Şimdi bu bölüm özellikle ODFulyaTomlinson için kaleme alınmıştır. Çünkü beni seviyor...
İyi okumalar.
Harry, sabah kalktığında doğruca banyoya ilerledi. Dün neler olduğunu kendiside çözemiyordu. Eğer o gün unuttuğu dosyaları almak için öğretmenler odasına dönmeseydi. Louis 'in yaptığı bu aptalca planlardan haberi olmayacaktı. Düşündü. Ne yapmıştı ki. Hatası neydi? Ellerini soğuk mermere yasladı ve aynaya doğru biraz daha yaklaştı. Kendinden nefret etti o an. Fakat Louis'e olan kızgınlığı sönmemişti hâlâ yüzüne bir kaç su serpti canlanmak için ardından odaya geçerek komidinin üzerinde duran telefonunu eline aldı. İdari bölümünden aramalar vardı. Okula geç kaldığı için aranmamıştı tabi ki de Louis'in şikayeti üzerine çağrılmak için aranmıştı,bunu biliyordu fakat önemseyecek halde değildi. Sonrada uğraşırdı bu işle.
Uzun zamandır ilk defa bir sabah öğretmen olarak uyanmamıştı. Kıyafet giymek zorunda olmadığına şükrediyordu. Altındaki siyah boxerıyla salona inip mutfağa geçti. Güzel bir sabah kahvesi içip keyfine bakabilirdi. Ayrıca çoktandır iyi bir kahvaltıda edemiyordu. Şimdi ise okula geç kalacağım derdi yoktu. Ne güzel diye düşündü, sıcak suyu beyaz kupaya doldururken, ardından gözü camdan dışarıya kaydı. Hafif bir yağmur yağıyordu. Gözü oraya takılı kalmışken kapı ziliyle kendine geldi ve adımlarını hızlıca oraya yönlendirdi. İşsiz olmakta iyiydi aslında gelen postacıyı tanışma şerefini elde edecekti. Sürekli ergen görmekten bunalmıştı haliyle.
Kapıyı açtığında saç tutamları ıslaklıktan alnına yapışmış bir Louis görmeyi düşünmemişti ve ah! Üzerinde sadece boxerı vardı.
"Bay Styles " dedi, çocuk. Harry'nin çıplaklığını fark edecek durumda değildi şüphesiz, gözlerinde pişmanlık taşıyordu. Harry, aniden kapıyı çocuğun yüzüne kapatıp bir iki adım geriledi. Yaptığı şey kabaydı belki ama Louis'i dinleyecek kadar sakin bir kafada değildi henüz.
Kapı zili çalmaya devam ederken o sadece bakmakla yetindi kapıya. Çocuğun ev adresini nereden öğrendiğini sorgulamayacaktı. Plan yapan 17 yaşındaki bir ergen vardı karşısında. Kapının arkasında Louis'in çaresiz bağrışmalarını duyuyordu ve eh bu iyiye işaret değildi, komşuları yanlış anlayabilirdi. Kapıyı hızla açtı.
"gir içeri " dedi, sertçe. Çocuk şaşırmışlığın verdiği duyguyla içeriye adımını attığında kapıyı kapattı.
"ben çok özür dilerim Bay Styles.. İnanın ne düşündüğümü bilmiyordum "
Harry, çocuğun ıslak kıyafetlerine ve saçlarından yüzüne akan su damlalarına baktı önce.
"benimle gel" deyip, merdivenlere doğru çekiştirmeye başladı. Yatak odasının kapısını açıp çocuğu nazikçe odaya itikledi.
Çocuğun bir an gözleri fal taşı gibi açılıp onun vücudunu süzmeye başladığında, gözlerini devirdi."ama siz... Çıplaksınız"
Ve evet beklediği Tommo sözü gelmiş olmuştu. Bir şey söylemeden dolabının kapağını açtı ve gri bir eşofman birde T-shirt çıkartıp Louis'e uzattı.
"giy bunları"
Louis ile konuşacak kadar iyi değildi, kendi içinde bir eşofman alıp odadan çıktı ve aşağı kata indi. Eşofmanı bacaklarından geçirip koltuğa gömüldü ve kapalı olan televizyonu izlemeye başladı. Çok geçmeden merdivenlerde bir hareketlilik hissettiğinde arkasını döndü.
Ah! Louis, Harry'nin giysileri içinde çok şirin ve küçük görünüyordu. Saçlarındaki ıslaklık hafifçe azalmıştı. Bu görüntüye karşı sessizce yurkunup tekrar önüne döndü.
"neden geldin? "
"çünkü hatalıyım"
Harry, gözlerini yumdu. Sakinleşmemesi gerekiyordu ama Louis'e karşı hiç bir şansı yoktu.
"bir özür kartı yollayabilirdin.. Ah ama siz şimdi ki ergenler o tür şeyleri bilmezsiniz"
"Kart yollayabilirdim yada mesaj çekerdim ikiside aynı şey"
"aynı şey değil "
Harry, kısılan gözlerini Louis'e çevirdiğinde çocuğun Sırıttığını fark etti. Evet kuşak çatışması yaşıyorlardı ve Louis, Harry'nin zayıf noktasını bulmuş gibiydi.
"aynı şey " dedi, çocuk sırıtmaya devam ederken. "ve ayrıca.. "
"artık gidermisin evimden"
Louis'in sözünü keserek kapıyı gösterdi. Çocuk omuzlarını silkip koltuğa doğru yürüdü.
"gidersem ıslanırım"
"gelmeseydin o zaman"
"bana bağırmayı keser misin? "
"ben bağırmıyorum"
Louis, hızlıca adım atıp Harry'nin tam karşısına geçti.
"öyle mi? "
"öyle"
"seni seviyorum"
"seni... Ne? "
Harry, duyduğu kelimeyle yerinde buz kesti. Louis'in suratında ise büyük bir gülümseme vardı.
"seni seviyorum dedim ve o lanet kasedi kırdım. Dün gece evinin önünde saatlerce pencerenden sızan ışığı izleyerek seni sevdim"
Harry, bu sözlerle tökezleyebilirdi. Hatta ve hatta ağlayabilirdi. Fakat bununda bir plan olup olmadığını bilmiyordu.
"sana istediğini verdim. Beni rahat bırak" diye, söylendi gözleri hala çocuğa odaklıyken.
"istediğim kaset değil, senmişsin"
Harry, bir şey söyleyecek oldu fakat konuşamadı çünkü Louis, tarafından dudakları sömürülüyordu. Bir sömürgeci devlet gibi iştahla alt dudağı ısırılmıştı hatta.
"tıpkı hayal ettiğim gibi" dedi, Louis, dudaklarını azıcık ayırırken.
"ne? " Harry, hem afallamış hemde erekte olmuş vaziyette çocuğa baktı.
"doyumsuz dudaklarına doymak imkansız"
Pekâlâ bu bardağı taşıran son damlaydı, bu sefer çocuğu kavrayan Harry olmuştu ve belinden yakalayıp onu koltukta altına almıştı. Çocuğun tiz sesiyle inlemesiyle tatmin oldu ve kendini ona bastırdı. Çocuğun ergen olması seks sırasında elini çabuk tutmasına neden olacaktı. Çünkü ah bilirsiniz, fazla doyumsuz olmakla beraber erken geliyorlar. Bir çırpıda gri eşofmanı çıkartıp tekrar üstüne eğildi. Dudaklarını dudaklarına bastırdığında kendinide ona sürtmüştü be buda fazladan bir iniltiye neden olmuştu.
Çocuğun T-shirt ü onu sinir ettiğinde onuda çıkartmaya başladı ve ah o da neydi. Öyle kolunda bir sargı duruyordu.
"ne oldu? " dedi, gözleri sargıya odaklıyken. Çocuk gülümsedi ve sargıyı açtı. Kağıttan uçak dövmesi gözler önüne çıktığında, Harry'nin sırıtan yüz ifadesine baktı.
"pilot artık sürmeyi öğrendi ve ilk uçuş denemesini Bay Styles üzerinde gerçekleştirecek efendim"
Louis alayla gülümseyip küçük bedeniyle Harry'i altına altı. Kasıklarının hemen üstüne oturup tepeden Harry'i izledi.
"sürüşe hazır mısınız? "
"kafamı yarmadaa-ahh. Siktir Louis sıcacıksın"
"sende ç-çok büyüksün"
****
Detaylı smut isteyenlere özür. Çünkü yazarken uyuyakalmışım ve ah! Hâlâ uykum var.
Özür özür özür özür.