Öncelikle herkese merhaba !
-Hikayeye uzun bir ara verildi!-
Uzun zamandır yazmıyorum. Bunu kafamı toplamak amacıyla yaptığımı bilmenizi isterim.Artık her şeyin farkına vararak hikaye tekrardan temize çekerek yeni bölümleri yazacağım. Sizlere söz veriyorum. Aksatmak istemiyorum. Çünkü uzun bir yola başladım ve bu yolda yarıda kalmak istemiyorum. Umarım beni affedersiniz.Diğer olacak bölümden değilde daha da ileride olacak kesitler var.
******
Doruğun bana uzattığı cisme bakarak güldüm.
'' Çok komiksin Doruk ha ha.'' diyerek ona sarıldım.
" Görevim bu güzelim." dediğinde ise gülümsemem iyice artmıştı.
"Hadi takip et beni." dediğinde duraksamadım.
Yürürken etraftan saran bir panik kokusu, iyice içimi kaplamıştı. Her ne olursa olsun buradam gitmeliydik.• • •
Kafamı odaklandığım yerden yavaşca kaldırdım. Gözyaşlarım elimdeki beyaz şeffaf kağıda yavaşca düşerken her şeyi daha yeni anlıyordum.bunca her şey yalandı. Yakın olması , sevmesi , gülmesi her şeyi yalandı.
" Sen ciddi misin! Ben inanamıyorum hala!"
" Tam neyine Bahar?"
" Onun sen olmasına!"• • •
Bir. İki. Üç.
Yere damlayan soğuk kan damlalarımı saymaya başladım. Bu ıssız soğuk yerde beklemekten başka hic bir şey yapamazdım.
On altı. On yedi.
Kalnimin göğüs kafesinden çıkacakmış gibi atması anormal değildi. Hızlı hızlı soluk alıp vererek hayatta durmaya çalışıyordum. Ağzıma gelen metal tadı daha çok öksürmemi sağlıyor.
Yirmi.
Daha iyi hissedemezdim kendimi. Ağzımın kan ile dolu olması şaşırtıcı değildi. İstemsizce olan göz yaşlarım ile birlikte yere, damlıyorlardı.
Otuz yedi.
Gözlerim istemsizce kapanıyor. Yardım istiyorum duyan yok. Bağırıyor gibiyim, kafamı kaldıramıyorum. Güçlü değilim.
Otuz dokuz.
Burada tek başıma ölecektim.
Kırk iki.
Herkesin beni affetmesini istedim.
Elli.
Artık kendimde değilim.• • •
Gözlerimi açtığımda panikle etrafıma baktım. Soğuk , hiç ses gelmeyen bir yerde yardım istemek kendimi şizofren hissettirebilirdi ama bu umrumda değildi. Uzun zamandır açmadığım ağızı açtım. En başta gelen ekşimsi tat ağzımı oval şekikde sulamamın ardından kısa sürede olsa düzeldi.Üstüne yattığım sağ elimi yavaşca kaldırmaya denedim. Kaldırırken ağzımdan çıkan iniltiyi durduramadım. Hareket ettiremeyeceğimi anlayımca eski halime döndüm. Sonra dışarıdan yaklaşan ayak seslerini duymaya başladım.
Karşımda gördüğüm selület ondan başkası değildi.
" Bırakacak mısın beni?"
"Hayır, emir büyük yerden."• •
Yüzüme vuran güneş ışıkları ne kadar rahatsız etsede özgür hissetmiştim. Tek bir çizgi gibi aralıktan yüzüme vuran güneş ışınlarına elimi uzattım, tutmak için.
" Birazcık özgürlük istiyorum, bana kendini ver güneş!"• •
Yorumlarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ömrümün Baharı
ChickLitAradığı bir şeyi bulmak için yukarı çıkmıştı.Oysa nerden bilebilirdi ki eski hatıralarını bulacağını? Geçmişini küçükken tuttuğu günlük sayesinde hatırlıyor. Küçüklüğünde ki hatıralarla geçmişini buluyor. * Yağmurlu bir günde,prensinin söylediği cüm...