Eve varınca arabadan indim. Yolculuk güzel geçmişti. Mert ve ben aynı kulaklıktan müzik dinlemiş,hiç konuşmamıştik.
" Biz geldik!" diye seslendim içeri doğru. Dışarıda Dilek ablanın annesi, babası ve teyzesi oturuyordu. Gidip onların yanına oturdum. Poşetleri de yanıma koydum."Nasılsınız? " dedim onlara bakarak. Pek bi muhabbetim yoktu. Hatta hiç yoktu. Ama daha bu sabah geldiklerini düşünürsek normaldi.
"İyiyiz kızım. Siz nerelerdeydiziniz?" dedi teyzesi beni beğeniyle süzerek.
" Biz de iyiyiz. Amcamlarin düğün eksiği varmış, onlar için bisiler aldık bir de abiye elbise falan" dedim poseti işaret ederek. Sonra Dilek ablanın annesi konuştu. O sırada Dilara ve irem içeri girmiş, Mert yanımıza oturmuş, Ebru da çatıya çıkmıştı.
"Sen Ebru ' yla mi yasitsin?" dedi Dilek ablanın annesi.
"Hayır . Ebru benden bir yaş büyük. Biz Mert le aynı yaştayız." dedim gülümseyerek. Annesi kafasını sallayarak onayladı.
"Bereennn!" diye bağırdı içeriden Dilara.
"İzninizle." diyerek içeri yürümeye başladım. Dilara nin yanına, mustafa amcamın odasına girince "ne var" dedim.
"Seni o yaşlı bunaklarin arasından kurtarmak için öyle dedim." dedi. Bu dediğine güldüm.
"Ben iyiyim." dedim. Ardından altımdaki eteği çıkarıp kot pantolon giydim. Açık renk bir kottu. Böyle daha rahattim.
"Hadi sende giyin" diyerek dışarı çıktım. Salona girince duvardaki saate baktım. Aksam yediydi. Hızla avluya çıkıp mutfağa geçtim. Annemler yemek yapıyordu." Yardım et Beren " dedi annem. Kafami onaylayarak yardıma gittim.
"Burda bisey yok. Sen mustafa amcanla masaları çek. " dedi gül Yengem. Hemen dışarı çıkıp oturan Mustafa amcama seslendim.
"Mustafa Amcaa bir gelir misin su maslari cekelim?" dedim. Amcam hemen gelip masanın ucundan tuttu. Çok büyük ve ağır olduğu için zorlanarak ortaya götürdüm. Ardindan iki büyük masayı da uç uca ekledik. Gercekten çok uzun bir masaydi bu. Sonra salona girip üç tane örtü aldim. Onları da masalara serdim. Mutfağa girip bir sürü tabak aldım. Onları da koydum. Ardından irem ve Mert yanıma geldi.
"Yardım edilecek bir şey var mi? " diye sordu Mert.
Ona kapının kenarında ust uste duran sandalyeleri gösterip,
"Siz ikiniz o sandalyeleri taşıyıp masanın etrafına yerleştirin. " dedim. Kafalarını sallayarak sandalyelere yonlendiler. Biz avludaydik. Ev ahalisi salonda oturuyordu. Merdivenlerden çıkip mutfaga girdim. Annemle Dilek ablanın yaptığı salataları alıp avluya tasidim. Sonra tekrar mutfmutfaga girip bardaklari tepsiye koyup onları götürdüm. Dilara da bana yardıma gelmişti.
Bir süre sonra sandalyeler yerleşmiş, yemekler tabaklara konulmuş, herkes yerine oturmuştu. Gercekten harika bir sofra gibi gözüküyordu. Sofrada toplam yirmi bir kişiydik. Yanimda irem, onun yanında ebru, ebru, iremin karşısında mert, mertin yanimda Dilara oturuyordu. Hızla yemeğimi kasikliyordum. Sonra aklıma bu sabah Sudenaz in attığı mesaj geldi. Cevap verebilir dim. Ama ne yazardım ki? Birden iştahım kaçmıştı. Az önce açlıkla tabağı sömüren ben, şimdi çatalımla tabakla oynuyordum. Yaklaşık yarım saat sonra herkes yemeğini bitirmiş,kalkıyordu. Bende hızla kalkıp kızlara döndüm. Bunu tek basıma yapmam gerekiyordu.
" Kızlar benim bir isim var. Siz buralari toplarsınız." dedim. Ardından hızla avludan çıktım. Arkamdan nereye? Diye sesleniyorlardi. Ama onları umursamadim. Hızla köyün okuluna doğru ilerledim. Arkama baktığımda Mert in geldiğini gordum ve durdum.
"Neden pesimden geliyorsun?" dedim ona bağırarak.
"Yalnız kalmaya ihtiyaçim var tamam mi?"
"Söz, hiç konusmiycam, ama her hangi bir şeye karşı yanında olmalıyım. " dedi. Benim aksine sakindi.
"Ya sabah ki gibi kriz
falan geçirirsen? Tek başına olursan neler olur tahmin edebiliyo musun?"Biraz düşündüm. Hakliydi.
"Tamam ama hiç soru sormuycaksin?" dedim.Kafasını sallayarak onayladi.
Ardından yanıma gelip yürümeye başladı. Beraber yürürken konuşmuyorduk. Kısa bir sure sonra okula vardık. Ben okulun önündeki banka oturup telefonumu çıkardım. Ardından onu aradım. Merak ettiğini biliyordum.
"Kimi arıyosun?" dedi.Normalde cevap vermiycektim ama çok merak ettiği için cevap verdim.
"Sudenaz'ı"
‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼
"Ne?"
"Doğru duydun. Sudenaz i arıyorum susar mısın şimdi?" dedim. Telefon çalmaya başlayınca nefesimi tuttum. Bilinmeyen den aramıştım.
"Hopörlere al." dedi Mert. Kafami sallayıp hopörlere aldım.
Dördüncu çalışta telefon açıldı.
" Alo?"