Misafirler

28 4 1
                                    

Duvarda yazanlar fazla gerçek dışıydı,Olanaksız gözüküyor ve bir sürü anlamsız bölüm bulunuyordu.
Ama içimden bir ses hepsine inanmamı söylüyordu.Ecem ise transa geçmişti,gözlerini kehanetten hala ayırmamıştı.1 2 dakika bekledikten sonra arkamızdan bağırma sesleri gelmeye başladı,
peşimizdekileri tamamen unutmuştum.Arkadaşımı sarstım ve hareket etmesi için kolundan çektim ama ilerlemiyordu.Sesler daha da yakından gelmeye başlamıştı.Bu sefer daha sert bi şekilde çektim ve peşimden gelmesini sağladım,çok hızlı koşamasada beni yavaşlatmadan uzun bi süre koşmaya devam edebildi.Bir süre daha gittikten sonra karşımıza iki yol çıktı,bu bizim için büyük bir şanstı.Arkamızdakileri ekip kurtulabilirdik.Ama Ecem'in aklına başka bir şey gelmişti.Biraz riskli olsada soldaki dayanıksız tüneli yıkmaya çalıştı.Yavaş yavaş toprak parçaları kopuyor ve yere düşüyordu.
Yol tamamen kapandığında t shirt ünden bir parça yırtıp toprağın arasına koydu ve sağ tarafa yöneldi.Bizim soldan gittiğimizi sanıp yolu açmaya çalışacaklardı.
Tabi daha önceden kapanmış olarakta düşünebilirler ve son derece değerli zamanımızı boşa harcatabilirlerdi.
Uzun bir koşunun ardından dar bir tünele girdik.Bir ara o kadar daraldı ki yan yan gitmemiz gerekti.Dar tünelden çıktıktan sonra bir odaya geldik.Yukarı giden merdivenler ve tahta bir kapı vardı.Muhtemelen orası çıkıştı ama berbat kokuyordu.
Bulunduğumuz oda fazla geniş değildi,yan duvarlarda boşluklar vardı ve belirli mesafelerle kazılmışlardı.Çıkışa yönelirken bir şey dikkatimi çekti.Bir ses duymuştum sağımızda bir çocuk vardı,elleriyle yüzünü kapamış sesizce ağlıyordu.Yanına yaklaştık hiç bir tepki vermedi ama o berbat görüntüyü ancak kafasını kaldırınca görebildim.Gözlerinin olması gereken yer boştu ve bir sürü böcek suratında geziniyor,deri parçaları koparıyordu.Hemen elimi çekip silkeledim ve uzaklaştım.Çok ani olmuştu ama daha kötüsüde vardı...

Duvardakı 4 tane meşale odayı rahatça aydınlatıyordu.Daha önceden gördüğüm deliklerde ise tabutlar vardı.Kapı girişinin yanında ise yine kanlarla yazılı bir metin vardı.Aynı
el yazısı,aynı iç karartan kelimeler
fakat içerik farklıydı.

insanlıgın sonu gelecek
son uygarlıkta bitecek
insanlıgın yıkılışında
ÇOCUKLAR başa gececek

Gruplara ayrilacaklar,
çatışmalara katılacaklar,
son binada yıkıldığında
2 grup savaştığında

gelecek misafirler sonra
degisim gecirmisler baya
cocuklar ızdırap cekicek hayatta
tek kurtuluş Ölüm olsada.

11.05.2015
bunların hepsi bir şaka olabilirdi.
Sadece kaçan birinin peşinden gelenleri korkutmak için yapılmış bir şey.Ama kanla yazılı olması cesetleri
açıklıyordu,sanki biri bir anda bunları öğrenip unutmamak için aceleyle bir yere yazmıştı.Eğer bunlar tahminse ve tarih doğruysa önceki gördüğümüz kehanette doğru olabilirdi.Kehanette yazanlar gibi,
kehanette gerçek dışıydı ve beni ürkütüyordu.

Duvardan yazanlar fazla gerçek dışıydı,Olanaksız gözüküyor ve bir sürü anlamsız bölüm bulunuyordu.
Ama içimden bir ses hepsine inanmamı söylüyordu.Ecem "az öncekilerden bir anlam çıkaramadım,ama şuna bak çocuklar başı çekicek filan sana tanıdık gelmedi mi??" Her bir kelimesi tanıdık gelsede Şuan değerli zamanımızı harcamak istemiyordum.

    Daha fazla zaman kaybetmemek adına hemen merdivenlere doğru atıldım.Tam kafamın üstündeki Tahta çıkışı kolayca kırdım ve yüzüme güneş çarpınca içime bur umut doldu. Ancak bu umut fazla sürmedi.
Dışarı çıktığımda her şey  berbat oldu...

Fiziki açıdan olmasada manevi açıdan berbat haldeydim.Daha mağarada uyandığımdan beri Geçmiş hakkında tek kelime etmemişken bunları görmek beni berbat etmişti.
Eski evimin arka bahçesindeydim.
Her yer dağılmış,evimin duvarları yıkılmış,çocukluğumun geçtiği odamın duvarları arka bahçenin kapısını yıkmıştı.Babamın av köpeğinin cesedi önümde uzanmış ebedi uykuya yatmıştı... Kendimi toparlamam uzun sürdü,her yer berbat haldeydi ve suçlayabilceğim,
intikam alabileceğim kimse yoktu.
Daha sonra biri adımı seslendi,yukardan geliyordu,evimin (yıkılmış evimin)çatısından.Kafamı kaldırıp baktım,seslenen spor salonundaki çocuk,onların başında bulunan ve okulumu yıkan çocuktu.
-Nasıl evinin yeni dekorasyonunu beğendin mi? bizzat ben ayarlattım dedi.
Daha ağzımı açamadan,

-kehanetlere gelince onlar benim eserim deģil,farkettiysen biri doğum gününde yazılmış,hemde evinin altındaki odaya.Ilginç bir tesadüfler silselesi ya seçilmiş kişisin ya bu belayı başımıza getiren pislik.

-Salak saçma konuşma meteorun çarpmasına ben neden olmadım herhalde dedim.

daha sonra hiç beklemediğim ve cevap veremeyeceğim bir laf yedim.

-ah pardon başımıza mı dedim,Başına diyecektim başına dedi ve yanımda bulunan Ecem yere yığıldı.Ne olduğunu anlamasamda yana kaçtım.Kolumun yanından sert bir taş geçti.Bir anlığına telaşa kapıldım eğer Ecemsunun kafasına geldiyse cok kötü yaralanmış olabilirdi ama şuan bunu düşünerek kurtulma şansımızı tepemezdim.Taşı atan  kişiyi aradım ve Yan apartmandaki sapanlı çocuğu gördüm tam bana da taş atacakken bina yerle bir oldu.Garip olansa Korhan'ında bir ağzı açık bir şekilde binaya bakmasıydı.Kocaman bir yaratık Korhanı yere devirdi,ben kaçmaya yeltenirken Ecem i görüp sopama elimi attım.O anda bahçeye 2 koskoca yaratık daha girdi.2 metre boylarında gri tüylü sıçanlardı.Misafirler bunlar olmalı diye aklımdan geçirdim ve hiç olmadık bir anda gülümsedim.Sanırım delirmiştim.
Sopamı daha elime almadan sıçanlar üstüme çullandı ve gözlerim karardı...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 17, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yaşam için Mücadele #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin