"Üçüncü sınıf yolcuları yukarıya almayacağız !.. Kapıları kapatın..."
"Hayır hayır durun !.." diye haykırdı Anna. "Biz 1.sınıf yolcularız."
"Bunu ispatla !"
"Ne demek ispatla ?!.. Kıyafetime bir bak... Duruşuma.. Alımıma. Yanımda para yok, eğer olsa gösterirdim !.."
"Hadi diyelim sen 1.sınıfsın.. Ya bu ? 3.sınıf olduğu her halinden belli."
"O.. O benim abim.. Babam onu cezalandırmak için 3.sınıfmış gibi gezdiriyor."
Adam kahkaha atıverdi.. "Buna çocuklar bile güler !.."
Jacob'la Anna gözlerini birbirlerine çevirdiler gizlice.. Anna adamları işaret etti.. Anlaşılan, Jacob'ın bir şekilde onları atlatmalarını sağlamasını istiyordu. Jacob, kısa bir süre düşündü, ikilemde kaldı.. Ancak biraz sonra adamların üzerine hızıca koşup, kapatmakta oldukları kapıyı bütün gücüyle üzerlerine doğru itip açılan aralıktan içeriye girmeyi başardı. Anna da arkasından alelacele koşup küçük aralıktan içeriye süzüldü ve koşmakta olan Jacob'a yetişmek için var gücüyle ilerlemeye devam etti.. Adamlar arkalarından bağırmıştı elbet..
"Sizi adi sahtekarlar !!!.. Boşuna koşmayın !! Sizi filikalara almayacaklar !"
Jacob ve Anna, tüm bunlara ramen nefesleri kesinlinceye kadar güldüler. Adamları atlatışları, onlara çok komik gelmişti. Biraz ileride, yakalanmayacaklarından emin oldukları bir köşede, soluklanıp, birbirlerine baka baka gülmeye devam ettiler....
Bu vesileyle. 4.kattan 5.kata çıkabilmişlerdi. Anna'nın ailesi bu katta kalıyordu.. Zamanında Anna, bu kattan 3. kata, hatta 2.kata inip Jacob'ı bulmaya çalışmıştı ama yanılmıştı.. Jacob, 4.katta kalıyordu. Yani babasının adamları tarafından hapsedildiği katın bir üstünde. Jacob'ı bulamayınca tekrar 5.kata geri dönmek için asansörü kullandığında, Jacob bir anda karşısında belirivermişti. Asansör durduğu zaman 5.kata geldiklerini sanmıştı ancak asansörün durma nedeni; 4.kattan başka birini daha almaktı; Jacob'ı.
Artık her şeyi bir kenara bırakıp bir an önce Bayan Mary ve Bay Paul'un yanına gitmeleri gerekiyordu. Beyaz koridorlardan geçerlerken istem dışı hızlı yürümek zorunda kaldıklarını farkettiler.. Bu çok garipti ama, koridorlar sanki yokuşumsu olmuşlardı. Tıpkı bir yokuştan iner gibi, ayaklar kendilerini öne atıyordu. Anna, bunu farkettiğinde her ne kadar korksa da önemsiz bir şey olduğuna inanarak korkusunu bastırmaya çalıştı..
Biraz sonra, nihayet Anna'nın iki gün önceye kadar kaldığı odaya ulaşmışlardı. Ahşap kapı, ardına kadar açıktı. İçeriye girdiklerinde, hiç kimsenin olmadığını anlamaları uzun sürmedi. Zaten bunun olabileceği akıllarına gelmişti zira gemi batıyordu. Asıl hala odalarında oturacak olmaları düşük bir olasılıktı.. Şimdi onları aramak gerekecekti. Sırf daha zor olanı yapmaktan kaçınmak için, direk odaya gelmişlerdi. Ancak her halükarda odada olup olmadıklarından da emin olmak gerekiyordu..
Direk filikaların olduğu kata; yani en üst kata çıktılar. Eğer odalarında yoklarsa, en büyük olasılıkla filikalara binmek için gitmişlerdi.
..ve düşündükleri gibi de oldu. Filikaların olduğu bölüme gelir gelmez Mary, Paul ve Jerry'i bir arada görmüşlerdi. Onları ilk gördüklerinde hepsinin yüzü asıktı, suratları soğuktan neredeyse donmuştu ve üçü yan yana ağaç gibi dikiliyorlardı.. Bayan Mary, Anna'yı görür görmez hemen koşup sarıldı.. Yüzü bir anda tam tersi bir ifade almış ve sevinçten "Anna !" diye haykırıvermişti.
"Seni gördüğüme o kadar sevindim ki anlatamam... Dakikalardır her yerde seni arıyorum. Öyle bir gittin ki, kaldığın yeri bile bilmiyorduk. Başına bir şey gelecek diye çok korktum.."