SEÇİLMİŞ OLAN

Bölüm 3

"Neden? "diye sözünü kesen Güneş'e Dünya dinle dercesine bakış atarak anlatmaya devam etti.

"Dünya hayat olan tek gezegen. Seçilmiş olanda, üretken olan hayat veren tek wampir.

"Seçilmiş olan, kralın tüm özelliklerini genlerinden alır babası gibi doğum işaretiyle doğar. Omzunda hilal şeklinde ay ile.

Ay ise vampir kraliçeye verilen isimdir. Seçilmiş olanın mühürleneceği kraliçe ay, safkan varisi doğuracak olan tek dişi.

Kral vampirler 1000 yıl yaşıyorlar, diğer wampirler ortalama 500 600 yıl yaşayabiliyorlar. Bedenleri her zaman genç kalıyor ama yaşamlarının sonuna geldiklerinde iç organları çürüyor derin uykuya dalıyorlar.

Kral wampir 250 yaşında eşiyle tanıştı. Eşini kaybettiğinde 400 yaşındaydı. Şuan ise 600 yaşında.
Önceden wampirler insan kanıyla besleniyorlardı. Kendi güvenlikleri için asla öldürmezler sadece hayatta kalabilecek ama asla doymayacak kadar içerlerdi.

Erkek wampirler dişileri avlar dişilerde erkekleri avlardı. Vücutlarının salgıladığı koku karşı cinsi baştan çıkarıyor. Işığa uçan kelebekler gibi, çekiyorlardı kendilerine.

Kurbanı ısırdığında, beslendikleri zaman diliyle yalayarak , salgıladıkları sıvıyla açtıkları yarayı saniyeler içinde kapatıyorlar. Kurban kendine geldiğinde çok halsiz hissettiği için hastalandığını sanıyordu. Hiç bir şey hatırlamıyorlardı."
Güneş Dünyaya odaklanmış anlattıklarını dikkatlice dinliyordu.

"Taki bu olay kraliçe Ay ın ölümüne kadar devam etmişti. "

"Kraliçe Ay mı o kim?" diye tekrar sözünü kesen Güneşe aldırmadan anlatmaya devam etti.

Diğer wampirler kralın çocukları gibidir. Kral bu vampirlere yeni bir hayat vermişti. Yasalarını çiğnemeye cesaret edemezler . İtaat etmekten kendilerini de alıkoyamazlar. Kraldan çok korkarlar çünkü hiç bir wampir de seçilmiş olanda olan doğal üstü güçler yoktur. Kraldan korkmayan tek kişi ise kraliçe Ay dı.

Wampirler daha önce insan kanı ile besleniyormuş.

Güneş bunu duyduğunda gözleri kocaman oldu.

Kraliçe çok doyumsuzmuş. İnsan kanı içmekten öyle haz alıyormuş ki beslenmeler çoğunlukla ölümle sonuçlanıyormuş. Kendine engel olamıyor son damlaya kadar içiyor ve kurbanları ölüyormuş.

Wampirlerin ısırdıkları insanlar wampire dönüşemezler. Bu dönüşüm seçilmiş olanın zehriyle gerçekleşir.

Wampirler gece avlanırlar insanlar tarafından farkedilmemenin en güvenli yoluydu bu. Gündüzleri ise normal insanlar gibi davranır ama insanların bölgesinden uzak durarak sakin bir hayat yaşarlar.

Bir gün kraliçe Ay av sırasında bölgesini terk etmiş. İnsanların kokusunu aldığında kendine hakim olamamış. Hemen oracıkta avlamış ama kendinden geçmiş bir şekilde beslenirken başka insanların kendisini gördüğünü fark edememiş.
Çünkü bir vampirin en savunmasız anı beslendiği andır.
Ben hiç tatmadım ama kardeşlerimin anlattığına göre insan kanının tadını alan ,uyuşturucu almış gibi bir hazla besleniyormuş

Kabilenin savaşçıları onu yakalamışlar. Şeytani bir varlık oldunu düşünüp oracıkta savunmasız kalan kraliçeyi öldürüp yakmışlar.

Kral durumu öğrendiğinde artık çok geçmiş. Asla intikam almamış. Çünkü biliyormuş ki kraliçe kendi sonunu hazırlamıştı.
Vampirler insanları beslenmek için kullanıyordu, tabiki insanlarda kendilerini korumalıydı. Bu doğanın dengesi gibi bir şeydi. Bilge kral acısını içine gömmüş.
Ve wampir yasasını ilan etmiş. Bundan böyle asla insan kanı ile beslenilmeyecek, insan kanı içenler öldürülecekti.

Hayvan kanı, insan kanının yerini asla tutmasada yaşamalarını sağlıyor. Çünkü insan kanındaki değerler, insanların meyve ve yiyeceklerden aldığı vitaminler gibidir Vampirler için.

Kral ailesini korumalıydı.
İstese insanlara hükmedebilir güce hakimdi. Ama onda olmayan tek şey hırstı.

Erdemli bilge bir kral. Katil olmak isyemeyen dürüst bir vampirdi.

Güneş duyduklarına inanmıyordu.

Dünya, seçilmiş olan bir kralda olması gereken bütün özelikleri babasının genlerinden almıştı. Babası gibi adil, merhametli, cesur, savaşçı, hırsları olmayan zeki bir genç vampir.

Dünyanın tek farkı son derece soğuk ve kendini beğenmiş tavır sergilemesi. Kardeşleri gibi heyecanlı mutlu görünmüyordu. Belki bunun sebebi aşkla hiç tanışmamasıydı.

"Mühürlenen kişiler birbirlerine eş olarak yaratılır" diye anlatmaya devam etti. "Kaderlerindeki eşleri genlerine yazılmıştır. Onlarla karşılaştıklarında hormonları faaliyete geçer. Birbirlerinin çekim alanına girerler. Aşk kaçınılmazdır."

Ama Dünya dişi vampirlerle hiç ilgilenmiyordu. Çünkü onun kaderindeki eşi seçilmiş olandı . O seçilmiş kişi vampir değildi.