Kardelen ne denirse onaylıyor, ne söylenirse robot gibi komutlanarak harekete geçiyordu. Onun durgunluğunun ve isteksizliğinin farkında olan üç kişi vardı. Biri annesiyle babası, diğeri de müstakbel nişanlısı Erdi idi.
'' Kardelen!''
'' Hıı ?''
Dalgınca masanın örtüsüyle oynayan nişanlısına istemeden de olsa sesini yükseltmişti. Ailesine karşı bu kadar soğuk davranışlar sergilemesi artık sinirlerini bozmaya başlamıştı. Çok değil, iki hafta sonra evleneceklerdi. Ancak Kardelen'in aklı gibi kendisi de burada değildi.
'' Annem bir şey sordu. Cevap vermeyecek misin ?''
O an gözlerini kayınvalidesi olacak kadına çevirdi. Özür dileyen bakışlarını ona dikip tüm ilgisini vermeye çalıştı.
'' Kusura bakmayın, dalmışım. Ne sormuştunuz, Handan hanım ?''
Kadınsa kibrinden, burnu büyüklüğünden ödün vermeyerek surat asmayı sürdürmüştü. Oğlu için bu duruma katlandığı her halinden belliydi.
'' Terzimle konuştum, diyordum. Ölçülerini bugün alacaklarmış. İstediğim kumaşı da nihayet yurt dışından getirebilmişler. Sana da uygunsa, bugün halledelim prova işini ? ''
Kardelen öylesine sorulan bu soruyu başıyla onayladı. Sarel Ailesi ne zaman fikirlerini önemsemişti ki şimdi önemseyecekti ? Varı yoğu dillerinden düşürmedikleri sosyetik çevreleri, onlara mahcup olmamak ve koca bir şehri doyurabilecek kadar sahip olduklarına inandıkları servetleriydi. Erdi bile değişmişti. Ona olan duygularının yoğunluğundan da emin değildi artık. Bir zamanlar aşık olduğunu söylediği adama şimdi zoraki katlanıyor gibiydi. Aslında gibisi fazlaydı, tam olarak durumu buydu.
'' İyi. Şoförüme söylerim, öğlen seni oraya getirir.''
Kadın ayaklanıp yanlarından uzaklaşınca ikili yeniden baş başa kalmıştı.
******
Sanki boğazı görünmez eller tarafından sıkılıyordu. O kadar bunalmıştı olanlardan. Biraz rahatlamaya ihtiyaç duyduğundan kendini balkona attı. Erdi'yi hemen arka planında hissedince ürpermesine engel olamadı.
'' Neyin var senin ?''
'' Neyim varmış ki ? ''
Kardelen önüne döndüğünde yüz yüze gelmişti onunla. Nişanlısı oldukça sinirli gelmişti gözüne. Ama sebebini sorgulamayı bırakalı, onun hislerine kafayı takmayalı uzun zaman olduğundan üstünde durmamıştı.
'' Mutsuzsun, Kardelen! Sanki biz değil de başkası evleniyormuş gibi davranıyorsun!''
'' Sana öyle gelmiş. Ben mutsuz falan değilim. Sadece...sadece çok yorgunum. Bu işler ha deyince olmuyor, Erdi. Görüyorsun sen de...''
'' Ben aptal bir adam değilim, Kardelen. Sebebin bu olmadığını ikimiz de çok iyi biliyoruz. Hâlâ o herifi düşünüyorsun sen. Aklın hâlâ onda!''
Kardelen yüzüne çarpılan gerçekle bir iki adım geriledi. '' Saçmalama!'' diye bağırdı ardından da. Bu durum çok can sıkıcı bir hâl almaya başlamıştı ve sürekli aralarını açıyordu. Üstüne üstelik verdiği bu kaçamak cevaplar da Erdi'yi güldürmekten başka bir halta yaramıyordu. Ne zaman konu oralara gelse, adamın aldığı tek yanıt bu oluyordu; saçmalama, haliyle de ipler kopuyordu.
İşaret parmağını kıza doğru uzatıp ağır ağır salladı.
'' Bir an önce kendine gelsen ve aklını toparlasan iyi olur! Benim nişanlım olduğunu, artık yalnızca bana ait olduğunu idrak etsen fena olmaz. Yakında kocan olacak bu adamı yerinde olsam fazla sinirlendirmezdim!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin İçin (Aşka Dönüş Seri-2)
Short StoryAcıtmışım Canını Sevdikçe kahramanlarımızın ( Hakan-Canan) kızı Kardelen ve çok yakın arkadaşı olan Ahmet'in hikayesi. Hikayemizin içindeki italik kısımlar geçmişi ifade etmektedir. Tanıtım: Ahmet, kendini bildi bileli yanındaydı. Yere tökezleyip d...