dix-sept

1.4K 157 111
                                    

M I C H A E L (A)'NIN
BAKIŞ AÇISI

Tam okulun kapılarından içeri girmek üzereyken bir çift kol ağzımı da kapayarak, beni bir ağcın arkasına çekti.

İlk yaptığım şey çığlık atmaya çalışmaktı ama ağzımı kapayan eller yüzünden sesim boğuk bir inleme gibi çıkmıştı.

Bir kahkaha duydum ve onun kim olduğunu anladım.

Ashton ve Calum.

Ellerini ağzımdan çekti ve beni döndürüp onlara bakmamı sağladı, ama kala kollarımı tutuyorlardı.

"N-ne yapmaya ç-çalışıyorsunuz?" diye cırladım.

Yüzümde sert bir yumruk hissetmeden önce birbirlerine bakıp sırıttıklarını gördüm.

Çığlık atmaya çalıştıkçe ağzımdan tek bir ses bile çıkmıyordu. Asla çıkamayacağım bir transa girmiş gibiydim. Sadece neler olduğunu görebiliyordum, ama ses çıkaramıyordum.

Bir ses onları bölene kadar beni yumruklamaya devam ettiler.

"Hey. Ne sikim yapmaya çalışıyorsunuz burada?" Luke bağırdı.

Calum hırlayarak konuştu, "Bunu haketti."

"İkiniz de siktirip gidin. Sizin onu kıskandığınıza karşı bahse girerim." Luke da ona hırladı ve ayağa kalkmama yardım etti.

Kolumu Luke'un beline sardım ve onun arabasına kadar yürümeme yardım etti.

"İyi olacaksın bebeğim. Evine götürmemi ister misin?" Yolcu koltuğunun kapısını açıp beni oturturken sordu.

"H-hayır teşekkürler. A-ailemin beni b-bu şekilde gö-görmesini i-istemiyorum." Sesim titriyordu.

"O zaman benim eve gidip seni güzelce temizleyelim, kedicik." Luke gülümsedi ve arabayı çalıştırıp sürmeye başladı.

Okulun kapılarına doğru baktığımda, Ashton ve Calum'un bana bakıp kahkaha attıklarını gördüm.

"Torpido gözünde mendiller var. Burnun için onları kullanabilirsin." Luke elinin bacağıma uzatıp hafifçe okşadı.

Mendiller ile burnuma tampon yaptım.

"Ç-çok acıyor, Luke." Neredeyse ağlamak üzereydim.

"Biliyorum bebeğim, biraz sabret neredeyse vardık."

Luke kapısını açtı, arabadan anahtarları çıkardı ve yolcu kapısına doğru yürüdü.

Kapıyı açıp kalkmama yardım etti ve evine doğru yürümeye başladık.

Eve girdiğimizde de beni banyoya doğru yönlendirdi ve beni lavabonun kenarına oturttu.

"Buralarda bir şeyler olduğuna eminim." Luke mırıldanıp çekmece ve dolapları hızla karıştırmaya başladı.

"Ah, buldum." Birkaç gazlı bez ve yarabandı çıkardı.

"Bu biraz acıtabilir ama iyi olacaksın. Sadece yüzündeki kanı temizlemeliyim." Luke bana doğru gülümsedi.

"Ta-tamam." Ne olacağını bildiğimden kendimi acıya hazırlamaya çalıştım. Ama bu beklediğimden de çok acıttı.

Luke yavaşça kanı temizlerken ben de acıyla bağırıyordum.

"Bitti kedicik." Luke beni öpmeden önce söylendi. Ne tepki vereceğimi bilemedim.

"Çenende küçük bir kesik var. Oraya krem sürüp sonra yara bandı yapıştıracağım, tamam mı?" Luke gülümsedi.

"Tamam." Ben daha cevap veremeden işini bitirmişti bile.

"Teşekkür ederim Lukey." Kıkırdadım.

"Önemli değil, kedicik." Luke gülümsedi ve beni tekrar öptü.

"Luke?"

"Evet bebeğim?"

"Şimdi biz neyiz?" Kaşlarımı kaldırarak sordum.

"Açıkçası, bilmiyorum. Sen ne olmamızı isterdin?" Luke sordu.

Kızardım. "Bundan daha fazlası." Gözlerimi yere indirip mırıldandım.

"Michael?"

"Luke?"

Luke çenemi kavrayıp ona bakmamı sağladı.

"Kedicik. Sevgilim olur musun?" Luke hafifçe gülümsedi.

Ağzımdan sadece "Oh." çıktı.

"Oh?" Luke somurttu.

"Aman Tanrım. Tabii ki de Luke!" diye cırlayıp büyükçe sarıldım.

"Seni gerçekten ve gerçekten çok seviyorum." Başımı omzuna yaslayıp gülümsedim.

"Ben de seni çok seviyorum, Michael." Luke elini saçlarımdan geçirirken mırıldandı.

~
Heey! Özellikle daha yirmi dakika önce yeni bölüm atmışken bunu yayınlamamalıydım ama elimde az bölüm kaldı ve bu heyecanlandırıcı.

Ayrıca Michael ve Luke'un Muke'dan bahsettikleri röportajı gördünüz mü? FAZLASIYLA MÜKEMMELLER!!

Ayrıca saat 12'yi geçtiği için yeni bir gün sayıyor ve o yüzden yayınlıyorum sjshsk. Umarım bugün elimdeki bölümleri de çeviririm de yarın da yine çok bölüm atarım.

hERNEYSE "MUKE IS WELL."

tricked //muke {türkçe}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin