye girdiğimizde de yapacaklardı.Böylece hangi bina olduğunu tahmin etsem bile binanın içine girdikten sonra nereye gitmem gerektiğini de bilmiyordum.
Beni tekli hücreye ya da onların deyimiyle özel sınıfa attılar.Burada 2 gün kalacaktım.Her ne kadar Lisa ya mektup yazamayacak olsam da bana derslerimi getirecek kişi Yunus olacaktı. Ve onun aracılığı ile not iletebilirdim.Çünkü bu sefer derslere çıkmama da izin yoktu. Bu sırada gardiyanlardan bir ses duydum.
"ne yapıcakmış ya ?"
"çocuk eşyalarını istemiş işte, müdür de verin demiş. Git ver çok mu zor"
"hayır anlamadığım( bu noktadan sonra ses biraz kısıldı bizim de onları duyabileceğimizi fark etmişler herhalde)insanın hücrede ne gibi değerli bir eşyası olabilir ki?"
"ya sanane sen git getir."
Bunlar 2 gardiyan arasında geçen konuşmaydı. Konuşma bittikten sonra biri benim hücreme doğru yaklaştı.Ben de onları dinlemek için geldiğim kapının önünden hemen yatağa doğru koştum.yatak demeye de bin şahit ister gerçi.Taş parçası resmen.
Adam eşyaları dışarı çıkarırken kapının önüne geldim ve gardiyana
"ne yapacaksınız onun eşyalarına ? "diye sordum
"ne yapalım ölü çocuğun eşyalarına,atacağız" dedi
Böylece sakladı ama demin duyduklarım hayatta olduğunun resmen bir kanıtıydı.Hiçbir şey yanıma getiremediğimden yattım ,dersler bitene kadar uyudum.
Kurallar kitabı tek umursadığım kitaptı.ama o da yanımda değildi.
Öğleden sonra dersler bittikten sonra yunus kitaplarımı getirdi.Tabi ki çalışmayacaktım, kurallar kitabı dışındakileri bir kenara fırlattım. Ve yunusa
"Lisa nın notu?" dedim
Cebinden çıkardı ve
"geç kalmamdaki bir neden de buydu,notu tercüme ettim" dedi
" tercüme etmek mi, bunu yapmaya hakkın yoktu onu okumaman gerekiyordu " dedim kısık sesle
"yaptım çünkü senin hala harfleri öğrenemediğini biliyordum.Ben çevirmeseydim asla akşam yemeğine not veremeyecektin."
"tamam tamam. Ne diyor?"
"ne dediğine sen bakarsın, şu an diğer gelişmelerden bahsetmem lazım ,az zamanımız var.
İlk olarak Lisaya C bölümüne gitmenin bir yolunu bul demişssin herhalde.Bu üzücü bir haber okuyunca anlarsın.
İkinci olarak osman ile görüştüm kibrit ve sigara bulmuş ama hapisande de patlayıcı ne yapsın diyor.
"Bu arada patlayıcı ile ne yapacaksın?"
"konuşuruz daha güvenli bir yerde.Ona de ki fitil gibi yanacak uzun bir ip lazım onu bulursa patlayıcıya gerek yok."
"ne yapıcaksın nasıl patlayıcı olmadan patlatacaksın?"
"parfümün var mı?"
Kafa salladı.
"gitmem lazım kendine iyi bak "
"bekle Lisa ya yazacağın notta tekli hücrede olduğumdan bahset neden buraya geldiğimden falan daha tam olarak okumadığım için mektubu şu ana bir şey söyleyemiyorum ama sen yaz bir şeyler işte.of edebiyat yapmaktan nefret ediyorum.Kırk yılda bir olsa ,anlatacak ne güzel şeyler bulurum.Her gün her gün ne yazayım ben bu kıza"
"olan var olmayan var yani.. "dedi .gülüştük, gardiyanın gelmesiyle Yunus gitti.
Lisa'nın mektubunu açtım ben de hemen
"yangın işe yaramaz, yani senin için yarayabilir ama ben buradan çıkmış olmam çünkü eskiden E bölümünün olduğu yere doğru çıkarıyorlarmış bizi yangın durumunda.
Siz ise B bölümü ile Kapı arasındaki bahçeye çıkacaksınız.Yangın çıkarmayı başarsan bile ben senin yanına gelemem.Ya bunu çözmemiz lazım ya da başka bir plana ihtiyacımız var.
Ama bunun yanında iyi haberlerim de var mesela C bölümünün içeriği hakkında baya bir bilgi sağladım.Biz zaten C bölümüne yaklaşamayacağımız için bize o kadar gizlemiyorlar C bölümünü.Neyse elde ettiğim bilgilerden bahsedeyim. Oraya bodrum katından yani yerin altından girildiğini biliyorsun zaten. Canlandır gözünün önünde.Eğer çizersem birisinin mektubu görme ihtimaline karşı, çok kötü olur ama yazınca alfabemizi bilmediklerinden sorun çıkmaz.
C bölümünün normal bir kapısı var kapıdan içeri girince hala binanın özel olduğunu düşünmeyeceksin.Normal bir ev gibi koridordan gireceksin. Artı işareti şeklinde düşün koridoru. Sağda ve solda senin şu an bulunduğun tekli hücreler var.artının alt kısmından giriyorsun. Üst kısmında ise bir kapı var.Kapıyı açarsan aşağı doğru inen bir merdiven ve bir asansör var......"
Demek ki ben giriş kattaydım.Asansör olayı ve merdivenlerden inip çıkma her şey sadece bir yanıltmaca idi.Benim asansöre bindiğimi düşünmemi istiyorlardı. Bu durumda ya Erol bana başından beri alt katta olduğumuz hakkında yalan söyledi ya da o da bizi alt katta sanıyordu.Okumaya devam ettim.
"işte o asansör merak ettiğin eşyaların içeriye nasıl girdiği sorusunun cevabı. Bana neden buraya geldiğimi sormuştun.İşte bu yüzden geldim.Bazı şeylere senin erişimin olmayabilir.
Dikkatli ol kendine iyi bak"
Bu mektup hem çok kötü bir haberdi hem de çok iyi.Öncelikle bu plana uyarsak Lisa 'nın bizimle gelemeyeceğini öğrendim ama plan C bölümünün içeriğini öğrenmemle nerdeyse tamamlandı.

KaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin