UMUT

123 17 3
                                    

Hastanede ona verilen odanın küften yeni arındırılmış hastalıklı kokusunu içine çekti adam.
Yeni temizlik yapıldığı belliydi. Önceden önemli bir adamdı değil mi? Hazırlık yapılmış olmalıydı.

Şimdi kim olduğunu bile bilmiyordu. Biri adını söylediğinde ona söylendiğinden bile emin olamıyordu artık.

Hastaların sessiz uğultuları, inlemeleri, sayıklamaları kulaklarını işgal etmişti. Hasta değilse bile burada delireceğine emindi.
Hemen arkasında kıyafetlerini yerleştiren kıza bakmadı, bakmaya korkuyordu. Gerçekten delirdiği için mi her yüzde onu görüyordu yoksa bu inanılmaz benzerlik mümkün müydü?

Omzuna elbise olan saçları, kahverenginin en güzel tonundaki gözleri hatta ona deli olduğuna inandıracak ismi bile onunla aynıydı.

Hayat onunla çok fena bir oyun oynuyordu.

Konuşamadığından habersiz ağzından laf almaya çalışan küçük kıza baktı adam. Ondan en az 10 yaş küçük olmalıydı ama dudaklarının kenarında uzun süre kahkaha atmadığını gösteren belli belirsiz çizgiler taşıyordu.
Acı, acısını her yerde tanıyordu.
Bu küçücük bedene ne kadar acı sığardı ki? En fazla sevdiği adam terk etmiştir dedi içinden. Hasarlı kalbine bir nebze olsun ağırlık çökmüştü.

Bu yabancıya üzüldüğü için değil, onun bakışlarını taşıdığı içindi elbette.

Güneş ışınları yavaş yavaş odayı terk ediyordu. Kalkıp ışıkları yakmak istedi ama yapmadı. Onunkisi güneşten nefret edip güneşe muhtaç olmaktan başka birşey değildi.
Odası karanlığa büründükçe içindeki telaş elle tutulur, gözle görülür bir hale geldi ve onu içine çekmeye başladı.

İşte yine başlıyor diye geçirdi içinden adam, son mantıklı düşüncesi de bu olmuştu. Sonrası karanlık ve kafasındaki sağır edecek çığlıklar...
Yapamayacağını bile bile tekrar denedi, gözlerini kapattı ve başka şeyler düşünmeye çalıştı, beyni acizce mutlu anılarını taradı ama hiç birini hatırlamıyordu. Eskiden yaşadığı hayat başka bir adama aitti sanki.

Ne zaman gün karanlığa bürünse anıların keskin bıçağı değiyordu ölü kalbine, onu yeniden yeniden ve yeniden öldürmekten hiç çekinmiyorlardı.

Son bir umut gözlerini kapattı ama onu yine kaçmak istediği karanlık karşılamıştı. Kurtulamayacaktı. Ölümü şimdi burada olacaktı.

Titreyen ellerinin üzerine bir ağırlık çöktü bu bir başkasının eliydi. Telaşlı, titrek bir ses bütün acı çığlıkları yok etti önce. Sonra odasına bir güneş doğduğunu fark etti. Sabah olmuştu ve küçük bakıcısı ona ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Kendini sıkmaktan gerilen vücudu yorgun düşmüştü ve ter içinde kalmıştı, kimsesiz ellerini çekti güç aldığı küçük ellerden, önce bir duşa ihtiyacı vardı.

Tabii yine o küçük eller onu durdurmaya çalışana kadar.

Yardım etmek istiyordu. Büyük olasılıkla adamı gördüğü o halden sonra kendisine zarar vermesinden korkuyordu.

Benim için değil diye düşündü adam, buraya sayılan onca paradan sonra ölürsem işsiz kalmaktan korktuğu için, kendi için yardım etmek istiyor.
Yine de buz gibi kimsesiz ellerine aldı onun ellerini ona yön göstermek ister gibi gömleğinin üzerine bıraktı.
Titrek eller ter içinde kalmış gömleğin düğmelerini açmaya başladı, heyecanlı ama cesaretliydiler.

Sonra adamın içini bir anda korku kapladı. Aniden geri çekildi ve kendini banyoya kapattı. Ona izin verirse vücudundaki yaralara tanık olacaktı ve o daha küçük bir kızdı bundan korkabilirdi, belki gider bir daha gelmezdi, gelmesini istiyordu.

HASARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin