GÜZ GÜNEŞİ (ASKIDA)

GG 1

Multimedya da Berk Buhar. Okuyan herkeze teşekkür ederim.

Hayatta kendimi hiç bu kadar yanlız hissetmemiştim. Her yer soğuktu. Kendimi o kadar kimsesiz , yalnız ve korkmuş hissediyordum ki resmen bu yalnızlığın içinde boğuluyordum.
Son bir umut yaslandığım kapıdan ayağa kalktım. Yavaş adımlarla merdivenlerden yukarı doğru çıktım. Eskiden mutlu olduğumuz yatak odamızın kapısını açtım. Her yer neredeyse aynıydı. Gardrobumuza yöneldim. Yavaşça O' nun kıyafetlerinin olduğu kapıyı açtım. Bomboştu. Aynı kalbim gibi bomboş ve hissiz. Dolabın kapağını örtme zahmetine girmeden sakinleşmek için manzaralı pencereye gittim. Eskiden çok hoşuma giden şehrin manzarasına uzun uzun baktım. Bana huzur vermesini umdum ama olmadı. Huzur bulamadım. Bana tek huzur veren şey O ' nun kahverengi gözleriydi. Ve tabiki güzel kızım Nazlı' nın kıkırtıları. Kalbim paramparçaydı. Nazlı' ım yanımda değildi. Sevdiğim adam yanımda değildi. Daha 2 gün öncesine kadar beraber uyuduğumuz yatağa baktım. Çok büyüktü benim yanlızlığım için. Yavaş adımlarla yatağa gittim. Titrekçe bir nefes aldım ve yine aldığım nefesi titrekçe geri verdim. Elim Berk ' in yastığına uzattım. Aldım ve burnuma bastırıp onun kokusunu içime çektim. Ne de güzel kokuyordu. Hızlıca yatağın üstünde ki her şeyi yere attım. Yetmedi yetmiyordu. İçimde ki volkanı söndürmeye hiç birşey yetmiyordu. Makyaj masasuna yöneldim ve üstünde ki herşeyi yerle bir ettim. Çığlık atarak ağlıyordum. Ne kadar kırıp döksemde olmuyordu bir türlü sakinleşemiyordum. Ayağamın ucundaki parfüm şişesini alıp aynaya atacağım sırada aynada ki yansımama baktım. Bu gördüğüm Güz değildi. Yani olmamalıydı. Yeşil ve mavi karışımı gözlerim ağlamaktan kızarmış göz kapaklarım şişmişti. Göz altım ise morarmış içine çökmüştü. Kumral saçlarım darma dağındı. Burnumun ucu ise ağladığım için kıpkırmızıydı. Berbat bir haldeydim. Resmen sinirden titriyordum. Destek almak için ellerimi yumruk yaptım ve gözlerimi kapattım. Sakinleştiğimi anladığım an gözlerimi açıp tekrar aynaya baktım. Bu halimi görmek istemiyordum. Aynaya sertçe yumruk attım. Canım azıcık bile acımadı. Büyük bir gürültüyle parçalanan ve yere dağılan ayna parçalarına baktım. Tam ayağımın ucuna gelen paröaya baktım. Artık ben eski ben değildim değişecektim. Ne o pis adamı nede metresini düşünecektim. Bende kendi yolumu çizicektim. Sinirle dolabıma yöneldim. Üst rafta ki bavulumu alarak içine kıyafetlerimi gelişi güzel koydum. Hemen bavulun fermuarını kapattım. Bavulu kendimle beraber sürükleyerek yatak odasından çıktım. Dayanamıyarak 2 ay önce vefat eden bir buçuk yaşındaki kızım Nazlı'nın odasına girdim. O ökdüğünden beri bu odayı hiç bozmamıştım daha doğrusu bozamamıştım kıyamamıştım. Oyuncakları ve yatağı aynen duruyordu. Kızımın kokusunu içime çekerek o buradaymış gibi konuştum.
- Benim güzeller güzeli Nazlım. Merak etme annen seni burada tek başına bırakmıycak. Sadece bir süreliğine uzaklara gidiyorum. Geri döndüğümde çok güçlü olucam. O baban olacak adamlada metresiylede başa çıkabilecek kadar güçlü olucam. Annen gelene kadar korkma kızım.
Ve Nazlının yastığını koklayıp öptüm hemen ardından odadan yavaşça çıktım. Tekrar bavulumu sürükleyerek merdivenlerden inmeye başladım. Bavulun merdivenlerden sürüklerken çıkardığı o tok ses eskiden mutluluğumun daim olduğu ama şimdi bomboş olan evde yankılanıyordu. Askılıkta asılı duran montumu ve çantamı alarak evden çıktım. Evin kapısını sıkıca kilitledim ve bahçe kapısındanda çıkarak bahçe kapısınıda kilitledim. Yıllar önce o adamla beraber severek satın aldığımız 2 katlı villamıza baktım. Ne çok anım olmuştu burda. O adamla beraber işten eve geldiğimizde bakıcı kapıyı açar ve Nazlı da emekleyerek bakıcının bacak arasından çıkıp bizi gördüğü an kıkırdardı. Hatırladığım şeyle yüzümde hüzünlü bir gülüş oluştu. Valizimi arbanın bagajına yerleştirdektikten sonra hemen arabaya bindim ve çantamı yan koltuğa koyarak son hız uzaklaştım oradan.