Korsanlık kelime anlamı olarak, denizlerde gemilere saldırıp, yağmalayan katil ve hırsız anlamına gelmektedir. Korsanlığın tarihi neredeyse denizcilik tarihi kadar eski. Deniz ticaretinin gelişmesiyle korsanlığın da başladığını söyleyebiliriz. Korsanlığın merkezi yüzyıllar boyunca Akdeniz olmuştur. İlk korsanlar Fenikeliler'di. Milattan önce 2000'li yıllarda Akdeniz'de deniz ticaretini ellerinde tutan Fenikeliler kanuni yollardan ticaret yaparken karşılaştıkları diğer ticaret gemilerine saldırıp yüklerine el koymaktan da geri durmuyorlar,hatta dönem dönem kıyı kasabalarına da saldırıyorlardı. Roma imparatorluğu döneminde Romalı ve Yunanlı asilerden oluşan bir grup denizci uzun yıllar Ege ve Akdeniz sularında korsanlık yapmışlardır.Bu dönemde korsanların, içinde Roma imparatoru Pompei'in bulunduğu bir gemiyi yağmalayıp Pompei'i de esir olarak aldığı söylenir.İmparator korsanların elinden ancak yüklü bir fidye ile kurtulmuştur.Daha sonra Roma imparatorluğunun giderek güçlenmesiyle Akdeniz’de korsanlık azalmıştır. 8. yüzyılın sonu ile 11. yüzyılın başına kadar olan dönemde ise Vikingler korsanlık faaliyetleriyle tarihe damgalarını vurdular. Ejderha başlı gemileriyle Avrupa'da her kıyıyı yağmaladılar. Vikingler genelde açık denizlerde savaşmazlardı, fakat denizden birçok kez karaya saldırmışlardır. Ufak şehirleri ve özellikle kiliseleri yağmalamalarıyla tanınmışlardı.
Ortaçağ döneminde korsanlık büyük devletler tarafından siyasi ve ekonomik amaçları için teşvik edildi.Akdeniz’de bunu en iyi uygulayan Osmanlı imparatorluğu olmuştur. Özelikle Cezayir, Tunus ve Libya gibi Osmanlı topraklarında Türk denizcileri gerek Akdeniz'de gerekse Akdeniz dışında korsanlık yaparak Hristiyan deniz güçlerine büyük zarar verdiler. Padişahın buyruğu veya izniyle düşman gemilerine saldıran yarı-bağımsız Osmanlı korsanları savaş halinde oldukları ülkelerin kıyılarını vurur, gemilerine saldırırdı. Ancak asla sulh halinde bulunan devletlere ve Müslüman ülkelerinin gemilerine dokunmazlardı. Elde edilen ganimetlerinin bir kısmını kendilerine ayırır,kalanı devlete kalırdı.Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı ama düzenli donanma ile hareket etmeyen Türk korsan gemileri genellikle Malta'da üstlenen St. John Şövalyeleri'yle savaştıkları için Kuzey Afrika kıyılarını mekân tutmuşlardı ve mürettebatlarında Kuzey Afrikalı denizciler de bulunuyordu. Osmanlı İmparatorluğunda bu denizcilere "deniz akıncısı" adı veriliyordu.Korsanlıktan yetişmeyenlere gerçek denizci denmezdi. Bu durum 14'üncü yüzyıla kadar sürdü. Osmanlılar 1500'lü yılların sonundan itibaren korsanları düzenli donanmaya bağlamaya başladı. Bilinen en ünlü korsanlardan olan Turgut Reis ve Barbaros Kardeşler Osmanlı Devleti’nin denizcilikteki kurucu donanma kaptanları olmuşlardır.
*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abov Dedirten Bilgiler
Non-FictionAra sıra uzun ara sıra kısa bilgilerle; ara sıra da bilip ara sıra da bilmediğiniz bilgilerle karşılacaksınız.İyi bilgilenmeler.