'Beren den'
"Beren.Beren uyan hadi." Gözlerimi ovuşturarak ayağa etrafa bakındım. Dilara baş ucumda duruyordu.
"İyi misin?" diye sordu. Kafamı salladım. Doğrularak, "saat kac?" diye sordum.
"Gece on birq buçuk" dedi.
"Ne?" dedim kısık sesimle. On bir buçuk olması imkânsızdi.
"Aynen öyle. Sabahtan beri herkes perişan oldu Beren. Annen ne halde biliyo musun? Baban, bizimkiler, Mert... " anlamıyordum. Hiç bisi anlamıyordum.
"Anlamıyorum." dedim.
"Ya neyi anlamıyosun?" diye bağırdı. "Hepimiz sabahtan beri perişan haldeyiz. Annen kendine zarar verebileceğini söyledi. Sabahtan beri neler yaşadık biz haberin var mı? Bana bak. Bazı şeyleri anlaman gerek. Tamam. Kabul ediyorum. Emirin nişanlı olduğunu öğrendiğin için çok üzgünsun. Ben olsam ben de seninle aynı durumda olurdum. Ama sen kendini düşünüp, bizi umursamiyorsun bile. Sadece kendi acina odaklaniyosun. Annen sabahtan beri kac tane sakinleştirici aldı. Sen uyuyordun. Baban sana bir şey oldu diye öldü öldü dirildi. Sen. Uyuyordun. Ya irem yarım saat önce öğrendi kayıp olduğunu. Kız kendini suçlayıp devamlı ağlıyor. Tamam en azından sana değilde bize söylemesi gerekirdi. Ama bu onu suçlu yapmaz. Ben olsam ben de aynı şeyi yapardım tamam mi? Kızın bir suçu yok. Babannem sabahtan beribaygınliklar geçiriyo. Ya torunum benim yüzümden ölürse diye. Ağzından kaçırdığı için kendini suçlayıp duruyor. O kendini suçlarken sen nerdeydin? Yusuf amcam la dilek abla sana o kadar üzüldüler ki. Ayrıca onların yarın düğünü var. Şimdi nasıl oynayabilirler ha soylesene! Betül den bahsetmiyorum bile tamam mi. Kız sana bir şey olacak diye o kadar korktu ki. Mustafa amcam, babam da sabahtan beri perişan oldular. Yolları, tarlalari, evleri teker teker aradılar. Sonra bulamayınca yanlış yere mi bakıyoruz diye kendilerini suçladılar. Ebru, eren de afalladi iyice. Ebru nun ağzıni bıçak açmıyor. Bize destek olmaya çalışıyor. Ve. Ve.. Sen seni sevmeyen, hatta sikine bile takmayan bir adam için ağlarken Mert senin için ağladı. MERT SENİN İÇİN AĞLADI. Bunu ben gordum. Sabah beraber yürüyüşe cikmissiniz. Keşke yalnız birakmasaydim diye suçladı kendini. Kendine zarar verirsin diye o kadar korktu ki. Her ne kadar güçlü durmaya çalışsa da yıkıldı Beren. Seni bulduğumuzda ne biçim dua etti çocuk biliyo musun. Haberin var mı?" dedi bağırarak. Bense sessizce ağlıyordum. Ardından Dilara kahkaha attı.
"Tabi ki haberin yok. Sen o sıra ya uyuyordun, ya da Emir beyi düşünüyordun. Kızım bana bak. Emir yok. O artık başkasının. Senin soy adın CAN tamam mi? Sen başkasıyla nişanlı olan biri için hayal kuramazsin. Bu bize yakışmaz. Beren. Bana bak. Yarın düğüne o da gelecek tamam mi. O ve nişanlısı gelecek. Sen şimdi içeri girip, herkesin önünde bir konuşma yapıyorsun. Sonra da yarın hep beraber harika bir şekilde hazirlaniyoruz. Sonra da sen onunla yüzleşiyosun. Anladin mi beni. Artık unutman gerek. Artık yüzlesmen gerek. Yarın karşısına cikiyosun tamam mi? Sana tamam mi dedim"
"Yapamam." dedim. "Anlamıyosun yapamam." sesim onun aksine fısıltı halinde çıkıyordu. "Yıllar sonra onu,ceylin i gormeye dayanamam. O beni en kötü zamanımda terk etti."
"Yapmak zorundasın." dedi Dilara. Şimdi o da benim gibi fisildiyordu.
"Eğer şimdi yapmazsan bidaha asla yapamazsin. Şimdi onun karşısına çık, ve yaptığı herşey için onu pişman et. Sana inanıyorum. Bunu yapabilirsin. " dedi. Bundan emin değildim. Onu görmeye dayanabilecegimden emin değildim."Hem onu görsem bile beni tanımaz." dedim.
"Hayir. Tanıyacağına eminim." dedi Dilara.