Günler geçiyordu, Güneşle Dünyanın arkadaşlığı ilerlemişti ve her gün birlikte vakit geçirmek için buluşuyorlardı.
Dünya Güneşe gözlerini dikti
"Sıra sende küçük tilki" dedi.
"Ben de seni merak ediyorum anlat bakalım."Bu sözler üzerine çimenlerin üzerinde oturan Güneş, uzanarak yattı yeşilliklere. Gökyüzüne doğru baktı. Gökyüzünde yüzen bulutlara gözlerini sabitleyerek anlatmaya başladı.
On yıl öncesinden başladı.
"Bu topraklarda çeşitli kabileler yaşar ama sadece bir krallık vardır.
Kurt krallığı.Kurt krallığında insanlar içinde kurda dönüşerek savaşan sadece bir aile var. Onlar düşmanlarına karşı üstün güçleriyle her zaman zafer kazanmış ve krallık ile şereflenmiş bir ailedir.
Ailenin erkekleri kurt genleri ile doğarlar. Kadınlar ise sıradan insanlardır, tek özellikleri kurt çocukları dünyaya getirmek. Sadece kral soyundan gelen erkeklerin eşleri kurt çocuk sahibi olabilir.
Kral olacak kurdun rengi ise siyahtır.
Güneş çocukluğunu anlatmaya başladı
"Küçük tilki buraya gel"diye seslendi babası.
Babası ona öyle diyordu çünkü yavru bir tilki kadar sevimli ama bir tilki kadar kurnaz ve zekiydi.Bu sevimli kızın adı Güneş. Tıpkı gün batımındaki güneşin kızıllığı gibi bakır kızılı renginde saçları olan bu kız, yeşil gözlü, beyaz tenli, burnunun üzerinde yanaklarına hafifçe serpilmiş çilleri olan bir kızdı.
Kız kardeşlerinden tek farkı hiç kız gibi davranmamasıydı.
"Buraya gel küçük tilki, o elindekiyle ne yapmaya çalışıyorsun "diye sordu babası, her zaman ki gibi usanmış bir ifadeyle.
"Sana kaç kere söyledim şuanda eğitim görüyor olman lazımdı. Neden her zaman kaçıp duruyorsun?"Küçük tilki elindeki sopayı arkasına sakladı. Başını önüne eğdi. Gözlerini yan tarafa çevirip homurdandı.
"Nasıl oluyor da her seferinde beni yakalıyorsun?" dedi.
"Neredeyse evilik çağına geldin ve sen benim en küçük kızımsın değerlimsin. Evlenmeyen bir tek sen kaldın. İyi bir eş olmak için kendini yetiştirmelisin. Bu sopayla kocanı mı döveceksin. Bu ne saçmalık. " Diye sesini yükselterek ortalığı inletti.
Gürsesli olan bu adamın normal konuşması bile karşısındakini korkutur kendisi de hayranlık duyururdu.
Babası konuşmaya devam ederken küçük tilki de içinden kızıyordu.
"Evlenmek isteyen de kim. Bende abilerim gibi bir savaşçı olacağım. "diye homurdandı yine.
Babası bu söylediğini duyup kızmasına rağmen cevap vermedi.
Hatalı olan benim diye düşündü. "Küçüklüğünden bu yana onu ava götürdüm. Belkide benim yüzümden bir erkek gibi yetişti"diye içinden homurdanarak söylendi.
Güneşte babasına benziyordu Tıpkı onun gibi içinden homurdanan homurdanan odasına gitti kapıyı açar açmaz annesini odasında buldu. Annesi odasını bir güzel düzenlemiş yine güneşin bütün düzenini bozmuştu, her zaman kendi kafasına göre ayarlarda odayı bir hanımefendinin kullanacağı şekilde.
Kızını görünce ona doğru yöneldi ve kaşlarımı çatarak
"Güneş bu gün yine babanı kızdırmışsın. Baban kesin kararlı sana koca arayacak." diye çıkıştı annesi.
"Anne ne olur babamla konuş, onu ikna et yarın ki ava beni de götürsün."Annesi şok içinde kızının yüzüne baktı. "Sana inanamıyorum az önce söylediklerimi dinlemedin mi."dedi
"Neden kimse beni anlamıyor. Neden kimse bana ne yapmak istediğimi, ne olmak istediğimi sormuyor."
"Yeter artık Güneş. Baban haklıymış, olgunlaşman lazım bir an önce yoksa baban seni hemen evlendirecek."
Bu sözler küçük tilkiye sadece gözdağı gibi geliyordu o zamanlar. Babam bana kıyamaz ki diye düşünüyodu.
Dünyanın yüzüne bakarak
"Böylece avcı olma hayallerim de suya düştü " dedi ve hikayesini anlatırken eline geçirdiği sopayı sağa sola Kılıç kullanır gibi Sallarken .Hikayesini anlatırken kendini kaptırdığı için sağa sola sallandığı sobayı neredeyse dünyanın kafasına da geçirecekti
"Peki mavi gözlü şeytan dedin onun hikayesi nedir?" diye sordu Dünya.
"Krallıkta bir efsane dolaşır. Bu efsaneyi yaşlılar genç savaşçılara anlatırdı.
Çok eski yıllarda yaşamış olan kurt kralının bir kızı varmış. Bu kız mavi gözlü şeytan tarafından büyülenmiş" ve ailesine ihanet ederek o şeytanla ortadan kaybolmuş."Güneş'in de bildiği hikaye böyleydi yaşlılarda genç savaşçılara Böyle anlatırlardı ,asıl olan ise o kadın Kral Vampire aşık olmuş onunla yaşamayı seçmişti ve çok sevdiği ailesine ihanet ederek o vapirle ortadan kaybolmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEÇİLMİŞ OLAN
VampireKar kraliçesi efsanesinin , doğduğu yer burası. İnsanların kar gibi beyaz tenli bu kadının , şeytani bir varlık olduğunu anlayıp öldürdükleri yer burası. Sonra çocuklarına yüzyıllardır , kar kraliçesinin hikayesini anlattıkları ve efsanenin doğd...