Benim hayalim, başkasının gerçeğiydi.

2.5K 188 7
                                    

Genç kız aynanın etrafında bir tur döndü. Şeker pembesi tonlarındaki elbisesi ona çok yakışmıştı. Kardelen bugün kendini hiç olamadığı kadar güzel buluyordu. Tabi bir de heyecanlı. Erdi ile partide, güya tesadüf eseri çekilişle eş çıkmıştı. Aslında bu yaptığının bir hile olduğunun ve bu güzel duyguya yakışmadığının farkındaydı. Ancak kendisine, kalbinin isteğine, onun için çarpmasına olduğu gibi engel olamamıştı. Ahmet varken sırtı da yere gelmezdi hem. Çok şanslı bir kızdı Kardelen. Dünya iyisi bir dosta sahipti. Annesi ve babasının barışmasında da katkısı yadsınamazdı. Bu mutlu aile tablosunun bir mimarı da Ahmet ve onun dahice planlarıydı. Bu dünyada kendisinin nazını babasından sonra çekecek ve istediğini ikiletmeden yerine getirecek olan tek kişi de oydu hem. Ahmet'in doğum gününde uğur getirsin diye hediye ettiği uğur böcekli kolyesini avuçladı. Gergin bir şekilde onunla oynarken annesinin pamuk şekeri kıvamındaki tatlı sesini işitti.

'' Hayatım, Ahmet geldi. ''

Dalgınlığını bir çırpıda silkeleyen kız kocaman gülümsemesiyle adımlarını içeri attı. Onu yanaklarından sulu sulu öpüp alelacele kapıya koşturdu. Babası yine her zamanki köşesinde oturmuş bulmacasını çözüyordu. En keyif aldığı şeylerden biriydi bu. Bakışları, gözlüğünün ardından bir kendisine bir de filinta gibi olmuş Ahmet'e kaymıştı. Annesinin bakışlarından mesajı almış olmalıydı ki, gözlerine hakim olan duyguları yumuşatmış, yavaş bir hareketle de yerinden kalkıp yanlarına gelmişti.

'' Ahmet, '' diyen adam elini genç çocuğun omzuna yerleştirip hafifçe sıktı. '' Kızım sana emanet evlat. Saati geciktirmeden burada olun, olur mu ?'' Gözleri ikisi arasında gezinse de kelimelerine sızmış uyarısı daha çok Ahmet'e yönelikti. Başını uysalca sallayan 15 yaşındaki çocuk en kibar haliyle kendisini onaylamış, sonra da güzeller güzeli kızıyla evden uzaklaşmıştı.

Onları camın ardından takiplemeye devam eden eşine gülümsedi Canan.

'' Hakan, çocukları gözlerinle yemeyi kessen diyorum artık.''

Onun eğlenen sesine huysuz bir adam gibi ters bakışlarıyla yanıt verdi. Yeniden yerine kurulduğunda Kardelen'in küçüklüğüne ait olan bir fotoğraf çarptı gözüne.

'' Zaman ne çabuk geçiyor, Canan. Ne ara bu kadar büyüdü bu kız, anlamıyorum!''

Canan kocasının yanına sokulup ellerini omzuna yerleştirdi. Onun gerginliğini almak ister gibi ovalamaya başladı. Yavaştan gevşemeye başlayan adam bakışlarını yukarı kaldırınca Canan ile göz göze geldi. Adamın yüzüne hakim olan tehlikeli gülüş kadının tek kaşının şüpheyle yukarı kalkmasına sebep oldu. Fakat boynundan tek hamlede çekilip dudaklarına mahkum edildiğinde halinden hiç de şikayetçi değildi Canan.

'' Belki de yenisini yapmalıyız, kadın. Böylece ne Kardelen'e ne de Meyra'ya sarmam.''

'' Hakan!'' diyen kadınsa gözlerini pörtletmiş vaziyette eşine bakıyordu. Bu adamı nasıl durduracağı hakkında ise bir fikri yoktu. Zaman çok şeyi değiştirmişti. Mesela saçlarına yavaştan kırlar düşmeye başlamıştı; ama adam hâlâ o on sekizlik delikanlılar gibi meydan okumaya devam ediyordu. Hakan değişmemişti. Doğal olarak arsız dili de. Ah, onun kendisine neler yaptığını çok değil bir gece öncesine giderek hatırlayabilirdi. Kıpkırmızı bir suratla mutfağa koşturması, çayın kaynamasını bahane etmesi Hakan'ı sadece kahkahalara boğmuştu.

'' Kaç bakalım hatun! Gece nasılsa kürkçü dükkanına kuyruğunu kıstırıp dönen tilki misali kocanın seni ısıtan kollarına sığınacaksın.''

******

Partinin yapılacağı yere gelen Ahmet ile Kardelen, kapı ağzında tanıdık birkaç yüzle karşılaşınca, ayaküstü sohbete eşlik etmek zorunda kaldı. İçerisiyse hınca hınç dolu gibiydi. Kardelen dakikalar geçtikçe geriliyor, saniyeler öncesi olduğu gibi yine saati sorup duruyordu. Yüzü düşen kız en sonunda dayanamayıp sitem etti.

Senin İçin (Aşka Dönüş Seri-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin