3

115 5 0
                                    

Vardığımızda kapıyı çalmadan önce bana döndü. Korkuyordum. O bunu biliyordu.

"Tamam şimdi dikkatlice dinle"

Güm.. Güm.. Güm.. Bu sesler kalbime aitti. Yine yüzüm kızardı. Ama bu sefer başımı eymedim.

"Bu iyi! Başını eymedin. Aynısını içeride de yap güzelim" dedi ve yanağıma bir öpücük kondurdu. Hemen ardından zile bastı. Birkaç saniye içinde kapı açıldı. Bu sırada ne kadar zamandır tuttuğumu bilmediğim nefesi havaya bıraktım. Karşımda fazla tanıdık ve huzur veren yüze sahip kişiye bakıyordum.

"Hoşgeldiniz! Biraz gecikirsiniz sanmıştım" dedi Bayan Oh ve oturma odasına kadar bize eşlik etti.
Yanaklarımda hiçbir sıcaklık yoktu. Gülme isteğimden başka hiçbirşey...

"Siz oturun ben yemeğe bakıp geliyim dedi ve bizi yanlız bıraktı. Birden Oh ani tepki veren Sehun bağırdı,

"OMO!! Utanmadın! Büyük gelişme!"
"Evet! Bayan Oh sanki benim de ommammış gibi. Çok tanıdık ve bana iyi hissettiriyor."

Birden Sehun başını yere eydi.

"Huh? Hunnie'm?"
"Şey..."

Tam konuşurken Bayan Oh geldi. O da biraz endişeli gözüküyordu.

"Min Jee evde tek mi kalıyorsun?"
"Hayır Sehun geldiğinde 5 kişi oluyoruz. Ailem de benimle. Ne kadar hepsi ölmüş olsa da onlarlaymış gibi hissediyorum. Bence bu iyi birşey"
"İstersen bizimle de kalabilirsin. Senin od- yani senin için bir oda buluruz ev büyük!"

Büyük bir gülümseme sundum. Ardından Sehun'a döndüm. Kolunu omzuma atmıştı. Kendi evinde rahat değildi. Birden ayağa kalktı.

"Hemen geri dönerim" diyerek hızla uzaklaştı.

Bayan Oh anlamış gibi hiçbir merak tepkisi göstermeden bana döndü.

"Min Jee Sehun eve geldiğinde hep seninle ilgili konuştu. Ayrılmak zorunda kaldığı bir arkadaşından sonra zorunda kaldıkça kimseyle konuşmamıştı."
"Evet duymuştum. Ama bu kadarından bahsetmedi bana." dediğim sırada Sehun'da geldi.

"Ne oldu? Neler kaçırdım?"
"Önemli değil. Gel otur! Veya isterseniz yemek de yiyebiliriz?"

Tam ağzımızı aynı anda açmıştık ki ikimizinde karnı guruldadı.
Beraber güldük.

"Bunun anlamı açıktık olsa gerek!" dedi Bayan Oh ve sofraya geçtik.

***

Mükemmel bir yemekten sonra salona geçtik. Bir komedi programı açtık ve konuştuk.

Birden üzeri örtülü şeye bakmaya başladım. Sehun ve Bayan Oh bana baktı ve sonra baktığım yere baktılar. Merakıma yenik düştüm ve oraya doğru ilerledim. Örtüyü kaldırmadım. Belki, en azından bir ihtimalle özeldir diye düşündüm.

"Bu Ne?" diye sordum.
"Önemli değil. Boşver." dedi Bayan Oh "O zaman bakmamda bir sakınca yok" dedim. Tam açıcaktım ki Sehun elimi tuttu.
"Jee boşver!" dedi.
"Jee? Hmm.. Hah! Bayan Oh Jee kim?"
"Sensin"
"Ben gitmedim ki! Hunnie'mi yanlız bırakmam!"
"O zaman.. Sadece bir kabus görmüştür"
"Peki bana söylemesi gereken şey ne?"

Bunu söylerken Sehun'a imalı gözlerle bakıyordum.

"Hiç bir fikrim yok. Ona güvenmelisin. O banden daha çok haklı çıktı şimdiye kadar"

Demek benim iyiliğimi düşünüyor. Bu çok güzel!

SEHUN'UN AĞZINDAN

Bana döndü ve bir süre tatlı tatlı baktı. Ommam bizi dikkatle izliyordu. Birden Min Jee bana sarıldı. Yanagıma küçük öpücükler bırakıyordu.

"Seni çok seviyorum!"
"Bende seni güzelim!"

***

Ne düşünüyordu bilmiyorum ama fazlasıyla mutlu görünüyordu.
Birden odamın kapısı heyecanla çalındı.

"Gel!"
"Hunnieee!!"

Ommamın pijamalarını giymiş bir adet güzellik abidesine bakıyordum.

"Harikasın!"
"Teşekkürler Sehun!"
"Evet, bende senin salonda yatmana izin vermem!" dedim ve yatağımı gösterdim. Bu sefer yanakları kızardı. Kıkırdadı.

"Demek benimleyken utanıyorsun sadece!"
"Hayır! Yani ilk defa bir arkadaşımda kalıcam sayılır. Ayrıca ilk defa bir erkeğin odasında geceyi geçiricem" dedi yüzüme hiç bakmadan.

Aslında küçükken olduğu gibi olsa o bana benden ayrılmak istemediğini söyler ve yorganımın altına girerdi. Gerçekten de çok şirindi!

"Hmm... O zaman sana bu durumu unutturabilirim."

O hiçbir tepki veremeden gıdıklamaya başladım. Eskiden gülüşünü duymak için gıdıklardım, şimdi ise ikna etmek için gıdıklıyordum.

"Ta-tamam ay! Utanmak- ay!"
"Utanmak ne?"
"Yok!" diye bağırdığında gıdıklamayı kestim.

"Deli! Gıdıklanmayı hiç sevmem!"

Eskiden dediği gibi..

"Yazık oldu. Bende gıdıklamayı severim"

Ah! Bir dakika bunu her seferinde söylerdim.
Birden durgunlaştı.

"Yatsak mı ki?"
"Neyin var?"

Ne olcak aptal! Özlüyor!

"Sadece özledim!"
"Eminim o da seni özlemiştir"
"Evet! Hep birbirini sevenlerin kalbi bir atarmış. Bizimki de öyle derdi!"

İstemsizce elim kalbime gitti. Bunu görmüş olmalı ki konuyu değiştirdi.

"Yarın için çantamı ve kıyafetlerimi de almalıyım. Erken kalsam iyi olur."
"Sen nasıl istersen"

Başını yastığa koyduğunda aynısını bende yaptım. Onu izledim. Birden bana döndü. Gülüyordu.

"Ne? Sen beni izlerken iyiydi de şimdi değil mi?"
"Yah! Ben seni izlemedim!"

Beni hafifçe itti. Maalesef çok gerideydim. Birden onu tuttum ve...

Berbat mı? Hayır Hayır!.. // Oh SehunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin