12

225 32 4
                                    

Stephanie uykusuzluktan acıyan gözlerini şehrin ışıklarına çevirdi ve elinde ki kahveyi dudaklarıyla buluşturdu.Vücudu uykuya ihtiyacı olduğunu,uyuması gerektiğini söylese de tek yapabildiği gözlerinin kapanmasına izin vermeden içeceğini içmekti.Dudakları çatlamış,bacakları dans etmekten ağrır hale gelmişti.Boğazının iyi olması onu sevindiriyordu.Sesi yerindeydi ama dudaklarına çıkan yaralar işi zorlaştırıyordu.Hwang oldukça yorgundu,yatağını ve Jessica'nın ona bağırmasını özlemişti.Gözlerinde ki son uyku kırıntılarını silip derin bir nefes aldı.Hava soğumaya başlamıştı.Yılbaşına 1 hafta kalmıştı.Yeni yılı pratik odasında kutlama olasılığı vardı.Bu korkunçtu.Hwang yeni yıla değer verirdi.

Teras kapısının sesiyle karanlığa döndü.Saçlarının rengi seçilmeyen biri Stephanie'nin yanına oturdu ve az önce yaptığı gibi ciğerlerine hava doldurdu.Biraz dikkatli bakınca Stephanie onun Jeon Myeon olduğunu farketti.Daha önce karşılaşmamışlardı ama Stephanie onun kim olduğunu biliyordu.

''Nasıl gidiyor ?''Myeon'un sesiyle kahvesini bıraktı.

''Bilmiyorum.Sanırım gitmiyor.''

İkiside bakışlarını tekrar şehre döndürdü.Şirketin terasının manzarasının bu kadar güzel olacağı pek tahmin edilemezdi.

''Buna inanacak mısın bilmiyorum ama yakında düzelecek.SM konserinde senin de sahne alacağını duydum.''

''Saçmalık.Ben çaylağım.Seni kandırmışlar.''

''Bilmem.Belki de.''

İkisi de susup düşüncelerle dolu zihinlerine geri döndü.Aslında kötü giden bir şeyler yoktu.Taeyeon ile araları iyiydi.Sanırım onu gerçekten seviyordu.İyi bir şirketteydi.Arkadaşlarıyla az görüşse de onların sevgisini hissedebiliyordu.Eğer başarılı olursa çok para kazanabilirdi.Ama Stephanie içinde ki boşluktan kurtulamıyordu.Ve bu memnuniyetsizliği yüzünden terk edileceğini düşünüyordu.

''Bizimkilerin yanına gelmek ister misin ?''

Konuşana kadar onun orada olduğun unutmuştu.Bizimkiler diyerek kimden bahsettiğini bilmiyordu ama burada durup yukarıdan karınca gibi gözüken insanları izlemekten iyi bir seçim gibiydi.Biten kahvesini çöpe atıp gülümsedi.İkisi beraber aşağı indiler ve saçma bir şekilde aynalı olan asansöre ilerlediler.Bu şirkette herkes kuzursuz birer oyuncak gibiydi,istediklerini elde ediyorlar,seslerini Asya'ya -şanslıysalar dünyaya- duyurup para içinde yüzüyorlardı.İlkokula giden çocukların bile arzuladığı şeylerdi yaşadıkları.Ama soğuk duvarların için de kimse ne hissettiklerini bilmiyordu.Menajerler,arkadaşlar,sevgililer hatta hayranlar bile.Bedenleri dans edip şarkı söylerken,ruhları başka bir hayatta yaşayabilecekleri için ağlıyordu.Stephanie acıyla gülümsedi ve bir gün kusursuz bir oyuncağa dönüşmeyeceğine dair kendine söz verdi.Kendi sesinden bıkmayacaktı.İdol dünyasında bile Taeyeon ile mutlu olacaktı.

Jeon Myeon ona kapıyı açtı ve geçmesine izin verdi.Bir kaç ile pratik yaptığı küçük odadan daha farklı bir yerdi.Daha büyüktü,ama duvarda ki bulut desenleri aynıydı.İçeriye göz gezdirdi ve ona bakan gözlere döndü.Bu kadar insan nasıl aynı anda bu odada pratik yapabiliyordu ?! Hızlıca oğlanları saydı.Stephanie ile birlikte 13 kişiydiler.Hepsi yere oturmuş yemek yiyorlardı.Yanlarına yaklaşıp oturdu.

''Yesene.''

Büyük gözlü ve dudaklı çocuğun uzattığı tavuk parçasına baktı.Tavuk demesi yanlıştı.Sadece kemikler kalmıştı.Gülümseyip kafasını salladı ve yakalarında ki isim kartlarını okumaya başladı.

''Sizi gerizekalılar bir kız odada ve hala yemek yemeye devam mı ediyorsunuz ?''

Sesiyle 11 kişi ona dönerken biri hala yemeye devam ediyordu.Yakasına baktı ve isminin Kai olduğunu öğrendi.Aynı anda yorgunluktan şişmiş,kısık gözleriyle Kai ona döndü ve kafasını salladı.

''Buraya Soo Man bile girse yemeye devam ederim.Sen kimsin de beni tavuğumla ayıracaksın ?''

Kafasına yediği darbeyle mızmızlanarak kafasını eğdi ve özür dilemiş gibi yaptı.Stephanie Kai'ye vuran kişiye minnetle gülümsedi.Oyuncak ayıya benzeyen yüzünü şimdiden sevmişti.Küçük gözüküyordu.Yaka kartına baktı ve ismini okudu 'Xiumin'.

Hala ayakta dikilen Jeon Myeon'a döndü ve dudaklarını yaladı.

''Senin sahne ismin ne ?''

''Suho.''

Onlar yemeği bitirip dans etmeye başladığında ayak altında dolaşmamak için kenarda ki deri koltuklardan birine oturdu ve izlemeye başladı.Kalabalık oldukları için çok sık hata yapıp baştan başlıyorlardı.12 oğlanın gittikçe saçmalamaya başlayan hareketlerini izlemek eğlenceliydi.

Ama bir süre sonra organize oldular ve hareketleri sorunsuz yapmaya başladılar.Çalan müzik iyiydi ve onlarla beraber kusursuz bir görüntü ortaya çıkmaya başlamıştı.Telefonunu açtı ve her hangi bir fan sitesine girdi.Gerçekten değerli olmalılardı.Mola verdikleri zaman uzun boylu,koyu renk saçlı,büyük kulaklı,ismi Chanyeol olan Stephanie'ye döndü ve eliyle anlamsız işaretler yaptı.Bir kaç defa tekrarladı ama Stephanie yine anlamayınca telefonu fotoğraf çekilir gibi tuttu ve gülümsedi.Stephanie anladığını belirtmek için kafasını salladı ve gülümseyerek yanına gitti.Chanyeol eliyle barış işareti yaptı ve kocaman gülümsedi.Stephanie dümdüz durmaya devam etmişti bu yüzden ortaya komik bir fotoğraf çıkmıştı.

''İnstagram'a koyacağım.İsmin neydi ?'

''Stephanie.''

Sosyal medyadan nefret ederdi ama iki çaylağı kimsenin önemsemeyeceğini düşünüyordu.Chanyeol resmin altına emoji koydu ve telefonunu kapattı.Stephanie kendi telefonuna geri döndü ve Taeyeon'a mesaj attı.

'Seni özledim.'

Taeyeon hiç beklemeden cevap yazmıştı.

'Vay be sonunda aklına geldim !' bir de kızgınlığını belirtmek için emoji koymuştu.

'Aklımdan gitmiyorsun ki ㅋㅋㅋㅋㅋㅋ'

'Özüne dön Stephi.Neden Park Chanyeol ile selca çekildin ?'

'Sana seçmelere gir demiştim.Burada kendime yeni birini bulacağım sanırım.Diğer çaylak kızlar çok tatlı  ㅋㅋ'

'Gülmekten öldüm gerçekten.Senin yerinde olsam Super Junior ile takılmaya çalışırdım.Aptalsın.'

'Yarın gel kendin takıl o zaman ㅋㅋㅋㅋ'

'Sevgilinle nasıl konuşuyorsun Hwang !'

'Ama bu ifade harika ㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋ'

'Soğuk kızımı geri istiyorum.'

'Bende seni seviyorum Tae.'



Sunshine||TaeNyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin