bölüm-10

8 3 0
                                    

'İrem'den'

Sabah uyandığımda Beren'le Mert'in burda olmamasına acaip sevinmiştim. Demek ki Mert Beren'i ikna edebilmişti. Ondan bunu istemiştim,ve o da kabul etmişti. Hızla kotumu, ve siyah gömleğimi giyip Eren i uyandırdım. O da uyanınca hızla giyindi, ve avluya çıktık. Babanneme nereye gittiğimizi söyleyip babamları beklemeye başladık. Beren'den bunu sakladığım için o kadar kötüydüm ki.. Ama bunu bilmemesi onun için çok daha iyiydi. Bunu ogröğrenirse neler olacağını tahmin bile etmek istemiyordum.

Annemler gelince yengemle amcam arabadan indi, ve biz bindik. Yola koyulurken hepimiz sessizdik. Hepimizin aynı şeyi düşündüğünü biliyordum. Eren ' e bakınca uyduğunu gordum.

Ya da hepimiz değil.

***********

İşkenderun a varınca hızla arabadan indim, ve derin bir nefes aldım. Elif. Yani emir in nişanlandığı kız çok iyi biriydi, ve birbirlerini de seviyorlardi. İşte bundan nefret ediyordum. İki tarafın arasında kalmaktan. Eve gelip kapıyı çalınca kapıyı ceylin açtı. Ceylin emir in kız kardeşiydi, on iki yaşındaydı. Beren le eskiden araları o kadar iyiydi ki. Ceylin abisinden cok, Beren i severdi. Ama yıllardır birbirlerini görmediklerini biliyordum. Beren onh gorse taniyamiycagina emindim. Çünkü son gordugunde yedi yasında falandi. Şimdiyse genç kız olma yolunda ilerliyordu.

Ayakkabılarimi çıkarıp içeri daldim.

"Emir nerde?" dedim.

"Uyuyo" diye cevap verdi merdivenlerden inen Burak. O da emir'in kardeşiydi, ve eren ve Betül le aynı yaştaydi.

"Ne uyuması?" Diye çıkıştım. "Bu gün nişanı olan ben değilim. O." diyerek merdivenleri hızla çıkıp odasına daldim.

Kafasını yastığın altına sokmuş, uyuyordu. Çift kişilik yatağına oturup onu dürttum. Kafasını kaldırıp bana bakınca bu haline çok şaşırmıştim. Gözleri kızarmışti. Ağlamış mıydı bu salak?

"Kuzen sen iyi misin?" dedim. Ciddi olup olmadığıni hala anlayamamıştım.

"Kuzen ben.. Ben emin değilim." dedi. Neyden bahsettiğini anlamamıştm.

"Neyden emin değilsin?" dedim kaşlarımı çatarak.

"Elif'le evlenmekten."

"Nasıl ya?"

"Ya işte. Ne biliyim. Çok korumacı ve kıskanç. Ben yapamam böyle. Her dakika birinin nerde olmasını sorduğu bir şekilde mutlu olamam. Ve çok geleneklerine bağlı. Elalem ne der derdinde. Bak. Sen beni çok iyi taniyosun. Ben elalem ne der derdinde değilim. Hatta kimin ne der derdinde değilim. En ufak bir şekilde umrumda değil. Ama elif'in umrunda. Hem de çok umrunda. Bir şey yapmadan önce başkalarının ne diyeceğini dusunuyor. Benim ne diyeceğimi değil. Ben öyle biriyle nasıl yaşarım, bilmiyorum. Kuzen bak ben... Ben Beren i de bu nedenle sevmiştim. O da benim gibiydi. Birbirimize çok benziyorduk zaten. Neyse. Geçmiş geçmişte kaldi. Ben ona çok zarar verdim. Ve bunu hiçbir zaman konuşmasak da ben gerçekten acı çektim. Ama dedim ya geçmişte kaldı diye. O yeni hayatına başladı. Hatta belki nişanlıdir bile. Seninle asla konuşmadık. Ben de ogrenmedim zaten. Hakkında hiç bir şey bilmiyorum ve gormedim. Neyse. Sence ne yapmaliyim?" dediklerine karşı o kadar afallamistim ki. Yıllardır Beren in ismini ağzına dahi almamışti. Bir de yeni bir hayat kurmuştur diyordu. Nen buna anca gulerdim. Başka bir şey değil. Ve şu elif konusuna gelirsek ben bu şekilde hiç bakmamistim.

"Bak kuzen.Elifle birbirinizi seviyorsunuz. Ka-kac yıldan beri onu sevdiğini ben biliyorum. Sonuçta Beren'le bu kız için ayrıldıniz." dedim yere bakarak. O da yere bakiyordu.

"Neyse." diyerek devam ettim. " Elif le aranızda gecenleri ben bilemem. Ama bu sevgili olmakla ilgili bir şey degil. Bu gerçekten çok ciddi. Çok iyi düşünmen gerek. Biriyle evlenirken ruhsal açıdan düşünmelisin. Her yönüyle. Onunla gecinemiyecegini düşünüyorsan yol yakınken birakmalisin. Ama gerçekten çok iyi dusunmen
gerek. İleride pişman olacağın bir şey yapmamalısın." kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Ben onu çok seviyorum, ve bugün o nişan olacak."

‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼

Butun gün evi temizlemiş, hazırlanmıştik. Ev çok güzel olmuştu. Burak,eren,emir,babam, Eniştem berabere gitmişlerdi. Emir pisliği çok yakışıklı olmuştu. Elif de çok güzeldi. Renkli gözlüydu. Fiziksel ve ruhsal olarak her ne kadar farklı olsalar da birbirlerini tamamlıyorlardi. Onların bu harika görüntüsü beni mutlu ederken, bir yandan da içimi burkuyordu.

Akşam olmuş, elifin ailesi gelmişti. Beren le konuşmamıştim. Ailecek telefonları kapatma kararı almıştık. Bir gün bize ulaşamasalar bir şey olmazdı herhalde.

Ben tepsiyi tutmuş, konuşma yapan Elif'in babasının konuşmasını dinliyordum. Önümde,parmağını uzatmış kuzenimin oluk oluk ter döktüğünu görüyordum. İçinde neler koptuğunu az da olsa tahmin edebiliyordum. Ardından yuzukler takildi, buyukler sarildi, falan filan. Neyse ki en sonunda misafirler gitmiş, biz koltuklara oturmuştuk. Babam ayağa kalkarak,

"Biz artık gidelim yarı düğün var. Emir bey elif i de bekliyoruz. " dedi babam. Sonra hep beraber arabaya oturduk. Hepimiz sessizdik. Hepimizin aynı şeyi düşündüğünü biliyordum. Eren e bakınca uyduğunu gördum.

Ya da hepimiz değil.

‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼‼

Köye az yol kalmıştı. Telefonumu alıp açılmasını bekledim. Açılınca gordügüm şeyle gözlerim büyüdü. Kırk cevapsiz arama mi?

Hızla kimin aradığına baktım yaklaşık yirmi beş tanesi Dilara'dandi. Hemen aradım.

"Alo kuzen. Beni aramissin. hayırdır?"

"Ku-kuzen sen nerdesin? Çok kötü şeyler oldu. Be-beren ortada yok. Babannemin dediğine gore sabah babannem ağzından bu gün emir'in nişanının olduğunu kaçırmış. Sonra. Sonra Beren yok. Gitti. Nerde bilmiyoruz. Amcamlar bütün gün köyün altını ustune kaldırdı. Ama yok. İrem. Be-beren kendine zarar ve-vermis olabilir."

sevda fırtınasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin