Stephanie elini kanayan dudağına bastırdı ve kanı durdurmaya çalıştı.Stresli olduğu zamanlar dudaklarına zarar verirdi.Ve şuan kesinlikle stresten ölüyordu.
Sıcaktan başı ağrımaya başlamıştı ve midesinde ki ağırlıkta bir türlü gitmiyordu.Çekinerek önünde ki büyük binaya baktı.
Tek yapması gereken Taeyeon'u bulmaktı.Son 1 haftadır fazla konuşmamışlardı.
Birkaç mesaj ve bir arama.Geçen sefer ki buluşmalarında Stephanie Tiffany olmuştu ve içten içe yapmak istediği şeyi yapmıştı.
Kim Taeyeon'u öpmemişti.Sadece ellerini kızın zayıf beline sarıp kendine doğru çekmişti.Aslında Stephanie pek bir şey hatırlayamıyordu.Belki de daha fazlası vardı ve bunu sadece Taeyeon biliyordu.
Saçlarını terden ıslanan ensesinden kurtarmak istedi ve topladı.Eylül ayındaydılar ama hava hala çok sıcaktı ve bu Stephanie'yi deli ediyordu.
Taeyeon neşeli biriydi ve bu havada okul binasının içinde kalamazdı.Stephanie sakin kalmaya çalışarak bahçede ki masalara yöneldi.
Birkaç öğrenci vardı ve onları da tanımıyordu.Aslında sadece Taeyeon'u tanıyordu.Gözlerini kapattı ve Taeyeon'un gelmesini umdu.
Ama gelmedi.Sarışın kızın yerine yanına başka biri oturdu.
"Seni tanımıyorum ama buraya oturacağım."
Stephanie kafasını kaldırdı ve yanına oturan ufak tefek kıza baktı.Farkedilir bir yüzü ve kumral saçları vardı.Kız kahküllerini düzeltmeye çalıştı ve ellerini birleştirip tatlı bir ifadeyle Stephanie'ye baktı.
"Ben Lee Sung Kyu."
Güzel diye düşündü.Bu ülkede herkes güzel olmak zorundamıydı ?
Kız hala ondan cevap bekliyordu.
"Stephanie Hwang."
Söz ağzından çıktığı an dudakları yanmaya başlamıştı.İsmine Stephanie diyemezdi.Nasıl bu kadar aptal olabilmişti ?
"Aslında bu ismi boşver.Koredeyiz değil mi ? İsmim Mi Young."
"Seni anlıyorum Mi Young.Bende ismimi sevmem.Kimsin bilmiyorum ama ben Sung Kyu falan değilim.Sunny de."
Stephanie'nin kafası karışmıştı.Nasıl bir insanın 3 ismi olabilirdi? Kendinden bir kez daha nefret etmişti.
Sunny denen kızı tekrar görmeyecekti.Bunu neden söylüyordu ? Aslında Stephanie bundan emin değildi.Taeyeon'u da görmeyecekti ama ne olursa olsun sonunda sarışın kızın yanında buluyordu.
"Tiffany ?"
Görüş açısına giren zayıf bir beden gülümsemesine yetmişti.Onu her gördüğünde hissettiği duygular tekrar ortaya çıkmıştı.
"Bende seni bekliyordum.Hatırlıyorsan buraya kaydolmam gerektiğini söylemiştin.Dediğini yapmaya geldim."
Taeyeon sadece kafasını sallamakla yetindi.O zaman Stephanie yanın da ki kızı farketti.Fazla güzeldi ve daha küçüktü.
"Aa tanışmadık değil mi ? Ben Yoon Ah."
Stephanie de Taeyeon gibi kafasını salladı ve gülümsedi.
"Taeyeon belki biraz konuşabiliriz ?''
Taeyeon bunu istemiyordu.Bu uzaktan da farkedilebilirdi.Stephanie kendini fazlalık gibi hissetmişti.
Sorusuna cevap alamadan oturmuştu ve şimdi Taeyeon,Yoon Ah ve Sunny'nin ders çalışmasını izliyordu.Belki de kayıt işini yarın yalnız halletmeliydi.
Evet kesinlikle öyle yapmalıydı.
En azından Dae Hyun ortalıkta yok diye düşündü.Ama yarım saat olmuştu ve üçüde hala ders çalışıyordu.Stephanie geçen hafta ki gibi kalkıp gitmek istemiyordu.Bu sefer daha hızlı ve sesli bir şekilde konuştu.
"Taeyeon sadece 2 dakika."
Sarışın kız Stephanie'ye baktı ve kitabını kapattı.Söyleyecek şeyleri var gibi duruyordu.
Büyük adımlarla bahçeden çıktılar ve fazla öğrenci olmayan bir köşede durdular.Stephanie onunla konuşmaktan korkuyordu.
"Neden benden nefret ettiğini düşünüyorum?"
"Senden nefret etmiyorum Tiffany."
Stephanie beklentiyle Taeyeon'a baktı.Ama kız ifadesiz yüzünü bozmamıştı.
"Geçen hafta ne yaptığını gerçekten hatırlamıyorsun değil mi ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sunshine||TaeNy
FanfictionTaeyeon o gün siyah saçlı kızı o parkta gördüğünde bi şeylerin değişeceğini anlamıştı. Stephanie güneş ışığını,Taeyeon'u karşısında gördüğünde o kızın hayatında derin bir iz bırakacağını anlamıştı.