SEÇİLMİŞ OLAN

bölüm 4

Kar kraliçesi efsanesinin doğduğu yer burası.

İnsanların, kar gibi beyaz tenli olan bu kadının, şeytani bir varlık olduğunu anladıklarında öldürdükleri yer burası.

Sonra çocuklarına yüzyıllardır, kar kraliçesinin hikayesini anlattıkları ve efsanenin doğduğu yer burası.

Çok uzaklarda buzullarda, insanların kolayca ulaşamayacağı,
Vampirlerin de insanlardan uzak durduğu bu yerde, yüz yıllık uykudan uyandılar.

Yaşamlarının yüz yılını uyuyarak inzivaya çekilen bu varlıklar, yüz yılını da uyanık kalarak geçiriyorlardı.
Bu döngü böylece devam eder. Yüz yıllık uykudan uyandıkları bir dönemdi.

Kral, prens Dünya yı huzuruna çağırdı. Yakışıklı ama bi o kadar da soğuk olan oğlunun gözlerine bakarak
"Oğlum, biliyorsun ki sen seçilmiş olansın, benim tek varisim ve saf kan soyumuzun devamını getirecek olan kişi.

Artık zamanı geldi kendine bir eş seçmelisin. Ama görüyorum ki eşin olacak kişi burada değil.

Git...

Kraliçeni ara, onu bulduğunda evimize getir."

Dünya babasının emriyle hazırlık yaptı. Ne kadar istemesede babasının emirlerine uymak zorundaydı.

Çok zekiydi, son yüzyılda neler değişmiş, neler olmuş hepsini kolayca öğrenebilir adapte olabilirdi. Bir sefer duyması bakması okuması ona yetiyordu. Beyni bilgisayar gibiydi adeta. İnsanlar dahi diye adlandırıyordu, üstün zekalılara.

Bir yandan da aradığı kişiyi bulabilecek miydi bilemiyordu. Nerede aramalıydı? Nereye gitmeliydi? Ve yüzyıllık uyku dönemi gelmeden o kişiyle karşılaşa bilecek miydi?

Bilge babasının huzuruna çıktı yine ve ona kehanetini sordu. Kraliçe Ay'ı bulmak için nereye gitmeli diye.

Kral oğluna" kraliçe olacak kişi senin gibi seçilmiş olan, onun kaderinde var ve kraliçe olmak için doğdu "diye söyledi.

"O sana aşık olmadığı sürece sen ona mühürlenemezsin. Ve o senin çekici kokuna dayanamaz. Kokunu aldığında sana sonsuz aşkla bağlanacak. Onun ilk öpücüğü de seni ona mühürleyecek."

"Baba biliyorsunuz ki insanlar bizim kokumuza karşı koyamıyorlar.ben onu nasıl tanıyacağım "dedi Dünya.

"Eğer eşin olacak kişi insan ise
Sen onun çekim alanına girdiğin de istesende ondan ayrılamazsın. Aşık olduğunu farkettiğinde Onu hemen ısırıp kanını içmek isteyeceksin. Hiç kimsenin kanını onunki kadar istemeyeceksin.

Son damlasına kadar içki, insanlığından sıyrılıp bizim gibi olabilsin ve senin vampir zehrin onu dönüştürebilesin.İçtiğin kan ise seninle bütünleşin ve kalbleriniz mühürlensin"

Babası endişeliydi. Dünya kardeşleri gibi değildi sonuçta. Onlar gibi neşeli yada hayat dolu değildi. Bu soğuk adama dış görünüşü hariç kim katlanırdı . Biliyordu ki eşini bulana kadar hep yalnız kalacaktı.

İnsanlar wampire dönüştüğü zaman göz renkleri yeşil olur. Kraliçenin ve seçilmiş olanın gözleri mavidir. Buz mavisi o gözlerden bütün wampirler etkilenir ve itaat ederler.

Dünya, 1.80 boyunda koyu siyah saçlı, beyaz tenli, mavi gözlüydü.

O gece yıldızlara baktı. Derin düşüncelere daldı. Eş bulma vaktinin daha gelmediğini düşünüyor belkide hazır hissetmiyordu kendini. Daha önce aşkı hiç tatmamış olan bu genç wampire, babasının anlattıkları masal gibi geliyordu .

Ama geleneklere ve aldığı emirlere uymalıydı. Çünkü o seçilmiş olmanın bilincini taşıyordu.

Gelecek onu korkutmuyordu çünkü geleceği hakkında hiç düşünmemişti hep anı yaşamıştı.

Fakat aklı karışıktı çünkü bir eş bulma görevini almış ve bunun nasıl sonuçlanacağını kestiremiyordu.

****

Dünya gece avlanmazdı.

Dışarıya çıktığında etraf henüz aydınlanmamıştı bile.

İnsanlara benzemek için kaldığı evden çıkıp ormana doğru yürüdü. Güneş henüz doğmamış fakat etraf yine de görülebilecek kadar aydınlıktı. Bu saatlerde İnsanlar uykularının son demlerinde Uyanmaya direnir bir halde uyuyorlardı.

Dünya her zaman yalnızdı hiç kendini tam olarak hissetmiyordu. İçinde bir boşluk var dı her zaman bunu da belli etmiyor du. Aklından bir çok şey geçiriyordu acaba babasının dediği gibi eşini bulduğunda içindeki o boşluğu doldurabilecek miydi.