LUCYNNA (Fairy Tail)-ASKIDA-

Altin Renkli Saclar

   Arkadaslar bu hikayeye devam etme konusunda biraz kararsizim....O yüzden eger begenmediyseniz söyleyin hemen bunu silip yeni hikayeye baslayabilirim...Eger devam edersem bu hikayem biraz fazla romantik olacak ve tam olarak kac bölüm sürecegi de size bagli....Bölüm ile ilgili yorumlarinizi bekliyorum...HERKESE IYI OKUMALAR...

-LUCYNNA-

-Lucy, kiyafet olarak bir tek bunlari bulabildim. Acele edip giyinmemiz lazim, sehirde en fazla bir kac saat kalabiliriz.(Erza)

-Tamam sorun degil...bence bunlar bile harika (Lucy)

Erza'nin getirdigi kiyafetleri cabucak giyip, odanin penceresine dogru gittik.

-Erza! Burasi cok yüksek nasil asagi inecegiz? (Lucy)

-Önden ben atlayacagim sonra da sen.... (gülümseyerek)...Öyle korkmus bir ifadeyle bakma, merak etme seni yakalayabilirim....(göz kirparak).... bana güven.(Erza)

-Peki, tamam... Sana her zaman güveniyorum biliyorsun. (Lucy)

Kisa bir süre gülüstükten sonra önce Erza sonra da ben pencereden atlayarak bahceye ulastik. O sirada Erza muhafizlarin dikkatini dagitmak icin karsi taraftaki caliliklara tas atarak ses cikartti.Muhafizlardan biri caliliklara dogru yönelirken digeride bize arkasini dönüp,caliliklarin oldugu tarafa bakti. Bu sirada Erza bana sus isareti yaptiktan hemen sonra elimi tutup hizla kosmaya basladi.Sarayin duvarlarina vardigimizda:

-Bu saray muhafizlari da baya bir saf ciktilar... bir tas sayesinde farkettirmeden seni saraydan cikardim... Bir de kendilerine koruma diyorlar. Geri döndükten sonra iyi bir firca atmam lazim bunlara, yani nihayetinde seni kaciran benim yerime bir baskasi da olabilirdi.(Erza)

Bunlari söylerken Erza'nin yüzü gercekten cok korkunc görünüyordu.O askerlerin yerinde olmak istemezdim.Gercekten daha simdiden cok acidim onlara.

-Erza, sakin bana bu duvara tirmanmamiz gerektigini söyleme.(Lucy)

-Aynen öyle yapacagiz, tipki odanin pencerinden atlarken yaptigimiz gibi.(Erza)

Her ne kadar cok zor ve imkansiz gibi görünsede eger yaninizda Erza gibi biri varsa hersey daha da kolaylasiyor. O olmasaydi saraydan disari adim atmayi bile düsünemezdim.Onun gibi biri yanimda oldugu sürece ben bu dünyadaki en sasli insanim.Sonunda sehre varabildik ve önümdeki manzara hayal ettigimden bile daha mükemmel...oyun oynayan cocuklar, beraber gezip gülüsen kizlar,alisveris yapan insanlar,rengarenk süslemeler ve civil civil sesler....sarayda hayalini bile kuramadigim hersey burda.

-Erza, herkesin elinde tuttugu o sey de ne? (Lucy)

-Pamuk sekerden mi bahsediyorsun?...Ahhh sahi sen daha önce hic yememistin degil mi? Ne dersin alalim mi?

-O sey bir cesit tatli yani öyle mi? Peki o zaman alalim...(Lucy)

-Hangi renk istersin?(Erza)

-Renkleri farkli olunca tatlarida farkli oluyor mu? (Lucy)

-(Gülümseyerek)...Tabi ki, pembe olanlar cilekli, sari olanlar ise limonlu(Erza)

-Tamam o zaman cilekli olsun.(Lucy)

Erza bana cilekli olani uzattigi gibi hemen tadina baktim....

-Bunlar gercekten cok lezzetliymis. Erza daha sonra bana bunlardan bir daha getirebilir misin? (Lucy)

-Tabi ki.. ne zaman istersen söyle. (Erza)

-PRENS NATSU-

Saraya dogru yola cikmak üzereyiz ama su meshur (!) "Prenses Lucynna"yi göremedim.Odasindan pek cikmadigini söylediler...Of of simdi bizim kizlar sorup duracaklar nasil biri diye... Bir ara camdan disari bakarken sari parlak sacli birini görmüstüm ama acaba o olabilir mi?...Aman ben de neyini merak ediyorsam sarayin disina hic cikmayan sürekli kitap okuyan bir kiz iste...Zaten söyledikleri kadar cok kitap okuyorsa kocaman gözlükleri falan vardir. Lumen Kralligi ile imzalanan su sözlesme olmasaydi bu evliligi asla kabul etmezdim.

-Kral'a bildirin bir süre sehrin icinde dolasacagim. (Natsu)

-Peki! Majesteleri , nasil isterseniz? (Koruma)

Bu Krallik, askeri acidan gücsüz olabilir ama ticari acidan oldukca iyi durumda... Sehrin düzeni de oldukca etkileyici...Yanimda koruma getirmedigim iyi olmus aksi takdirde böyle bir yerde cok fazla dikkat cekerdim. Ahhh Ahhhh su babami da hic anlamiyorum her ne kadar ekonomisi iyi olursa olsun , evlilik sart miydi sanki...Ben bunlari icimden söylenirken birden altin parlikliginda saclarini sapkasinin altina gizlemeye calisan birini gördüm. Bu kiz sarayin bahcesinde gördügüm kiza cok benziyordu...Sadece tesadüf olabilirdi ama yine de kendimi onu takip etmekten alikoyamadim. Yüzünü görmek istiyordum fakat bir türlü yakalayamiyordum onu... ama en sonunda bir anligina da olsa arkasini döndü. Tam o sirada ise siddetli bir rüzgar sapkasini ucurdu ve az önce sadece sapkasinin altindan bir kismi görünen saclari birden ortaya cikti... Saclari rüzgarin esliginde savrulurken bir anligina da olsa yüzünü görebildim.Aramizda insanlar vardi ama benim tek gördügüm kisi oydu. Bir süre sonra bana dogru yaklasmaya basladi ve bir anda önüme kadar gelip sapkasini yakalamaya calisti ama ben ondan önce davranip, egilerek elimi sapkaya dogru uzattim. Basimi kaldirgim anda onun altin gibi parlayan saclari, beyaz ve pürüsüz cildi, kirmizi dudaklari ve ormanin derinliklerindeymis gibi hissettiren yemyesil gözleri ile karsilastim. Zarif bir ses tonu ile:

-Afferdesiniz, ben sadece sapkami almak istemistim rahatsizlik verdigim icin cok özür dilerim. (Lucy)

-Buyrun bayan, sapkaniz (Natsu)

-Tesekkür ederim...(Lucy)

-LUCY...LUCY...Yanimdan bu kadar cabuk uzaklasmamalisin...(Erza)

-Ahh.. üzgünüm, ben sadece sapkami yakalamaya calisiyordum.(Lucy)

-Pekala, artik dönmeliyiz cok fazla oyalandik (Erza)

Gitmeden önce son anda geri dönüp tekrar tesekkür etti ve kalabaligin arasina karisip bir anda kayboldu.O sirada hissettigim karmasik duygular yüzünden onu tekrar takip etme firsatim olmadi.Keske onunla biraz daha konusabilseydim...LUCY....demek adi LUCY...

NOT: Arkadaslar bilgiyarimin klavyesi yabanci dilde oldugu icin malesef  türkce karakterler bulunmamaktadir...Bu yüzden yazdigim kelimelerin bir kismi farkli algilanabilir  (SIKI yerine siki yazildiginda bunu yanlis anlamayin lütfen)...Bu durum bölümleri yazarken beni de cok rahatsiz ediyor ama yapabilecegim bir sey yok ...Bunun icin simdiden özür dilerim....